WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafın gelecek yıllarda da hükmolunan nafakanın artırılmasını isteme hakkı yoktur. Açıklanan nedenlerle somut olayda davacı taraf sadece mevcut iştirak nafakalarının artırımını istemiş olup gelecek yıllara ilişkin artırım talebi yoktur. Bu itibarla duruşma sırasında davalı tarafın gelecek yıllarda da nafakanın artırılmasını istemesi üzerine gelecek yıllarda nafakanın artırılmasına hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrası olan “ Belirlenen nafakanın her yıl 15 Ocak itibariyle bir önceki yılın ...’nce açıklanan TEFE oranında artırılarak davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,” ilişkin fıkrasının çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 18.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 27.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2023 NUMARASI : 2022/82 ESAS 2023/64 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların müşterek çocuğu Esra Nur için aylık 400,00 TL olarak bağlanmış bulunan iştirak nafakasının aylık 2.000 TL'ye çıkartılmasına ve nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın KISMEN KABULÜNE; Aksaray 2....

    Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; her ne kadar davalı kadının 01.04.2011 tarihinden sonra sigortalı bir işe girip çalıştığı tespit edilmiş ise de; aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamı, onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda değildir. Davacının ise, aldığı maaş miktarı gözetildiğinde nafaka ödeme gücüne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleşmediği; ancak, davalının sigortalı çalışarak elde ettiği gelirin, ödenmekte olan nafaka miktarının tayininde etken olduğu gözetilip, nafakanın hakkaniyet ölçüsünde bir miktar indirilerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde ödenmekte olan nafakanın tümden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Mahkemece; tarafların 15.08.2012 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuklar Yaren ile Yağmur'a 150,00' şer TL nafaka bağlandığı ve bu nafakanın her yıl %10 oranında arttırılacağı şeklinde tarafların mutabık kalmaları nedeniyle bu şekilde karar verildiği; 2013 yılında 330,00 TL yatırıldığı, 2014 yılında nafaka bedeli olarak 365,00 TL yatırıldığı ve makbuzların davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edildiği; yani, her bir çocuk için 182,50 TL nafaka bedelinin halen ödenmekte olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. TMK'nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK'nun 330. maddesindeki düzenleme ise, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir....

        Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarına göre, davacının gelirinin olmadığı, babasının evinde kaldığı; davalının ise başka bir kadınla yaşadığı ve bu kadından bir çocuğu olduğu, düzenli işinin olmadığı, şoförlük yaptığı anlaşılmış; davalı tarafından, nafaka kararından sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....

          Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 23.01.2008 gün ve 4252 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 21.02.2008 gün ve K.Y.B.2008/26080 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya kapsamına göre; Borçluya isnat edilen ve İİK’nun 344.maddesinde düzenlenen nafaka borcunu ödememe eyleminin müeyyidesi üç aya kadar tazyik hapsi olmasına rağmen mahkemece 10 gün hapsen tazyik cezası verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi, diğer taraftan borçlu hakkında başlatılan takipte tebliğ edilen icra emrinde birikmiş nafaka alacağının yanında takip tarihinden itibaren işleyecek aylık 100.00 YTL nafakanın da ödenmesinin talep edildiği ve İİK’nun 344.maddesinde düzenlenen suçun oluşması için icra emrinin tebliğinden sonra herhangi bir aya ait nafaka borcunun ödenmemesinin yeterli olduğu, ayrıca şikayet tarihinden geriye doğru ödenmemiş bir aylık nafaka alacağının tahakkuk etmiş olması karşısında borçluya isnat edilen eylemin oluştuğu gözetilmeksizin...

            Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..in yayımladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ...in yayınladığı... artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı) gelir durumu nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....

              Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafaka takdirine ilişkin ilamın kesinleşme tarihi ile eldeki davanın açılış tarihi arasında geçen süre ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk için takdir edilen nafaka miktarı uygundur. Tüm bu anlatım karşısında tarafların istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir....

              Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2012 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davanın KISMEN KABULÜ ile; Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2010/169 Esas 2012/260 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL artırılarak aylık 800,00 TL olarak devamına, aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden (07/02/2020) itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. ÜFE oranı hesaplanırken önceki nafaka davası dosyasının kesinleşme tarihi ile yeni nafaka davasının açıldığı tarih dikkate alınır....

              Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez." hükmünü içermektedir. Diğer taraftan; nafaka davalarında miktarı takdir hakime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2 maddesi hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu