Ancak, davada boşanma ve velayetin değiştirilmesi davaları ile velayetleri davacı anneye verilmiş olan müşterek çocuklar ... ve... için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar iştirak nafakası niteliğindedir (TMK. md. 328/1, md 329/1). Buna göre, mahkemece; hüküm altına alınan nafakaların kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi, usul ve yasaya aykırıdır....
sayılı kesinleşen boşanma dava dosyasının yargılaması sırasında davacının tutanağa geçen imzalı beyanlarında maddi - manevi tazminat, nafaka ve ziynet alacağı talebi olmadığını açıkça beyan etmiş olması karşısında; maddi - manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, ziynet alacağına ilişkin talebin boşanma davasının fer'i niteliğinde olmadığı ve ayrı bir harca tabi olup davacının boşanma davasından ayrı ziynet alacağına ilişkin olarak usulüne uygun açılmış bir davası da bulunmadığı gibi ziynet alacağı talebinden boşanma davası sırasında feragat etmesinin de hukuken bir sonuç doğurmayıp, ziynet alacağına ilişkin olarak açılan davanın bu yönüyle dinlenebilir olduğu, iştirak nafakası yönünden ise, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun sağlık, eğitim ve diğer giderleri için uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı ve iştirak nafakası yönünden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili...
Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim, davacı annenin de müşterek çocuğa yapacağı katkı ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası bir miktar fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktar nafakaya hükmetmek olmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/15873 esas sayılı dosyasında, davalı alacaklı tarafından artırım yapılmadan talep edilen iştirak nafakası 250.00 TL olup, devam eden aylar için de takip yapılmıştır. Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/102210 esas sayılı takip dosyasında ise ilamda belirtilen orandan hesaplanan iştirak nafakası 614 TL olarak talep edilmiştir. Denetime elverişli bilirkişi raporuna göre TEFE -TÜFE oranında yapılan artırım neticesinde talep edilebilecek iştirak nafakası tutarı 469,08 TL olup, iş bu miktar 250,00 TL nafakanın ilamda belirtilen artırım oranına göre ulaştığı aylık nafaka miktarı olup ,ilk açılan takipte iştirak nafakası devam etmekte olduğundan, ikinci açılan takipte tekrar artırım üzerinden talep edilen iştirak nafakasının mükerrer olduğu açıktır....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken, ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Davalı duruşmada ki beyanında özetle; kendisinin de masrafları ve giderlerinin olduğunu, davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının açıkça nafaka talep etmediğini beyan ettiğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Yağmur için aylık 400,00- TL. iştirak nafakasına hükmedilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının davaya cevap vermediğini bu yüzden sunduğu delillerin hükme esas alınamayacağını, müşterek çocuğun yaşı itibari ile hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, iştirak nafakası (TMK.nun 182/2. mad.) davasıdır. Davacı taraf lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına dair süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
İştirak nafakası boşanma davası sırasında nafaka talep edilmese, mahkemece nafaka takdir edilmese dahi çocuk için ihtiyaç oluştuğu anda hiçbir zaman sınırlaması olmadan her zaman istenebilir. Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, annenin gelirinin bulunup çocuğun ihtiyaçlarına katkı sağlaması nazara alındığında iştirak nafakası takdiri doğru ise de; miktarın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yüksek belirlendiği aylık 600,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek davalı vekilinin istinafının kısmen kabulü ile iştirak nafakası 600,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2011 yılında boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği,Erva lehine hükmedilen iştirak nafakasının Konya 2. Aile Mahkemesinin 2012/763 E. 2012/950 K. sayılı ilamı ile 110 TL'ye yükseltildiği,Erva'nın öğrenci olduğu,davacının ev hanımı olduğu,babasından dolayı 423 TL maaş aldığı,davalının asgari ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ortak çocuk ... için takdir edilen nafaka miktarı, davacı için takdir edilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuk Aybüke için takdir edilen iştirak nafakalarının arttırımı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma kararından sonra doğan Ayşegül'ün velayetinin düzenlenmesinin yanı sıra yoksulluk nafakası ve velayeti kendisinden bulunan ortak çocuk .... için daha evvel takdir edilen iştirak nafakasının da arttırılması talebinde bulunmuştur...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "TMK'ya göre koşullar oluştuğunda çocuklara verilecek nafakalar çocuk ergin ise TMK 364 maddesi uyarınca yardım nafakasına, çocuk ergin değil ise tedbir nafakası ve iştirak nafakası verilebilir. Olayımızda davalı dededen yardım nafakası talep edilmekte olup, çocuk Selvi 2018 doğumlu olup ergin değildir, velayet altında olduğundan tedbir ve iştirak nafakası verilebilir. İzmir 12. Aile Mahkemesinin 2018/230 esas 2018/235 karar ile çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiştir ve nafaka yükümlüsü baba sağdır, davacı küçük yardım nafakası şartlarını taşımamaktadır. " gerekçesi ile; "Davacının davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış yardım nafakası istemine ilişkindir....