in reşit oldukları dolayısıyla bu davacılar için tedbir nafakası değil yardım nafakası talep etme haklarının bulundukları bu nedenle tedbir nafakasının arttırılması yönündeki davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.HUMK.nun 76.maddesi (HMK. m.33) ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK'na göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir.Somut olayda, davacılar dava tarihi itibariyle reşittir.Daha evvel ... Aile Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarih ve 2007/366E-2009/588K sayılı kararında davacılardan ... ve ... için 160'ar TL,... ve ... için 240'ar TL YARDIM NAFAKASI takdir edildiği sabittir. O halde davadaki istemin daha önce hükmedilen yardım nafakasının artırılması olarak değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın tedbir nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi isabetli bulunmamıştır....
Mahkemece, bu çocuk için "eğitimine devam ettiği" gerekçe gösterilerek dava tarihinden itibaren aylık 150 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş ve kararın kesinleşmesinden sonra da, iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir. İştirak nafakasının alacaklısı velayetin tevdi edildiği ana ya da babadır. Velayet ve velayet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma zorunluluğu çocuğun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer. (TMK.md.335, 328/1) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakım yükümlülüğü (TMK.md.328/2), ergin olan çocuk tarafından açılmış bir nafaka davası varsa dikkate alınır. .... olan çocuk tarafından, ana ve babanın açıklanan yükümlülüğüne dayanılarak açılmış bir nafaka davası bulunmamaktadır. Öyleyse, dava tarihinde ergin olan çocuk için, tedbir ve iştirak nafakası takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Aile Mahkemesinde boşanma, maddi-manevi tazminat ve tedbir nafakası talebine ilişkin davanın görülmeye başlandığı, müşterek çocuk olmadığı dava esnasında DNA testi ile tespit olunan çocuk için 17.09.2010 tarihli celsede aylık 1000TL tedbir nafakasına karar verildiği, 26.04.2011 tarihli celsede ise 400TL ye düşürüldüğü, davacı bu süreç zarfında tüm nafakaları ödediği görülmüştür. Çocuğa ilişkin... (Anadolu) 1. Aile Mahkemesinde görülen 2012/1799 E. 2012/1834 K. sayılı dosyasında ise 19/12/2012 soybağının reddine karar verilmiş, nafaka dosyasında ise soybağı dosyası ile bağlantılı olarak 19/12/2012 tarihli celsede hüküm ile birlikte yeniden değerlendirmek üzere tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hükümde de çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı - karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Asıl davada; 2004 yılında mahkemece yeniden değerlendirilerek hüküm altına alınmış olan nafakaların aradan geçen süre nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 80 TL den 520 TL ye, iştirak nafakasının ise 100 TL den 700 TL ye artırılması, karşı davada ise; nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 13/11/2020 tarih ve 2020/154- 615 E.K. sayılı Kararın da; "yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının reddi" yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı-davalı erkek vekilinin, Mersin 8....
Aile Mahkemesi'nin 2003/596 E 2004/1199 K sayılı hükme bağlanan ve Kaman Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/208 E sayılı dosyası ile 110,00 TL'ye yükseltilen yoksulluk nafakasının arttırılarak aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı-davalı tarafça açılan yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddine, iştirak nafakalarının kaldırılması davasının hukukî yararın bulunmaması nedeniyle usulden reddine ve davalı-davacı tarafça açılan yoksulluk nafakasının arttırılması davasının kısmen kabulü ile davalı-davacı lehine hükme bağlanan aylık 110,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihinden itibaren arttırılarak aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2019 NUMARASI : 2019/34 ESAS 2019/474 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması / indirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı tarafından süresi içinde istinaf, davalı tarafından ise katılma yoluyla istinaf yoluna başvurulmakla evrak okunup gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aylık 350,00 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde aylık 100,00 TL ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir . Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL ye indirilmesine karar verilmiştir....
gelirinin olmadığını, desteğe ihtiyaç duyduğunu, üstelik boşanmaya sebebiyet verenin kendisi de olmadığının açıkça belirlendiği halde davanın nafaka ve tazminatlar yönünden reddinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasının kaldırılması kararının da yasaya uygun olmadığını, nafaka talebini tanıma davasından ayrı dava ile talep ettiklerini, dolayısıyla tanıma davasının akıbetine bakılarak nafaka süresi bakımından hüküm verilemeyeceğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme kararının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilin yoksulluğa düştüğü, muhtaç durumda olduğu gerçeğinin ortada olduğunu, davalının memur olarak çalıştığını, nafaka konusunda ilk kararı veren mahkemenin Ankara 18.Aile Mahkemesi olduğunu, TMK madde 201 e göre Yetkisizlik kararı ile dosyanın Ankara 18.Aile Mahkemesine gönderilmesini, bu talepleri uygun görülmez ise yerel mahkemenin hukuka aykırı kararının kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacının kendisi için talep ettiği tedbir (önlem) nafakası (TMK.nun 197. mad.) talebi ile müşterek çocuk için TMK.nun 169. maddesi uyarınca hükmedilmiş olan tedbir nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....