ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2020/141 ESAS 2021/111 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Kaldı ki, davalı babanın mesleği kuaförlük olup, hali hazırda işsiz görülmesi de, nafaka artışı yapılmasına engel değildir. Nafaka yükümlüsü kendi mesleki durumuna göre çalışmıyor ve bu konuda çaba harcamıyorsa sonuçlarına katlanmak zorunda olduğundan nafaka yükümlülüğü devam eder. Öyle ise, mahkemece; bu hususlar dikkate alınarak, müşterek çocukların ihtiyaçlarında meydana gelen artış, tarafların ekonomik sosyal durumları, halen ödenen nafaka miktarı nazara alınarak, TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek; nafakanın, uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
TMK'nun 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre, mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamalarına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; nafaka TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Denizli 3....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2022 NUMARASI : 2022/267 ESAS 2022/925 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, nafakanın bağlandığı tarihten dava tarihine kadar çocuğun ihtiyaçlarının arttığını paranın satın alma gücünün düştüğünü belirterek aylık 300 TL olan iştirak nafakasının aylık 2500 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlu asil 25.09.2014 tarihli beyanında, anne için 200,00 TL müşterek çocuklar için 175,00 TL olmak üzere toplam 550,00 TL yatırdığını, dava dilekçesinde de...’ye göre artırımı sadece çocuklar için yaptığını bildirmiştir Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; talep edilebilecek nafaka miktarı olarak Aralık 2011’den Temmuz 2014 tarihine kadar alacaklı anne için 6400,00 TL, müşterek çocuklar için ise 19.284,62 TL hesaplanmıştır. Ancak Aralık 2011 tarihi itibariyle müşterek çocuklar için 350,00 TL olan nafaka miktarının, bir yıl sonra...’ye göre artırılması gerekirken, Ocak 2012’de artışa tabi tutulması ve Temmuz 2014 nafakası muaccel olmadığından hesaplamanın Haziran 2014 (dahil) tarihine kadar yapılması gerekirken Temmuz 2014 nafakasını da kapsayacak şekilde hesaplama yapılması hatalıdır. Diğer taraftan takip dayanağı ilamda alacaklı anne için hükmedilmiş bir nafaka yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/576 Esas ve 2012/280 Karar sayılı ilamı ile davacı ... lehine aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk 1999 doğumlu ....h için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 700,00 TL'ye; iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Davalı, davacı tarafından daha önce açılan nafaka artırımı davasında TÜFE oranında nafakanın artışına karar verildiğini, talep edilen nafakayı ödeyecek maddi durumu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, önceki davaya konu kesinleşen ilama göre hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre ne miktarda ödeneceği hususunun mahkemece belirlenmesi karşısında davacının yeniden nafaka artırımı davası açmasında hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının ise Cumhuriyet Savcısı olup 6.757 TL civarı gelirinin olduğu, davalının gelir durumunda nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşıldığından, mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocukların yaşına, eğitim durumlarına ve ihtiyaç durumlarına göre, mahkemece her bir çocuk lehine takdir edilen aylık 400,00'er TL iştirak nafakası miktarı düşüktür. Bu nedenle mahkemece, müşterek çocukların ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu gözetilerek Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bir iştirak nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük nafaka takdiri doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....