Ancak az yukarıda ifade edildiği üzere, davacının toplu ... sözleşmesinin art etkisi nedeniyle ... sözleşmesi hükmü olarak sadece akçalı alacaklardan yararlanması mümkün olup yürürlüğü sona eren toplu ... sözleşmesinin art etkisi kapsamında ücret zammı talep edilemeyeceğinden, art etki dikkate alınarak zamlı ücret hesabı ile zamlı ücrete göre fark alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması hatalı olmuştur. 4. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep konusu 01.01.2019-25.03.2019 tarihleri arasındaki dönem bakımından da işçilik alacaklarının, 03.09.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 01.01.2019-30.01.2020 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplandığı görülmektedir. Ancak dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 17.05.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 10.....2019 tarihinde işbu dava açılmıştır....
Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 2019/707 E., 876 K. sayılı kararı ile anlaşmalı olarak (TMK md.166/3) boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 1000,00TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 18/02//2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 23/06/2020 tarihinde açıldığı, mahkemece nafakanın değişen koşullar dikkate alınarak 800,00 TL’ye düşürüldüğü anlaşılmıştır. Somut olayda yoksulluk nafakasının kaldırılması şartları oluşmamakla birlikte tarafların sosyal ekonomik durumu, nafakanın niteliği, davacının azalan gelir durumu ve Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mahkemece hükmedilen nafakanın miktarında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
vermediğini beyanla, nafakanın aylık 2.000,00- TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davar aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2022/211 ESAS 2022/25 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğa Konya Ereğli Aile Mahkemesinin 2018/295 Esas, 2018/638 Karar sayılı ilamı 500,00 TL nafakaya hükmedildiğini, çocuğun okul giderlerinin arttığını, sağılık giderlerinin bulunduğunu, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu, kuru yemiş iş yaptığını, yüksek enflasyon karşısında paranın alım gücünün düştüğünü, bu nedenle müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın 1.000,00 TL artırılarak 1.500,00 TL ye yükseltilmesini ve nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Davalının ek karara karşı yapmış olduğu istinaf dilekçesinde özetle; tarafınca ilk yapılan istinaf talebinin nafakanın artırılmasına, arttırılan nafakanın azlığına veya çokluğuna olmayıp, her yıl artırım davasına mahal verilmeksizin ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasını karar verilmesini talep ettiğini, bu nedenle yerel mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılmasına, arttırılan nafakanın aynen devamına, nafakanın her yıl dava açılmaksızın ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Açıklanan nedenler karşısında, müşterek çocuk yararına bağlanan iştirak nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak hakkaniyete uygun bir miktarda arttırılması gerektiği sonucuna varılmış"gerekçesi ile; "Davacının davasının KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, Davacı ile davalının müşterek çocuğu Çağla ÇIRAK için boşanma ilamında hükmedilen 100,00 TL nafakanın 200,00 TL artırılarak 300,00 TL’ye çıkartılmasına ve davalıdan alınarak çocuk adına davacıya verilmesine, Davacı ile davalının müşterek çocuğu Ceylin Sude ÇIRAK için boşanma ilamında hükmedilen 100,00 TL nafakanın 200,00 TL artırılarak 300,00 TL’ye çıkartılmasına ve davalıdan alınarak çocuk adına davacıya verilmesine, Hüküm altına alınan nafakaların her yıl TEFE/TÜFE oranında artttırılmasına,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmedilen nafakanın az olduğundan bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur....