Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin taleple bağlılık ilkesini ihlal ettiğini, davalının nafakanın azaltılmasını değil kaldırılmasını talep ettiğini, önceki hükmün kesinleşmesinden 2 ay sonra bu davanın açıldığını, müvekkilinin kira gelirinin yoksulluk nafakasına hükmedildiği sırada da mevcut olduğunu, müvekkilinin gelirinin asgari ücretin çok altında olmasına rağmen nafakanın indirilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, reddine karar verilen talepler yönünden, davalı lehine ücreti vekalete hükmedilmesi gerektiğini, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması,davalının aldığı nafakanın faizi ile birlikte iadesi talebine ilişkindir....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği müşterek çoçuğun yaşı ihtiyaçları ve eğitim durumu davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında hükmolunan (artırılan) iştirak nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Ayrıca TMK'nun 176/son, 330/son,365/5.maddesinde hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına ilişkin olarak getirilen bu madde gerekçelerinde de bahsedildiği gibi ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklıların her yıl dava açmak suretiyle emek ve masraf saflarının önüne geçilmek için getirilmiş bir hak olup, bu hak sadece nafaka alacaklılarına tanınmıştır. nafaka borçlularının böyle bir talep hakkı yoktur. Buna görede davacı taraf (nafaka alacaklısı) somut olayda nafakanın gelecek yıllarda artırım talebinde bulunmamıştır. Sadece davalı nafaka borçlusu bu talepte bulunmuştur....
İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakanın indirilmesine dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren indirilmeye başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Ne var ki; bu eksikliğin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün HUMK 438/..., C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/... ek .../... maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. Hükmün ....fıkrasında yer alan "...nafakanın aylık 400.00.-TL ye indirilmesine ..." ifadelerinin çıkarılarak yerine " ...dava tarihinden itibaren nafakanın aylık 400.00....
Hükmü temyiz eden davacı; nafakanın indirilmesini talep etmesine rağmen mahkemece talebinin nafakanın kaldırılması olarak değerlendirildiğini, eksik inceleme ile talebinin yersiz reddedildiğini iddia ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dava; protokol ile belirlenen yoksulluk nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/... hükmü uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/396 E, 2006/324 K sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuğun velayetinin tarafına verildiğini, daha sonra açılan 2007/11 Esas sayılı dava ile müşterek çocuk için aylık 125,00 TL nafakaya hükmedildiğini ve nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına karar verildiğini, nafakanın şu an 223,00 TL olduğunu, ilk nafaka kararından sonra müşterek çocuğun büyüdüğünü ve ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 750,00 TL'ye yükseltilmesini, her yıl TEFE oranında artırılmasını talep...
-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. ...- Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin olup, nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş ... uygulamalarına göre, ... tarafından açıklanan... oranında artışa karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan dava dilekçesinde nafakanın her yıl artırılmasına ilişkin bir talep bulunmadığından, Mahkemece nafakanın her yıl (... ....)/... oranında artırılmasına dair hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının .... bendinde yer alan "nafakanın her yıl (... ....)/... oranında artırılmasına" ifadesinin çıkartılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı...
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı için aylık 200,00 TL, müşterek çocuk için aylık 200,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda, mahkemece davacı yararına hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihi belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakaya dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren ödenmeye başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Somut olayda, davalının yoksulluğu sona ermekle nafakanın kaldırılması veya tarafların boşanma davasında kararlaştırdıkları %30 arbş şartı İle nafaka miktannın ulaştığı nokta itibari ile ödenemez "katlanılamaz" hale geldiği iddia olunarak, indirilmesi talep olunmuştur. Davadaki asıl istem; nafakanın, her yıl yapılan artış miktarının (%30 oranının) yüksekliği nedeniyle nafaka miktarı ve artış oranının günümüze uyarlanmasına yöneliktir. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine kaza-namayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında Medeni Yasa'nın 2. maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler. Sözleşmede kabul edilen nafakanın her yıl %30 arttırılması şartı ile davalı (nafaka alacaklısı); ülkede seyreden yüksek enflasyonun etkilerinden kurtulmayı amaçlamıştır....
Sayılı ilamı ile nafakanın 125TL'ye çıkartıldığını, küçük Raziye'nin lise üçüncü sınıfa gittiğini, ihtiyaçlarının müvekkilince karşılandığını, küçük çocuk lehine hükmedilmiş olan 125TL nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılama noktasında yeterli olmadığını, müvekkilinin mevsimlik işçi olarak asgari ücretle çalıştığını, müvekkilinin annesi ve babası ile birlikte yaşadığını, evin ihtiyaçlarına katkıda bulunduğunu, müvekkilinin bakmakla yükümlü olduğu 21 yaşında geliri olmayan Hatice isminde bir kızının daha bulunduğunu, küçük Raziye'nin üniversiteye hazırlandığını, değişen ekonomik koşullar ve paranın alım gücü nedeniyle nafakanın artırılmasının gerektiğini belirterek küçük T1 lehine hükmedilen nafakanın aylık 1.000TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; Davacı yan nafakanın kaldırılmasını/bu olmadığı takdirde indirilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında daha önce Aydın Aile Mah.nin 2010/1337 E-2011/1549 K.sayılı ve 21.03.2013 kesinleşme tarihli boşanma ilamı ile birlikte kadın lehine aylık 250 TL.yoksulluk nafakasına ve nafakanın gelecek yıllarda dava tarihi esas alınmak suretiyle her yıl üfe oranında artırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Dolayısıyla eldeki dava tarihi itibarı ile nafakanın ulaştığı miktar aylık 250 TL.den daha fazla olmasına hatta mahkemece nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi talebi reddedilmesine rağmen fiilen indirilmesi anlamına gelecek şekilde aylık 250 TL.üzerinden gelecek yıllarda artırılması şeklinde karar verilerek kendi içerisinde çelişkili ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi uygun olmamıştır....