Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2015 NUMARASI : 2015/187-2015/255 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 22/03/2011 tarihinde boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının boşanma ile yoksulluğa düşmediğini, ev ve araba sahibi olduğunu, kira geliri olduğunu, boşanma sonrası Fransız vatandaşı olduğunu, 1000 euro civarında sosyal yardım aldığını belirterek müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının arttırım talebinin reddi hatalı görülerek, Yıllık Üfe artış oranı, kadının çalışmaya başlaması ve hakkaniyet ilkesine göre tespit edilen 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve davacının bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda; boşanma sırasında aylık 5000 USD nafaka ödemeyi üstlenen davacının sonradan evlendiği, işini devrettiği ve gözlükçüde 1.250,00 YTL ücretle çalışmaya başladığı, kirada oturduğu, devrettiği hisse senetlerinin 750.000.000 TL değerinde olup sonuca fazla etkili olamadığı, davalının ise iddiaya göre davacıdan 163.391 USD nafaka aldığı, bunun haricinde davacı tarafından boşanma sırasında kendisine davacı tarafından devredilen dükkanı 01.08.2005 tarihinde satmak suretiyle 180.000,00 YTL gelir sahibi olduğu, halen 220.000,00 YTL civarında nafaka alacağı ve davacıdan devraldığı şirket hisse senetleri bulunduğu anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ....in yayınladığı ...oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesi'nde belirlenen nafaka, davalının giderleri, davacının gelirinde bir artış olmaması, nafaka talep edenin geçimini kendi imkanlarıyla sağlayabildiği, başkalarına muhtaç olmadığı da dikkate alınarak, iştirak nafakasının arttırılması talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafça yoksulluk nafakasının ÜFE oranında arttırılarak yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş olup, Ankara 10. Aile Mahkemesi kararında ÜFE artışı öngörüldüğü, artışın her yıl kendiliğinden gerçekleşeceği, belirlenen nafakanın ödenmemesi halinde ise icra takibi yapılabileceği, nitekim bu hususta Ankara 17....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu incelemesinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddedilen kısmının yıllık miktarı toplamı [(750,00- 475,00=275,00 TL) (275,00x12=3.300,00 TL)], 5.880,00 TL kesinlik sınırı altında olduğundan, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle, davacının yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacının, iştirak nafakasının arttırılması davası yönünden istinaf isteminin incelemesinde ise; Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların Kırıkkale 1....
Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlaki düşünceler yer almaktadır. Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür....
Somut olayda, tarafların boşanmalarına ilişkin ilamı ile birlikte davalı kadın lehine aylık 800 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının, 2012 yılında açılan nafaka artırım davası sonucunda, davalının da davayı kabul ettiği ve 31/12/2012 tarihinde kesinleşen ilam ile, yoksulluk nafakasının aylık 1.300 TL'ye çıkartıldığı, kadının bu nafaka dışında babasından yetim maaşı aldığı belirtilmiş ise de; boşanma kararının kesinleşme tarihi dikkate alındığında, daha önce açılıp, davacı eş tarafından kabul edilen nafaka artırım davası tarihinde de, kadının babasından dolayı yetim maaşı aldığının davacı erkek tarafından bilindiği, bu hususun davalının mali durumunda yeni bir değişiklik olmadığı, kadının nafaka ve yetim maaşı dışında başkaca bir geliri bulunmadığı, bu gelir miktarları toplamının kendisini yoksulluktan kurtarmayacağı, yoksulluk halinin devam ettiği, yoksulluk nafakasının azaltılması koşullarının bulunmadığı, mahkemece kararda yazılı nedenlerle davanın tümden reddine karar verilmesinde...
Her ne kadar somut uyuşmazlıkta mahkemece;davalının çalışıyor olması gerekçe gösterilerek davalı lehine boşanma sonucunda hükmedilen aylık 1000 TL’lik yoksulluk nafakasının 250 TL'ye indirilmesine karar verilmiş ise de; davalının çalışmaya başladığı iş, her an için sona erdirilebilecek bir iş olup, sabit ve güvenceli bir iş olmadığı ; anlaşmalı boşanmayla kabul edilen 1000 TL lik yoksulluk nafakasının üzerinden geçen zaman sürecinde paranın satın alma gücünde yaşanan değişim, tarafların dosyaya yansıyan sosyal yaşam standartları nazara alındığında ;yoksulluk nafakasında TMK.nun 4.maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken; yoksulluk nafakasının fahiş bir indirimle 250 TLye düşürülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir ....