Hukuk Dairesi'nin 2021/1745 Esas 2021/1455 Karar sayılı ilamı ile; Davacı T4 ) yararına aylık 700,00TL hükmolunan yardım nafakasının dava tarihi 14/01/2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 600,00TL arttırılarak, aylık 1.300,00TL'ye yükseltilmesine, yardım nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl üfe oranında artırılmasına, karar verildi....
Ancak; dava, iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmış olup, yargılama sırasında müşterek çocuğun ergin olması nedeniyle davaya yardım nafakası olarak devam edilmiştir. Bu nedenle davada iki ayrı nafaka istemi ve buna bağlı olarak iki ayrı davacı (nafaka alacaklısı) bulunmaktadır. Mahkemece verilen ilk hükümde sadece iştirak nafakasına hükmedilmiş ve yardım nafakası istemi reddedilmiştir. Hükmün her iki nafakaya yönelik temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur. Buna göre, bozma ilamına uyan mahkemece davacıların nafaka talepleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile sadece yardım nafakası yönünden karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
GEREKÇE : Asıl dava; iştirak nafakasının arttırılması, birleşen dava ise; yardım nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Asıl davada, müşterek çocuk Yuşa Nur için aylık 400,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 300,00 TL arttırılarak, 700,00 TL'ye yükseltilmesine hükmedilmiş olup, yıllık arttırılan nafaka miktarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Birleşen davada, davacı Fatma Nur lehine aylık 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiş olup, yıllık yardım nafakası miktarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, asıl davada arttırılan, birleşen davada ise, hükmedilen yıllık nafaka miktarları itibariyle ayrı ayrı kesin niteliktedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece davada yetkisizlik kararı verildiğini, yetkisizlik kararının hatalı olup kaldırılması gerektiğini, açılan davanın müvekkilin kızına karşı açmış olduğu yardım nafakasının kaldırılması davası olup müvekkilin dava tarihinde ve halihazırda Battalgazi Mah. Çukurharmanlar Sok. C Blok No:8/11 Melikgazi / KAYSERİ” adresinde ikamet ettiğini, işbu davaya bakmakta yetkili mahkemenin açıkça Kayseri mahkemeleri olduğunu, yetkiye yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın devamı için dosyanın açıkça yetkili olan Kayseri 8. Aile Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, yardım nafakasının kaldırılması (TMK.nun 328 ve 364- 366. ile 176. mad.) talebine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece, davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; dava tarihinden başlamak üzere davacı yararına aylık 1.500,00- TL. yardım nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, Hükmedilen yardım nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, istinaf gerekçelerinin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, aylık 3.000- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, takdir olunan nafaka miktarının her yıl TFE TÜFE ortalaması oranında artırılmasını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava yardım nafakası (TMK.nun 328 ve 364/1. mad.) davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Davacı hem yardım nafakasının kaldırılması hem de yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddini istinafa getirmiş, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, ve 59,30 TL maktu istinaf karar harcı yatırmıştır. Davaların birlikte açılması onların bağımsız niteliğini ortadan kaldırmaz. Davacının yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, istinaf dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Ancak her iki dava için ayrı ayrı 59,30 TL maktu istinaf karar harcı yatırılması gerekirken tek bir dava için 59,30 TL harç yatırıldığı anlaşılmaktadır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olmasına, TMK'nun 364/son maddesinin yollamasıyla 328.maddesinde çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın bakım görevinin çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam edeceğinin hükme bağlanmasına, yardım nafakasının niteliğine, göre nafakaya hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş ise de, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, davacının başarı durumuna bağlı olarak aldığı burs miktarlarına, davalı baba ile dava dışı annenin belirlenen gelir durumlarına, davalının diğer çocuğu için de iştirak nafakası ödeme yükümlülüğünün bulunmasına göre nafaka miktarının yüksek olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulüne, nafaka miktarına bağlı olarak fer'i hükümler de etkileneceğinden karardaki...
Davalı, aleyhine hükmolunan yardım nafakasının kaldırılması gerektiğini ileri sürmek suretiyle yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri sekiz bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir. Somut olayda; davalının kaldırılmasını talep ettiği yardım nafakasının kabul edilen miktarının yıllık tutarı (600,00- TLx12=7.200,00- TL) Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesi uyarınca belirlenen parasal sınırın altında kalmakta olup, karar kesin niteliktedir....
Ancak, TMK. nun 328. maddesinin 2. fıkrası; “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.“ hükmünü, 364. maddesi ise; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.“ hükmünü içermektedir. Yine, somut olayda; müşterek çocuklardan ... için, 18.07.2005 tarihinde iştirak nafakası olarak bağlanan 50 TL’nin açılan artırım davaları ile en son 225 TL'ye çıkartıldığı, bu çocuğun 18 yaşını doldurması sebebiyle iştirak nafakasının kesildiği; bu sebeple açılan işbu dava ile, davacılar vekilinin üniversite öğrencisi olan reşit için 750 TL yardım nafakası talep ettiği, mahkemenin davayı kısmen kabul ederek reşit ... için 350 TL yardım nafakasına hükmettiği anlaşılmıştır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....