Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ve en son nafaka takdirinin yapıldığı dava tarihinden bu güne değin aradan 4 yıllık bir sürenin de geçmiş olması, bu süre zarfında müşterek çocuğun da ihtiyaçlarının artmış bulunmasına göre, takdir edilen nafaka yeterli değildir. Bu durumda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına,çocuğun yaşına,nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekirken, düşük miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Davacının nafakanın her yıl %25 oranında artışına ilişkin talebinin reddine ilişkin karar yönünden ise TMK'nın 182/3.maddesine göre "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödenebileceğini karara bağlayabilir". Bu madde hükmünce nafaka artışının ne miktarda olacağı hususunu hakim serbestçe takdir eder....
Davalı taraf , hükmolunacak nafakanın her yıl belli bir ödeme statüsüne bağlanmasını talep etmiştir. Mahkemece, aylık 375 TL. yoksulluk nafakasına ve bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. Verilen bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir .Davacı temyizinde, nafakanın her yıl artırılması şeklinde bir talepleri bulunmadığı halde, buna ilişkin bir karar verilmesinin doğru olmadığını ifade etmişir. HUMK.’nun 26. maddesi (eski HUMK.m. 74) gereğince “ hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır ;ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmünü getirmiştir....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ,çocuğun ihtiyaçları ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile DİE’nin yayınladığı TEFE (ÜFE) artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2 nolu paragrafının hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak yerine "müşterek çocuklar 18.02.1994 doğumlu ... için aylık nafakanın 175 TL‘ya 21.08.1998 doğumlu ... için ise aylık nafakanın 125 TL’ye çıkartılarak davalıdan alınıp velayeten davacıya verilmesine.” sözlerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.75 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
tarafından karşı boşanma davası ve nafakanın kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı(karşı davalı)'nın diğer taraf yararına daha önce bağımsız olarak açılıp karara bağlanmış olan nafakanın kaldırılması yönünde harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davası ve dava dilekçesinde bu yönde bir talebi bulunmamaktadır. Daha sonradan tahkikat sırasında 27.10.2014 tarihli dilekçesiyle nafakanın kaldırılmasını istemiştir. Bu hususta harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığı gözetilmeden, davalı (karşı davacı) yararına ... 5. Aile Mahkemesinin 2013/245 esas sayılı dosyası ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davacı kadın nafakanın yıllık ÜFE oranında artırılmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince nafakanın TÜFE oranında yıllık artırımına karar verilmiştir. Gerek Yargıtay 2. Ve 3. Hukuk Dairelerinin müstakar uygulamaları gerekse de davacının talebi nazara alınarak nafakanın yıllık ÜFE oranında artırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davanın KABULÜ ile; Konya 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2021 NUMARASI : 2021/257 ESAS 2021/555 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile Silivri Aile Mahkemesinin 2013/31 Esas 2016/251 Karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, müşterek çocuk Mustafa'nın velayetinin kendisine verildiğini, çocuk için aylık 300 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın takdirinden bu yana 5 yıl geçtiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, paranın alım gücünün düştüğünü belirterek nafakanın aylık 1000 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Robert Bosch fabrikasında çalıştığını, 3.200,00 TL civarı maaşının olduğu, 2011 model polo marka bir aracının olduğu, davalının ise, desinatör olarak çalıştığı aylık asgari ücret aldığı, üzerine kayıtlı bir evi olduğu anlaşılmaktadır. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücret ve üzerine bir evinin olması yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret düzeyinde gelir elde etmesi ve taşınmazının olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
Aile Mahkemesinin 2020/83 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan velayetin değiştirilmesi davası açtığını, açılan işbu davanın sonucunun beklenilmesini talep ettiklerini, müşterek çocuk lehine ödenen nafakanın aylık 175 TL olmadığını, aylık 175 TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının Ankara Batı 1. Aile Mahkemesinin 2017/59 Esas, 2017/278 Karar sayılı ilamı ile aylık 350 TL'ye çıkartıldığını, müvekkilinin aylık 5.500 TL maaş aldığını, müşterek çocuğa ödenen nafakanın yeterli olduğunu, bu aşamada artırılmasına gerek olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile Ankara Batı 1....
davalı hesabına kasaya alındığı anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında, nafakanın hükmedildiği (ve artırıldığı) tarihteki şartların büyük ölçüde değiştiği bir gerçektir....
Aile Mahkemesi'nin 2004/1218 Esas ve 2005/175 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararında müvekkiline 100,00 TL nafakaya hükmedildiğini, bu nafakanın daha sonra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/434 Esas ve 2013/188 karar sayılı ilamı ile 250,00 TL'ye çıkarıldığını, nafakanın yeterli olmadığını, müvekkilinin herhangi bir işinin ve gelirinin bulunmadığını, yalnızca babasından kalan 230,00 TL maaş aldığını belirterek 250,00 TL olarak belirlenen nafakanın 750,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının ekonomik durumunda iyileşme olduğunu babasının ölümü ile kendisine maaş bağlandığını, ayrıca babasından miras kaldığını, nafakanın arttırılmasında yasal bir sebep bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davacı vekili, babasının vefatından sonra davalının ekonomik durumunun iyileştiğini, nafaka koşullarının ortadan kalktığını belirterek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini talep etmiştir....