İlk derece mahkemesince 16.05.2013 tarihinde kesinleşen boşanma davası içerisinde çocuk için belirlenen 200,00 TL nafakanın aylık 400,00 TL artışla 600,00 TL 'ye yükseltilmesine karar verilmiştir. Tarafların müşterek küçük çocuğunun yaşı, ihtiyaçları, ilk nafaka belirlemesi üzerinden geçen süre, nafakanın hiç artırılmadığı, çocuğun yaşının ve ihtiyaçlarının arttığı, okula başladığı dikkate alındığında nafakanın artırılması doğrudur. Ancak tarafların ekonomik sosyal durumları, yıllık ÜFE artışları ve hakkaniyet gözetildiğinde artış miktarı yüksektir. Bu haliyle davalı erkeğin, nafaka artışına yönelik istinaf talebinin reddine, miktara yönelik istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 19....
Aile Mahkemesi'nin 2018/371 Esas 2018/907 Karar sayılı kararı ile müvekkili lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası verildiğini, aradan geçen sürede nafakanın yetersiz hale geldiğini belirterek, aylık nafakanın 2.000,00 TL'ye çıkartılmasına ve TMK'nun 176/5. maddesi uyarınca nafakaya ilerleyen dönemlerde uygulanacak artış oranının belirlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 900,00 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen nafakanın düşük olduğunu, ayrıca talep etmelerine rağmen nafakaya ilerleyecek dönemde uygulanacak artış oranının belirlenmediğini açıklayarak kararın kaldırılarak davanın tüm talepleriyle kabulünü istemiştir. GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının artırılması, artırılan nafakanın gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesi isteğine ilişkindir....
2.500,00 TL'ye yükseltilmesini, nafakanın her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklide dikkate alınır. Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı (baba) nın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, iştirak nafakası takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
müdürlüğünün devam ettiğini bu nedenle bu işten de bir gelir elde ettiğini, müşterek çocuk Gökçe için aylık 3.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, sonrasında aylık nafakanın her yıl TÜİK tarafından yayınlanan yıllık ÜFE artış oranı esas alınmak suretiyle arttırılmasını talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de; artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı, aylık 900,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilip davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, ÜFE artırımına ilişkin usulü kazanılmış hak nazara alınıp...
Mahkemece; davacının müşterek çocuğu davalı babanın açık rızası olmaksızın okumakta olduğu devlet okulundan alıp özel okula vermiş olduğu akabinde nafakanın artırılması açmış olduğu, nafakanın artırılmasına ilişkin önceki kararda nafakanın ayrıca her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği ,tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında davalıdan kaynaklanan bir değişiklik söz konusu olmadığı, nafaka yükümlüsüne ek yük getiren, çocukların özel okula gönderilmesinin, taraflarca birlikte kararlaştırılması gerektiği, davalının ücret karşılığı bir işte çalışıp geçimini bu şekilde sağladığı, elde ettiği gelirlerde nafakanın artırılmasını gerekli kılan artış olmadığı ,önceki nafakanın tayin edildiği tarih ve ÜFE oranında artırımının varlığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir....
Yurt içi Üretici Fiyat Endeksine göre hesaplanan miktar çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir miktar olup hakkaniyet ilkesine de uygun değildir, bu nedenle nafakanın çocuk ve davalı yönünden hakkaniyete uygun bir miktar olduğu düşünülen aylık 55,00 TL artırılmasına" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmedilen nafakanın az olduğundan bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkindir. Müşterek çocuk yaranına 2016 yılında hükmedilen aylık 300- TL nafakanın 55- TL arttırılarak 355- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş ise de; yapılan artış azdır....
Davacı dilekçesinde; 2008 yılında davalıdan boşandığını; velayeti kendisine bırakılan müşterek çoçuklardan .......... için aylık 150,00 TL; ............. için 100,00 TL nafakaya hükmolunduğunu; ancak aradan geçen zaman sürecinde müşterek çocukların ihtiyaçlarının artdığını, mahkemece hükmolunan nafakanın yetersiz kaldığını beyanla; müşterek çoçuklardan .......... için hükmolunan 150,00 TL lik nafakanın 400,00 TL ye; ............. için hükmolunan 100,00 TL'lik nafakanın 300,00 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı dilekçesinde; talep edilen miktarın fazla olduğunu sözkonusu miktarı ödeyemeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir ....
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle nafaka yükümlüsü davacının ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılarak, davacının ekonomik durumuna ilişkin sosyal ekonomik durum araştırma sonuçları ile tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, ardından davalının asgari ücret düzeyinde gelirinin olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği göz önünde bulundurularak, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) nazara alınarak, nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, gerekli görülür ise nafakada makul oranda bir indirime gidilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçeyle yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir....