Davacı vekili 13/06/2016 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin baba annesi Ümmü Ülker'in nüfus kaydının 1940'lı yıllarda nüfus müdürlüğünün yanması neticesinde kaybolduğunu, bu tarihten 1993 yılında ölünceye kadar da resmi bir işi olmadığı için nüfusa kaydedilmemiş olduğunu, 1993 yılında ölümü ile oğlu Ahmet Ülker (müvekkilinin amcası) tarafından ölümünün nüfusa bildirilmiş olduğunu, bu bildirim üzerine kendisine bir nüfus kaydı açıldığını, fakat bu nüfus kaydında (ölüm anında bekar olduğu için) kocası Hüseyin Ülker'in soyadı olan Ülker'i değil kızlık soyadı olan Dündar'ın yazıldığını, ekte ilgiliye ait 1993 yılında yapılan ölüm bildirimi ve bu tarihte oluşturulan nüfus kaydının sunulmuş olduğunu, buna göre müvekkil T1 müteveffa babası Mehmet Ülker'in annesi: Ali ve Havva'dan olma TC kimlik nolu Ümmü Dündar olduğunu, yine Ümmü Dündar'ın diğer çocuğunun da ölümünü nüfusa bildirenin Ahmet Ülker olduğunu, Ümmü Ülker'in baba isminin (tapu kayıtlarında Ali olmasına rağmen) dilekçelerin...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır....
ın, Nüfus Müdürlüğüne müracaatla “her ne kadar nüfusta ... ve eşi ... üzerine kayıtlı ise de, bu kişilerin gerçek anne ve babası olmadığı, annesinin ... ve ... kızı ... olup, ...'nin ... adlı kişi ile evlenerek Suriye'ye gittiği, kendisinin Suriye'de doğduğu, 1974 yılında Türkiye'de nüfusa kaydedilmek istendiğinde ise annesi ...'nin nüfus cüzdanını Suriye'de ele geçirerek Türkiye'ye gelip bu kimlikle evlenen ... adlı kadının ve eşi ...'nin üzerine tescil edildiği, bu yanlış kaydın düzeltilmesi gerektiği iddiası” üzerine Nüfus Müdürlüğünce gerekli araştırma yapılarak durumun Cumhuriyet Savcılığına ihbar edildiği ve Cumhuriyet Savcısı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Hernekadar Cumhuriyet Savcısı tarafından, ... ve Eşi ... çocuğu olmadığı halde onların üzerine çocukları olarak kaydedilen ...'ın bu kaydının iptali istenmiş ise de, davada çözülmesi gereken esas sorun, ...'...
DAVALILAR : Nüfus Müdürlüğü vd. DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Babalığın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili, davacıların gerçek babası ... olmasına rağmen nüfusta ... çocukları olarak tescil edildiklerini bildirerek davacıların baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava; Adana 5 Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, Mahkemenin 2013/694 Esas sayılı dosyası ile açılan davada davacıların talebinin baba ile soy bağı kurulmasını da içerdiği, bu nedenle aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya Aile Mahkemesine gönderilmiştir....
İli, .... 2-108 numaralı hanedeki ... ile ikinci eşi .. iken, nüfus kayıtlarına hatalı yazıldığı iddia edilerek düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece, davanın kabulüne, dair verilen karar davalı ... vekili ile davalılardan.... ile diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ...'un babası ....in 14.01.1984 tarihinde ölümü üzerine nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla, ileride terekenin paylaştırılmasına ilişkin meselelerde sorun çıkmaması amacıyla nüfus kaydının iptaline karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında davacının, eski eşiyle müşterek çocuğu olarak görünen ... isimli çocuğun nüfus kaydının gerçeğe uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 5490 sayılı Kanun'nun 38 vd. maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 3....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, dava konusu 121 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağına göre, zilyetlikten...ün 1970 yılında ölümü ile kocası ... ve evlatları ..., ..., ..., ... ve ...'ı mirasçı olarak bıraktığından, mirasçıları ve diğer dava dışı müşterekleri adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, parselde 5/480 pay sahibi ... oğlu ... olarak maliktir. Düzeltme yapılan 3/480 pay sahibi ... oğlu ... ise nüfusta sağ olan ve 1967 doğumlu davacının oğludur. Tapu kaydındaki davacıya ait kayıt doğru olup oğluna ait kaydın kendi nüfus kaydına göre düzeltilmesi mülkiyet nakline yol açmıştır....
Bu istek dikkate alındığında, doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu ve nüfusta kaydı bulunmayan davacının nüfusa tescili sırasında kendi adı ile tescil edileceği de dikkate alınmadan, davacının ablası olup, nüfusta ......adı ile kayıtlı ve ölü olduğu iddia edilen kişinin adının değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, adın değiştirilmesine yönelik istemin de, idari işlem olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir....
Dava konusu taşınmazlar ise tapu kaydına dayalı olarak 1998 tarihinde yapılan kadastro tesbiti sonucunda “... oğlu ... ..., ... ..., ... oğlu ... ..., ... kızı ... ..., ... oğlu ... ... ve ... ...” adına müştereken tescil edilmiştir. Mahkemece de tespit edildiği gibi nüfusta ... oğlu ... ... ile tapuda malik görünen ... oğlu ... ...’ın kaydı örtüşmektedir. Yine tanık beyanlarında adı geçen ve İstanbul’da bulunduğu bildirilen ...’nun ise nüfusta ... oğlu ... ... olarak kayıtlı olduğu ve ..., ... ve ... adlı çocukları olduğu anlaşılmaktadır. Ancak; kadastro tespitine dayanak olan tapu kaydında malikler “... oğlu ... ... ve karısı ... ve çocukları ..., ..., ... ve gelini ...”dir. Tapu kaydı bu şekilde oluşmuştur. Davacının murisi ... oğlu ... ...’ın çocukları ... eşi ... kızı ... ..., çocukları ..., ... ve oğlu ...’in karısı (yani gelini) ... ... olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle nüfus kaydı tapu maliklerini doğrulamaktadır....
in nüfus kaydında ''Seyran" olan anne adının iptalini, ''Ebru" olarak nüfusa kaydını istemiş, mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın soybağının düzeltilmesi ile ilgili olduğu ve bu davaların aile mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davada ...'in babasının ... olduğu konusunda herhangi bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde salt anne kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Anne ve babanın birlikte değiştirilmesinin istenmesi ya da salt babanın değiştirilmesinin talep edilmesi hallerinde dava konusu uyuşmazlıklar soybağını ilgilendirdiğinden aile mahkemesinin görev alanına girmektedir. Sadece annenin değiştirilmesinin istenmesi soybağını ilgilendiren bir konu değildir....