Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı TÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
(TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Bu bağlamda; belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir....
Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, özellikle nafaka alacaklısı çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde; takdir edilen nafaka miktarı düşük olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.maddesindeki ‘….300,00 TL yardım nafakasının dava tarihi olan 15/04/2011 tarihi itibariyle 400,00 TL ye yükseltilmesine..’’ ibaresindeki ‘400,00 TL ye yükseltilmesine’ rakam ve ibaresinin çıkartılarak yerine ‘500,00 TL ye yükseltilmesine’ rakam ve ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 26.03.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Birleşen nafaka dosyasında 22.10.2013 tarihli ara karar ile, davalı-davacı erkek lehine 400 TL tedbir nafakasının davacı-davalı kadından, 250 tedbir nafakasının ise davalı (ortak çocuk) Ferah'tan alınarak davalı-davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir. Ara karara atfen verilen hükümde ise "Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/356 esas sayılı dava dosyası ile mahkememizde birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonucunda, davacı H.. B.. hakkında Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/356 esas sayılı dosyası ile 22.12.2013 tarihli ara kararı gereği bağlanan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra Türk Medeni Kanununun 364. maddesi gereğince aylık 500 TL yardım nafakasının davalı F. B.'dan alınarak davacı H.. B..'a verilmesine" şeklinde karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2022 NUMARASI : 2020/544 ESAS 2022/768 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yardım Nafakası)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Ziraat Fakültesinde öğrenci olduğunu, anne ve babasının boşandığını, davalının müvekkili ile ilgilenmediğini, davalının muhasebeci olduğunu belirterek aylık 1000 TL yardım nafakasının yıllık ÜFE artışına bağlanarak lehlerine takdirini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 250.TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 09.09.2015 tarih, 2015/6102 Esas ve 2015/13781 Karar sayılı ilamı ile “... mahkemece; nafaka takdir edilirken davacının annesinin gelir durumunun gerektiği gibi araştırılmaması, ayrıca eğitim ve sosyal durumu da dikkate alınarak ihtiyaçları doğrultusunda davacının geçinmesi için gerekli ve nafaka yükümlüsü olan davalı babanın tesbit edilen gelir durumuna uygun olarak daha yüksek miktarda nafaka takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde düşük miktarda nafaka takdir edilmiş olması, doğru görülmemiş...” gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350.TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacının davasının kısmen kabulü ile; T1 için dava tarihinden itibaren her ay düzenli olarak 1.500 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, söz konusu nafaka miktarının kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, T2 için hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 750 TL daha arttırılarak 1.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, söz konusu nafaka miktarının kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir. Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Dosyanın incelenmesinden; davacının dava açıldığı tarihte lise öğrencisi olup, herhangi bir gelirinin olmadığı, davalının ise; asgari ücretle çalıştığı görülmüştür....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; kendisi için 500,00 TL, müşterek çocuk... için 500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde yardım nafakasının tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece, talep yardım nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yardım nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....