Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 tarihli ve 196-239 sayılı kararıyla, nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarının esas alınacağı benimsenmiştir. Benimsenen bu ilke doğrultusunda, nafaka davalarında gerek temyiz, gerekse karar düzeltmelerde, kararın temyiz ve karar düzeltmeye tabi olup olmadığı, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarına göre belirlenecektir. Davacı, açtığı nafakanın artırılması davası ile kendisi için aylık irat şeklinde hükmedilen yoksulluk nafakasının 100 liradan 200.- liraya, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 75.- lira iştirak nafakasının ise 400.- liraya yükseltilmesini istemiş; mahkemece, yoksulluk nafakası 50 lira artırılarak 150 liraya, iştirak nafakası da aynı miktar artırılarak 125.-liraya yükseltilmiştir. Hüküm altına alınan nafakalardaki artış miktarı aylık 100 lira, yıllık ise 1200 liradır....
yatırıldığını, ödenmemiş herhangi bir nafaka alacağı bulunmadığını ileri sürerek itfa nedenine dayalı olarak icranın geri bırakılmasına karar verilmesini mahkeme aksi kanaatte ise 211 numaralı taşınmazın haline münasip evi olduğunu bu nedenle haczin kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile dava tarihinden önce birikmiş nafaka alacağı ile davacının kendisi için yoksulluk ve iştirak nafakası alacağı olarak aylık 4.000TL işleyecek nafaka alacakları bakımından davacı borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına, takibin dava tarihinden itibaren aylık toplam 4.000TL yoksulluk ve iştirak nafakası alacağı üzerinden devamına, dava tarihi öncesi alacağın bulunmadığı kabulü ile şikayete konu 211 nolu bağımsız bölüm mahcuz taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2021 NUMARASI : 2020/1175 ESAS, 2021/1811 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASI- VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ile yaklaşık 3 ay kadar önce anlaşmalı olarak resmen boşandıklarını, müşterek çocuklar Azra Elif, Yağmur, Servet Hasan'ın velayetinin tarafına verildiğini, çocukların masraflarını karşılamakta zorlandığını belirterek, dava tarihinden itibaren müşterek çocuklar için aylık 1.500,00'er TL olmak üzere toplamda 4.500,00 TL nafakanın dava başlangıcında tedbir, dava bittikten sonra da iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini...
in velayetinin kendisine verilmesini istediğini ileri sürerek çocuğun velayetinin değiştirilmesine, davacı için yoksulluk nafakasına, kızı için iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı yan, duruşmada ise 3.750.00 TL yoksulluk nafakası talep etmiş, velayetin değiştirilmesi talebinden ise vazgeçmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında nafaka ödemeyi kabul etmediklerini,davanın reddini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; davacı yararına aylık 2.500.00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, velayetin değiştirilmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ve iştirak nafakası isteminin reddine, davacı babanın birleşen davasının kabulüne, çocuk babaya verildiğinden, iştirak nafakası isteminin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 182.maddesi uyarınca "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır" hükmü uyarınca; velayeti babaya verilen küçüğün bakımına, eğitim ve gözetimine katkıda ve yardımda bulunmak için davacı-birleşen davalının dosyadaki deliller ve sosyal ekonomik araştırma raporuna göre belirlenen mali gücü oranında ödeyeceği nafaka miktarı belirlenmiştir." gerekçesi ile; "I-A-1- Davacı birleşen davalı T1 mahkememizin 2020/219 esas sayılı dosyasında açmış olduğu müşterek çocuk Defne’nin velayetinin değiştirilmesi ve aylık 1.000 TL iştirak nafakası ödenmesine yönelik davasının REDDİNE, II-B-1- Davalı birleşen davacı T4 mahkememizin 2020/221 esas sayılı dosyasında açtığı ve mahkememizin 2020/219 esas sayılı dosyası ile birleşen dosyadaki müşterek çocuk Beste...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının velayet talebinin reddine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Velayet ve iştirak nafakası yönüyle ret kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Davacı dava dilekçesiyle, velayetin değiştirilmesi istemiyle birlikte her bir çocuk için aylık 300,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL iştirak nafakası talebinde bulunmuş, müşterek çocuklar için boşanma kararı sonrası her bir çocuk için ödenen 100'er TL iştirak nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, davacının velayetin değiştirilmesi istemi kabul edilmiş, iştirak nafakası istemi lehine yoksulluk nafakasına hükmedilen kadından iştirak nafası talep edilemeyeceğinde reddedilmiş, davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi çocukların rehabilitasyon merkezinden kaldığı 19.07.2018 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. Reddedilen iştirak nafakası yönünden mahkemece hükmün 9....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Davacı dava dilekçesiyle, velayetin değiştirilmesi istemiyle birlikte her bir çocuk için aylık 300,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL iştirak nafakası talebinde bulunmuş, müşterek çocuklar için boşanma kararı sonrası her bir çocuk için ödenen 100'er TL iştirak nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, davacının velayetin değiştirilmesi istemi kabul edilmiş, iştirak nafakası istemi lehine yoksulluk nafakasına hükmedilen kadından iştirak nafası talep edilemeyeceğinde reddedilmiş, davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi çocukların rehabilitasyon merkezinden kaldığı 19.07.2018 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. Reddedilen iştirak nafakası yönünden mahkemece hükmün 9....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Açıklanan nedenlerle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası hükmedilmesinin ve miktarının yerinde olduğu değerlendirilerek davalının nafaka takdiri ve miktarına ilişkin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Evlilik birliğinin devamında davalı-davacı (kadın) bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiş olmakla, verilen boşanma kararı, bu sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davalı-davacı (kadın)'ın hükmün boşanmaya ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmemiş, boşanma kararının gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması gerekmiştir. b-Davalı-davacı (kadın)'ın, nafaka davası açmakta ve ayrı yaşamakta haklı olduğu toplanan delillerden anlaşılmıştır. Bu durumda davalı-davacı (kadın)'ın nafaka davasındaki kendisiyle ilgili nafaka talebinin kabulü ile Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakası takdiri gerekirken, bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır. c-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz....