Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının, 2011 yılında nafakanın arttırılması için.... 2. Aile Mahkemesine dava açtığını, bu dava sonunda ödenen nafakanın 225,00.TL'sına çıkarıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,.... 2. Aile Mahkemesinin 2011/175 Esas 2011/207 Karar sayılı hükmü ile nafakanın 225 TL ye çıkarıldığı, takip eden yıllarda nafakanın ÜFE oranında arttırılarak devamına karar verildiği, mahkeme kararına göre davacının ÜFE oranında nafakayı arttırarak davalıdan icra yoluyla talepte bulunabileceği, bu durumda davayı açmakta hukuki menfaati olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK.'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; davacının branda ticaretiyle uğraştığı,aylık gelirinin 2000-2500 TL civarı olduğu,davalının ise bir tekstil firmasında asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir. Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır....
sonra davalının maddi durumunun değiştiğini ve güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, müşterek çocukların yaşlarının da büyüdüğünü, ihtiyaçlarının da bir hayli arttığını, müşterek çocuklar için talep ettikleri nafakanın verilmesinin gerektiğini, davalı tarafından velayetin değiştirilmesi davası açılmış ise de, davalının kötü niyetli davrandığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı-k.davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin karşı davasının ve tüm taleplerinin reddedilmiş olması, davacı-k.davalının davasının ve tüm taleplerinin kabul edilmiş olması, müşterek çocukların velayetlerin müvekkile verilmesi gerekirken müvekkilin davasının ve tüm taleplerinin reddi ile müvekkil aleyhine olarak yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması, müvekkilin karşı davasının reddine yönelik olarak gerekçe kısmında hiç değinilmemesi ve müvekkilin davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesinin gerekçelendirilmemesi, tarafların nafakanın ödenmemesi konusunda anlaşma yapmış olmalarına rağmen müvekkilin nafaka yükümlüsü olarak nitelendirilerek nafakanın kaldırılması taleplerinin reddi ile nafakanın arttırılmasına karar verilmesi, bu husustaki iddialarına gerekçe kısmında hiç değinilmemesi, tarafların sosyal ve mali durumları araştırılmadan, gelirlerinin...
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının kayyım atanmaması, velayetin değiştirilmesi, kurulan şahsi ilişkinin yetersizliği, çocuklar için hüküm altına alınan iştirak nafaka miktarlarının yüksek olması yönünden hatalı olduğunu belirterek kararı bu yönden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava velayetin değiştirilmesi davasıdır. Resen kamu düzenin ilgilendiren haller ile tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; İlk derece mahkemesince; tüm taraf delillerinin toplandığı ve gösterilen tanıkların dinlendiği usul hükümlerinin uygulanmasında ve kurulan ulaşılan nihai sonuçta bir hata edilmediği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre Sivas 1. Aile Mahkemesi'nin 2020/679 Esas 2020/653 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıkları, 2007 ve 2014 doğumlu çocukların velayetinin davalı babaya verildiği, davacı annenin de velayetin değiştirilmesi için dava açtığı anlaşılmaktadır....
Bu itibarla duruşma sırasında davalı tarafın gelecek yıllarda da nafakanın artırılmasını istemesi üzerine gelecek yıllarda nafakanın artırılmasına hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrası olan “ Belirlenen nafakanın her yıl 15 Ocak itibariyle bir önceki yılın ...’nce açıklanan TEFE oranında artırılarak davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,” ilişkin fıkrasının çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 18.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 27.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı karşı davacı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin hükmedilen nafakayı düzenli olarak ödediğini, davacının nafakanın artırılmasına yönelik olarak talebini haklı gösterecek herhangi bir durum olmadığını; bununla birlikte, müvekkilinin maddi durumunda gerileme yaşandığını, nafakanın ortadan kaldırılması şartlarının böylece oluşmuş olduğunu, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise nafakanın ancak TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılabileceğini istenen nafaka artışının fahiş olduğunu beyanla davanın reddi ile karşı davasının kabulüne .... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/332 Esas-2013/436 karar sayılı ilamı ile hükmedilen nafakanın kaldırılmasına, aksi kanaate ise azaltılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/06/2021 NUMARASI : 2020/674 ESAS 2021/352 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; 300 TL olan iştirak nafakasının aylık 700 TL artırımı ile nafakanın aylık 1000 TL ye yükseltilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; tek gelirinin maaşı olduğunu nafakayı 600 TL ye çıkarabileceğini belirtmiş, fazlaya dair istemin reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 500 TL artırımı suretiyle 800 TL ye yükseltilmesine karar verlmiştir....
Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması istekle rinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluğu nun son bulduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını,mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebinde bulunmuştur. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/10/1998 tarih ve 2- 656- 688 sayılı kararında da belirtildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına ilişkindir. Davacı taraf; çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının düşük oluşuna yönelik olarak, davalı taraf; çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasına ve şahsi ilişki sürelerinin kısa oluşuna yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir....