Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl dava ortak çocukla baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, birleşen dava ise ortak çocuğun velâyetinin değiştirilmesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık konusu ortak çocuk ile baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin usule, yasaya ve çocuğun üstün menfaatine uygun olup olmadığı, asıl davanın kısmen reddi nedeniyle davalı-davacı baba yararına vekâlet ücreti gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 2016 doğumlu Hacer Buğlem'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Dinlenen müşterek çocuğun beyanları, uzman görüşü raporlarına yansıyan beyan ve tespitler ile toplanan delillerden, müşterek çocuğun mevcut düzeninden memnun olduğu, velayetin değiştirilmesi talebine dayanak beyan ve iddiaların somut olarak ispatlanamadığı, davalının velayet sorumluluğunu yerine getirdiği, mevcut velayet durumunun çocuğun menfaatine uygun olduğu anlaşılmakla velayetin değiştirilmesi talebi yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle, Davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, yetersiz uzman raporları esas alınarak tanıkları Hacer Gönül dinlenmeksizin, davalarının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; hükmün usul ve yasaya uygun olması nedeni ile istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. (330/1 maddesi) TMK'nın 331 maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Küçüğün nafaka ihtiyacı tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davası sırasında iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem dava konusu yapılabilir. Velayetin eşlerden birine verilmiş olması diğer eşin bakım borcunu ortadan kaldırmadığı gibi ana ve babanın bakım borcu çocuklar ergin oluncaya kadar devam eder. Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate almalıdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Nitekim, iştirak nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir....
Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Poyraz Dağıstan'ın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetin yukarıda sayılan sebeplerin gerçekleşmesi durumunda değişmesinin birtakım sonuçları da ortaya çıkmaktadır. Velayetin değiştirilmesi ile birlikte velayeti kendisinde bulunmayan anne veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmakta olup, mahkemece de bu ilişkinin kurulması gerekir. Yine velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu da unutulmamalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2022 NUMARASI : 2020/475 ESAS-2022/246 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Antalya 5. Aile Mahkemesinin 2010/1363 esas ve 2011/256 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, ortak çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, daha sonra davacının ağır bir hastalık geçirdiğini ve çocuğa bakamaz hale geldiğini, davalı tarafın çocuğun kendisi ile birlikte ikamet ederek okula gittiğini gerekçe göstererek velayetin değiştirilmesi davası açtığını, davacının da davayı kabul ederek Antalya 5. Aile Mahkemesinin 2017/714 esas ve 2017/1095 karar sayılı ilamı velayetin değiştirilmesine karar verildiğini, davalının velayet görevini kullanırken müşterek çocuğa şiddet uyguladığını, bunun üzerine çocuğun evden kaçtığını ve polise gittiğini, bu olay neticesinde açılan davada Antalya 27....
Her ne kadar, davacı vekili tarafından velayet değişikliği ve nafaka için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, iştirak nafakasına hükmedilmesi velayet kararına bağlı fer'i bir hüküm olduğundan, bunun için ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşılmakla, davacının bu konudaki istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dairemizce; velayetin düzenlenmesi kararının fer'isi olan nafaka yönünden yeniden hüküm kurulduğundan harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda yeniden hüküm kurulamayacağı kanaatine varılmıştır. Bunun yanında, mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, buna ilişkin (tensip, duruşma zabıtları, karar evrakında) bir belirleme yapılmadığı anlaşılmış ise de, bu eksiklik sonuca etkili görülmediğinden eleştirilmekle yetinilmiştir....
Velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında ayın her Cumartesi günü anne yanında kişisel ilişki kurulması annenin velayet hakkını kısıtlayacak niteliktedir. Değişen şartlar karşısında velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi de imkan dahilindedir. Bu kuralı bertaraf edecek şekilde ileriki uzun yılları içine alacak şekilde kişisel ilişki kurulması da doğru görülmemiştir. Sonuç: Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple kişisel ilişki yönünden (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.04.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir....