Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Bu nedenle davacının davalıya sözlü veya fiili saldırıda bulunması nafaka talebinin reddi için tek başına gerekçe olamaz Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'...
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2020/515 ESAS 2021/427 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Davalı-karşı davacı (kadın)'ın dava tarihi itibariyle ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklılığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, bu davanın da kabulü ile sözü edilen dava tarihinden geçerli olmak üzere davacısı (kadın) yararına (boşanma davası süresince Türk Medeni Kanununun 167'nci maddesine dayanılarak tayin edilen nafaka ile tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekir. Bu husus nazara alınmadan birleştirilen nafaka davasıyla ilgili yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; ... Ale Mahkemesi'nin 2014/151 Esas dosyası ile davalı koca tarafından davacı aleyhine yoksululk nafakasının kaldırılması talep edildiği, mahkemece 15.05.2014 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiği, kararın 25.06.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Dosya kapsamından, müşterek çocukların herbiri için talep edilip kabul edilen iştirak nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının çocuklar yönünden ayrı ayrı çocuk Musa için 400,00x12=4.800,00 TL, Esra için 500,00x12= 6.000,00 TL dir. İstinaf istemine konu edilen tutarın davalı yönünden (kabul edilen ) 4.800,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı Kanunun 41. maddesi ile değişik 341/2. maddesinde belirtilen 1.500,00 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmış, Ek 1. madde ile de parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup, buna göre kesinlik sınırı 01/01/2017 tarihinden itibaren 3.110,00 TL, 01/01/2018 tarihinden itibaren 3.560,00 TL; 01/01/2019 tarihinden itibaren 4.400 TL ve 01/01/2020 tarihinden itibaren 5.390,00 TL, 01/01/2021 tarihinden itibaren ise de 5.880,00 TL'dir....
Dosya kapsamından, müşterek çocukların herbiri için talep edilip kabul edilen iştirak nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının çocuklar yönünden ayrı ayrı çocuk Musa için 400,00x12=4.800,00 TL, Esra için 500,00x12= 6.000,00 TL dir. İstinaf istemine konu edilen tutarın davalı yönünden (kabul edilen ) 4.800,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı Kanunun 41. maddesi ile değişik 341/2. maddesinde belirtilen 1.500,00 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmış, Ek 1. madde ile de parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup, buna göre kesinlik sınırı 01/01/2017 tarihinden itibaren 3.110,00 TL, 01/01/2018 tarihinden itibaren 3.560,00 TL; 01/01/2019 tarihinden itibaren 4.400 TL ve 01/01/2020 tarihinden itibaren 5.390,00 TL, 01/01/2021 tarihinden itibaren ise de 5.880,00 TL'dir....
Buna göre; kabul edilen nafaka miktarı aylık 450,00- TL'dan yıllık 5.400,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, kabul edilen nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.....
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da temyizde bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. ... olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1090,00 YTL) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 1. bentte açıklanan nedenlerle maddi tazminat yönünden ONANMASINA, yoksulluk nafakası yönünden ise 2. bentte açıklanan nedenle REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.30.04.2007...
Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." (TMK....
Bu hali ile ; icra takibi dayanağı nafaka alacağı olup işleyen nafaka alacağı adi alacak değildir ve borçlunun maaşının haczi kabildir. Bu nedenle işleyen aylık nafakanın tamamı için maaşa haciz konulmasında yasaya aykırılık yoktur. Ancak birikmiş nafaka alacağı için genel nitelikteki düzenleme olan İİK'nun 83. maddesinin uygulanması zorunludur. İlamda hüküm altına alınan iştirak nafakası alacağı her ay tahakkuk edip ödenmesi gereken alacalardan olduğundan , iştirak nafakasının sona erdiğine veya kaldırıldığına ilişkin bir karar da bulunmadığından , borçlunun nafaka ödeme yükümlülüğünün sona erdiği söylenemeyeceğinden , alacaklının takipte devam eden aylar bakımından maaş haczinin ve kesintilerin devamı iradesinde bulunması halinde dahi haciz haksız haciz olmayacaktır....