Gerçekte de kökleşmiş bu oluşumun milli kültürümüzün, örf ve adetlerimizin bir parçasını oluşturduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Nitekim ülkemizdeki kişi adlarının Türkçe sözcükler yanında daha çok, tarihi süreç içinde milli kültürümüze ve geleneklerimize yerleşmiş bulunan Arapça ve Farsça gibi yabancı kökenli sözcüklerden türemiş oldukları bilinen bir gerçektir. Davacının, nüfusta yazılı "Hatice" adını beğenmediği ya da yadsıdığı için değil, kızının aile içinde ve çevresinde "Mizgin" olarak bilinip çağırılması ve ailede aynı soyadı taşıyan küçük kızkardeşinin adının da "Hatice" olması nedeniyle bu karışıklığı ortadan kaldırmak için değişikliği istediği, ayrıca yöresel ağızda "Müjde" anlamına gelen "Mizgin" sözcüğünün bilirkişi raporunda yazılanın aksine- o yörede daha önce de birçok çocuklara ad olarak verilip nüfus yönetimince tescil edildiği tüm dosya kapsamından ve özellikle davacının kanıt olarak sunduğu kayıtları içeriğinden anlaşılmaktadır....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun "..." ibaresinden oluşan ad-soyad markası olduğu, başvuruya itiraz eden davacı şirketin itirazına dayanak markalarının da “..." VE "..." ibarelerinden oluştuğu, taraf markaları kapsamında ortak olarak bulunan “...” ibaresinin ülkemizde yaygın kullanılan bir ad ve soyad olduğu, davalı şahsa ait başvuru markasının da kişi ad ve soyadından oluşturulan, davacı markalarından tamamen farklı algıya yol açan bir ad-soyad markası olduğu, davacı markalarının uyuşmazlık konusu 29....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 158/1-d, 35/2, 52/2, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, kimliği belirlenemeyen bir kişiyi katılana kargo görevlisi olarak gönderdiği, katılanın ad, soyad ve imzasının alınarak kendisine Tarım Kredi Kooperatifinden gönderildiği söylenen kargonun verildiği, katılanın ad, soyad ve imzasının alındığı belgenin 750.000-TL tutarlı bonoya dönüştürülerek katılan hakkında ihtiyati haciz kararı alındığı, icra takibi yapılarak ve mallarının üzerine haciz işlendiği, sanığın bu şekildeki hileli hareketlerle haksız menfaat teminine teşebbüs ettiği iddia ve kabul edilen somut olayda; sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları ile diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin eylemini...
Gerekçeli karar adı geçenlere tebliğ edilmişse buna ilişkin tebliğ belgesinin dosyaya eklenmesi veya kayıtlara dayanılarak tebliğ gününün açıklanması; tebliğ edilmemişse gerekçeli kararın, adı geçene 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 3- Tebligat Kanunu'na göre tebligat evrakı üzerinde tebliğ memurunun ad, soyad ve kaşesinin bulunması zorunludur. Davalılar ... mirasçıları ... ve ... mirasçısı ...'ya gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat evraklarında dağıtıcı ad, soyad ve kaşesi bulunmamakta olup, bu nedenle adı geçenlere yapılan gerekçeli karar tebliği usulüne uygun değildir....
ve ... adına tebliğe çıkartılan gerekçeli karar evrakının ... imzasına, davalı ... ...adına tebliğe çıkartılan gerekçeli karar evrakının ... ...imzasına ve davalı ... adına tebliğe çıkartılan gerekçeli karar evrakının tebliği almaya yetkili olup olmadığı belirlenmeksizin Emniyet Müdürlüğünde birlikte çalışan imzasına tebliğ edildiği anlaşılmakta olup, bu halleriyle yapılan bu tebligatlar usulsüz olduğundan; gerekçeli kararın adı geçenlere 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz ve temyize cevap sürelerinin beklenilmesi, 2- Tebligat Kanunu'na göre tebligat evrakı üzerinde tebliğ memurunun ad, soyad ve kaşesinin bulunması zorunlu olduğu halde, asli müdahil ..., ..., ... ve ... adına tebliğe çıkartılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat evraklarında dağıtıcının ad, soyad ve kaşesi bulunmadığından yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla; gerekçeli kararın adı geçenlere 7201...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ismin değiştirilmesine ilişkin talepte Marmaris Sulh Hukuk ve Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının nüfusa kaydedilen "...." isminin, "...." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Marmaris 3.Asliye Hukuk Mahkemesince, İsmin değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı H.M.K.'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, H.M.K. 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 02.10.2019 tarih ve 2019/3322 Esas, 2019/8433 Karar sayılı ilamı) Çocuğun anne-babasının boşanma ile aile birliği sona erdiği için artık TMK'nin 195.maddesi kapsamında aile mahkemesi hakiminin müdahalesinin istenemeyeceği, ileri sürülen sebeplerin çocuğun adının değiştirilmesi için haklı neden teşkil edip etmeyeceğinin asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı anlaşıldığından Asliye Hukuk Mahkemesince isim değiştirilmesi talebi hakkında da görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle tefrik edilen isim değiştirilmesi istemi hakkındaki davada görevli mahkeme Antalya 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Nüfusta isim düzeltilmesine ilişkin davada Karadeniz Ereğli 1. Asliye Hukuk ve Karadeniz Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kayıtlarındaki Sakine olan ismin Sabre olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, 6100 sayılı HMK’nun 382. maddesi uyarınca davanın çekişmesiz yargı işlemi kapsamında olduğu ve 383. maddeye göre de sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın Nüfus Hizmetleri Kanun’unun 36....
KARŞIOY 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu başvuru markası "..." ibaresinden oluşan davalı ile kardeşine ait ad-soyad markasıdır. Başvuruya itiraz eden davacı şirketin itiraza dayanak markaları da "ZORLU" esas unsurundan oluşmaktadır. Davalı şahsa ait başvuru markası, davalı ... kardeşinin ad-soyadından oluşturulmuş, tamamen farklı algıya yol açan bir ad-soyad markasıdır....
Davacı; 361 parsel sayılı taşınmazın tapuda “Salil kızı F..P..” adına kayıtlı bulunduğunu, esasen bu kişinin kendisi olduğunu, küçük yaşta evlatlık verilmiş olması nedeniyle nüfusa baba adı, ad ve soyadının “Kazım kızı A.. A..” olarak tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydındaki baba adı, ad ve soyad bilgilerinin “Kazım kızı A.. A..” ve 1959 olan doğum tarihinin de 1960 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle ad, soyad ve baba adı düzeltme talebinin kabulüne, doğum tarihi düzeltme isteminin ise kütükte bulunması zorunlu bilgilerden olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....