"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması, Şahsi İlişki ve Nafakanın Taraflar arasındaki davaların yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka ve kişisel ilişki yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığı gibi nafaka yönünden miktar itibariyle duruşma sınırını aşmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Aile Mahkemesi'nin 2019/69 Esas sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, müşterek çocuk Duru Ecrin için 750,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve bu nafakanın her yıl %15 artırım yapılacağına dair karar verildiğini, müvekkilinin Konya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nde çalıştığını, kurumun kararı doğrultusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde çalışması için görevlendirildiğini, bu görevlendirme sonrası ekonomik anlamda zor bir süreç ile mücadele etmek zorunda kaldığını, davalının çalışmakta olup maddi gelire sahip olduğunu, ayrıca davalının çalıştığı kurum ile alakalı olarak lojmanda ikamet ettiğini, ikamet için giderinin müvekkiline göre az olduğunu belirterek nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde nafakanın azaltılarak 300,00TL'ye hükmedilmesine ve nafaka artış oranının sıfırlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
nafakanın her iki çocuk için de aylık 250,00 TL artırılarak............"...
Bu kapsamda ilk derece mahkemesince nafakanın azaltılmasına hükmedilmesinde, belirlenen nafaka miktarında ve nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına dair kararında her hangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak; davalının istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, HMK.nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Kayseri 8....
Bu kapsamda ilk derece mahkemesince nafakanın azaltılmasına hükmedilmesinde, belirlenen nafaka miktarında ve nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına dair kararında her hangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak; davalının istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, HMK.nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Kayseri 8....
TMK'nın 330. maddesine göre" nafaka miktarı,çocuğun ihtiyaçları ve ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." TMK'nın 331. maddesinde ise" durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemeleri getirilmiştir. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafaka miktarı belirlenirken, çocuğa fiilen bakan anne babanın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların dikkate alınması zorunludur. Mahkemece nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumu, hakkaniyet ilkesi, ilk nafakanın hükmedildiği tarihte geçen süre dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir....
Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. …) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. .......................
Buna göre belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle de orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken, davacının ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir....