Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2005 yılında boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuk 2003 doğumlu Hüseyin'in velayetinin davacı anneye verildiği ve lehine aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 2006 yılında açılan nafaka artırım davası neticesinde ise, aylık 100 TL'lik iştirak nafakasının aylık 200 TL'ye yükseltildiği anlaşılmaktadır....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda nafaka yükümlüsü davalının inşaat şirketinde çalıştığı, 3.000.00.-TL kazancı olduğu, yeniden evlendiği, davacının ise ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ise mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile geçim ihtiyaçları, nafakanın niteliği, hakkaniyet ilkesi ile ÜFE endeks artış oranları gözetildiğinde, uygun miktarda artış yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu fazla yoksulluk nafakası artışına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
için aylık 200 TL iştirak nafakası, kendisi için de 250 TL yoksulluk nafakasına hükmediliğini, aradan 2 yıl kadar süre geçtiği çocuğun okul çağına geldiği açıklanarak kendisi için bağlanan nafakanın 600,00 TL'ye çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı düzenli olarak nafakaları ödediğini, 2300 TL maaş aldığını, giderlerinin fazla olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Davacının yoksulluk nafakasının artırımı yönündeki talebinin reddine, çocuk için davanın kısmen kabulü ile 200 TL olan nafakanın 300 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Buna göre, mahkemece; iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2014 NUMARASI : 2013/484-2014/60 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; Lüleburgaz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/344 Esas 2010/181 Karar sayılı ilamı ile davalı ile boşandıklarını, kararın 26/06/2012 tarihinde kesinleştiğini, kendisi için ve velayeti kendisine bırakılan müşterek çocuk lehine 250 'şer TL yoksulluk ve iştirak nafakası takdir edildiğini; takdir edilen nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek, sözkonusu nafakaların 250'şer TL artırılarak 500'er TL'ye çıkartılmasına; ayrıca, nafakaların gelecek yıllarda TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artışına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 400 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 800 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların ...4. Aile Mahkemesinin 2012/493 Esas- 2013/497 Karar sayılı ilamı boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk 1996 doğumlu ... için 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye, iştirak nafakasının 700 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için ve ortak çocuk Enes için ödenen aylık 200.00'er TL yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğunu ileri sürerek; 1.000.00'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakası yönünden artış talebinin reddine, iştirak nafakasının aylık 300.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın iyi niyetten yoksun ve tamamen çıkar amaçlı olduğunu, davacının yoksulluk nafakası almaya devam edebilmek için zorunlu sigorta girişini yaptırmadığını, davalının çocukları için gereken maddi ve manevi desteği sağladığını, yeri gelip nafaka haricinde de çocuklarına harcamalar yaptığını, davacının nafaka miktarlarını artırmak istemesindeki tek amacının davalının zor duruma düşürmek olduğunu, müvekkilinin gelirinin dava dilekçesinde bahsedilen gibi aylık 10.000- 15.000 TL civarlarında olmadığını, bu rakamların gerçeklikten çok uzak olduğunu, pandemi nedeni ile müvekkilinin yeterince çalışamadığını, zaman zaman işsiz kaldığını, devlet tarafından verilen maddi yardımlara başvurmak zorunda kaldığını, davacının maddi olarak davalıdan çok daha iyi bir durumda olduğunu, davalının aylık sabit bir gelirinin bulunmadığını, zor durumda olduğunu, beyan ederek nafaka artırımı talebinin reddine karar verilmesini ve bağlanan...
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar arasındaki bir önceki nafaka artırım davası 19/03/2013 tarihinde açılmış ve nafakalar dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere artırılmıştır....