Yine aynı kanunun 331.maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir (HGK 15.07.2009 gün ve 3- 352 E/348 K) . İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. TMK.'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
Hakim iştirak nafakası miktarının belirlerken; çocuğun yaşını, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarını, genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumunu dikkate almalıdır.Somut olayda; taraflar 2008 yılında boşanmışlar; boşanma sonucu müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Nafakaya hükmedilen tarihle artırım talep edilen tarih arasında geçen 2,5 yıllık süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı, çocuğun yaşının büyüdüğü, ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı bir gerçektir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada; müşterek çocuk Denizhan yararına iştirak nafakasının aylık 750,00 TL' ye çıkarılması talep edilmiş, mahkemece 550,00 TL nafakaya hükmedilerek, aylık 200,00 TL yönünden davacının talebi reddedilmiştir. Reddedilen iştirak nafakası miktarının yıllık toplamı 5.390,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık iştirak nafakası miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....
, davacı talebinin, taraflar arasındaki kesinleşen boşanma ilamı ile müşterek çocuklar lehine verilen iştirak nafakalarının artırılmasına ilişkin olduğunu, buna göre müşterek çocuk........ için daha önce hükmedilen iştirak nafakasının 600 TL'ye, müşterek çocuk..... için verilen iştirak nafakasının 1.400 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, davacının aylık 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının 900,00 TL artırılarak aylık 1.250,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık yoksulluk nafakası artış miktarının 10.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Medine Hira'nın aylık 350,00 TL olan iştirak nafakasının 650,00 TL artırımı ile aylık 1.000,00 TL'ye yükseltildiği ve bu çocuk için bir yıllık nafaka artış miktarının ise 7.800,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk Hasan'ın aylık 400,00 TL olan iştirak nafakasının 700,00 TL artırımı ile aylık 1.100,00 TL'ye yükseltildiği ve bu çocuk için bir yıllık nafaka artış miktarının ise 8.400,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının nafaka artış miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2020 NUMARASI : 2020/151 ESAS - 2020/351 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı tarafından 08/10/2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme neticesinde; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, müşterek üç çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, boşanma davasında eşinden nafaka talep etmediğini, kendisi için aylık 250,00 TL müşerek çocuklar için aylık 250,00'şer TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul ettiğini, aylık 1.000 TL nafaka ödeyeceğini belirtmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, davacı lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek 3 çocuk için aylık 250,00'şer TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 1.000,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
İştirak nafakasına gelince; Tarafların Konya 1. Aile Mahkemesinin 2019/296 Esas ve 2021/77 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanmanın 19/04/2022 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile 350,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Somut olayda, dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuğun 2018 doğumlu olduğu, davacı kadının çalışmadığı gelirinin bulunmadığı, ailesiyle yaşadığı, davalı erkeğin ise asgari ücretle başka birinin yanında muhasebeci olarak çalıştığı, 5.000,00 TL kira ödediği, 1 taşınmazının bulunduğu anlaşılmaktadır....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını toplum ve kişilerin vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, velayeti davacı annede bulunan müşterek çocuk Mehmet'in aylık 250,00 TL olan iştirak nafakasının 1.250,00 TL artırımı ile aylık 1.500,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık iştirak nafakası artış miktarının 15.000,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, davalının istinaf talebinin kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmakla, davalının nafaka artış miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....