Davalı vekili, davacı kadının anne ve babasının yanında kaldığını, Kaymakamlıktan maddi yardım aldığını, giderlerinde herhangi bir artış olmadığını, davalının yeniden evlendiğinden masrafların arttığını, bu nedenle, davanın reddine, davalının eşinin nafaka ödenmesini sorun haline getirdiğinden TMK. 176. maddesi gereğince toptan nafaka ödenmesi yönünde karar verilmesini, bunun kabul görmemesi durumunda, takdir edilen nafakanın sonraki yıllara ait artış oranının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; arttırılan nafaka miktarı aylık 300,00- TL'dan yıllık 3.600,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka arttırım miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı fahiş olup TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik sosyal durumları değerlendirilerek davacının giderleri ile nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde dava dışı annenin de davacının masraflarına katlanma yükümlülüğü dikkate alınarak TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Artırılması--Nafakanın Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Birleşen nafaka artırımı dosyasında davacı... ile davalı ...'in, birleşen nafakanın kaldırılması dosyasında davalı ...'in vekaletnamesi bulunmamaktadır. Vekaletnamelerin eklenerek gönderilmesi, ibraz edilmediği takdirde karar ve temyiz dilekçelerinin davacı-davalı ... ve davalı-davacı ...'e tebliği ile tebliğ belgelerinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2007...
TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesinde ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331.maddesine göre; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Tüm bu maddeler doğrultusunda, mahkemece, iştirak nafakası belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; davalı babanın.......
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası . oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 20/10/2011 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 350 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı, davalının ise yurtdışında çalıştığı, tercümeli evraktan aylık 1836 Euro gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Buna göre; nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu bağlamda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Ankara 1.Aile Mahkemesi'nin 2009/1285 E-2010/659 K sayılı nafaka artırım dosyasında, davacı ...'un yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, babasının vefatı nedeniyle 3 ayda bir 1.250 TL maaş aldığı, Keçiörende 1 adet oturduğu ev ile veraset yoluyla intikal eden dairesinin bulunduğu tespit edilmiştir. İş bu dosyada yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasında ise davacının babasından dolayı 3 ayda bir 2.200TL maaş aldığı, Şarkışla İlçesinde bir evi ile Keçiören'de bir evi olduğu tespit edilmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, yeniden evlendiğini ve iki çocuğu daha bulunduğunu, davacının da müşterek çocuğun ihtiyaçlarına katkı sağlamakla yükümlü olduğunu belirterek; mevcut nafakanın ancak, ÜFE oranında artırılmasına ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumunda nafakanın artırımını gerektirir önemli bir değişiklik ve davalının gelirinde de büyük bir artış olmadığı; ayrıca, davalının yeniden bir evlilik yaptığı ve iki çocuğu daha bulunduğu, maaşından kalan miktar ile yaşamını zorlukla idame ettirebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....