WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39). Örneğin kocanın eşi dışında bir başka kadın tarafından doğrulan çocuğu, eşinden doğmuş gibi nüfus kütüğüne kaydettirmesi ya da evliliğin sona ermesinden üçyüz gün geçtikten sonra doğan çocuğun üçyüz günlük süre içinde doğmuş gibi nüfusa kaydettirilmesi hallerinde durum böyledir. Nüfus kayıt düzeltmesi davalarına gelince: Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur....

    Nüfus kayıt örneklerinde, İbrahim Savaş'ın 01/07/1862 doğumlu olduğu, eşi Minteha Savaş'ın 01/07/1875 doğumlu olduğu, ölüm kaydında bilinmeyen yazılı olduğu, yerleşim yeri adreslerinin bulunmadığı, Ali Kadir Döğen'in ise nüfus kaydının dosya içinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, adres araştırması için yazılan yazılara olumlu cevap verilmemiştir. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, ... adlı kızı olmadığını ileri sürerek nüfus kütüğündeki kaydının iptalini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, kendi ve eşinin ... adında müşterek kız çocuğu olmadığı halde her nasılsa bu isimde bir şahsın müşterek çocukları olarak nüfus kütüğüne yazıldığını ileri sürerek, adı geçenin nüfus kaydının iptalini istemiş, mahkemece ...'nin 25.01.1970 tarihinde davacı ile eşinin müşterek beyanlarına ve imzaladıkları tutanağa göre nüfusa kayıt edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, Hane:10, Cilt:89'da nüfusa kayıtlı bulunan davacı ... ile eşi ...'...

      nun gerçek annesinin ..., BSN:6'de nüfusa kayıtlı, ... ve ... kızı, ... doğumlu, ... T.C.kimlik numaralı davacı ... olmadığının tespitine, gerçek annesinin ... 'de nüfusa kayıtlı, ... ve ... kızı, ... doğumlu, ... T.C. kimlik numaralı dahili davalı ... olduğunun tespitine, nüfus kayıtları arasında gerekli ilişkilendirilmenin yapılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Dahili davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ...'nun, babası tarafından bugüne kadar tanınmadığını, annesi görünen davacı ...'nun bekarlık kütüğünde tescilli kalarak ...'nun bekarlık soyadı olan ... soyadını taşımaya devam ettiğini, açılan davada dosyaya beyanda bulunan ...'ın, ... ...'nun babası olduğunu kabul ve beyan ederek çocuğu kendi nüfus kütüğüne taşımak istediğini beyan ettiğini, ...'nun da ...'...

        G… …..e velayeten babası A… … G… ….. ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Siverek Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 24.6.2005 günlü ve 2005/118 esas 455 karar sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 21.3.2006 gün ve Hukuk 2006035361 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Mahkemece E… …. G… ….. adlı kişinin 20.8.1986 olan doğum tarihi 20.8.1989 olarak düzeltilmiş ise de adı geçen kişi nüfus kütüğüne 27.8.1986 günü kayıt edilmiştir. Bir kişinin doğmadan nüfusa kaydı sözkonusu olamayacağından böyle bir değişiklik nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak niteliktedir. Mahkemece nüfus kayıtlarında değişiklik ya da düzeltme yapılmasına karar verilirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamaya özen göstermek durumundadır. Somut olayda davacı E… ….. G… ….'...

          Nüfus kütüğüne oğlunun iki kez kaydedilmiş olması davacı babanın haklarını –dolaylı da olsa- etkileyeceğinden mükerrer kaydın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmakla birlikte; kamu düzenini de ilgilendiren böyle bir davayı, kaydının iptali istenen kişinin açması gerekir. Saptanan bu durum karşısında –dava ekonomisi de gözönünde tutularak- mükerrer kaydının iptali istenilen kişinin,-davacının yanında- yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmadan, uyuşmazlığa bakılıp hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Esasla ilgili olarak kabule göre de; Dosyada toplanan belge ve bilgilerden, davacı ... 'ın ....'ın bildirimi üzerine düzenlenen doğum tutanağı ile 1.6.1987 doğumlu olarak 10.2.1988 tarihinde kaydedildiği ve 16.1.1989 doğumlu olarak da 14.2.1989 tarihinde bir kez daha kaydedildiği, böylece aynı kişinin nüfus kütüğüne mükerrer olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır....

            Yine, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesinde “Aile kütüğünde kaydı olmayan kişinin ölümüne ilişkin tutanaklar resmî veya özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenmişse nüfus müdürlüğünce kabul edilip işleme alınır. Ölüm tutanaklarında yer alan bilgilere göre aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişiler, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğüne kayıt edilerek hakkında yaptırılacak soruşturma ile Türk vatandaşı olup olmadıkları araştırılır. Türk vatandaşı olduğu anlaşıldığı takdirde, ölüm tutanağına dayanılarak nüfus müdürlüğünce resen doğum tutanağı düzenlenir. Ölen kişi bu doğum tutanağına dayanılarak aile kütüğüne tescil edilir. Daha sonra ölüm tutanağı aile kütüğüne geçirilir, vatandaşlık durumu düzgün olmayan kişiler kütüğündeki kaydı, aile kütüğü ile bağ kurularak kapatılır” hükmüne yer verilmiştir....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2022 tarih, 2021/385 Esas ve 2022/422 Karar sayılı kararıyla; nüfusa kayıtlı olmayan bir kişinin nüfusa tesciline esas teşkil edecek şekilde tespit ve tescil hükmü kurulamayacağı; Somut olayda, davacının isteğinin soybağı esasına bağlı olarak nüfus kayıtlarında bulunmayan bilgilerin nüfus kaydına tescili olduğu, tespit ve tescil isteminin idari işleme esas teşkil edecek nitelikte bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....

                Yine getirtilen nüfus kaydından “... kızı, ...” isimli kişi nüfusa kayıtlı olup, az yukarıda belirtilen dayanak tapu kayıtları ile nüfus kayıtları arasında irtibat kurularak aynı kişi olup olmadığı üzerinde durulmadan istemin kabulü; “... kızı, ...” yazılı kaydın, davacı tarafça “..., kızı ... ...” olarak düzeltilmesi talep edilmiş ve istem kabul edilmiş ise de, dosyada bulunan nüfus kayıtlarından bu kimlik bilgileriyle ancak soyadı “...” olan kişinin kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır....

                  Nüfusa kayıt edilmeyen kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde, saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlanmış, izlenmesi gereken yöntem açıklanmıştır. Somut olay yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde;davacının vefat eden abisi T1 ait kimlik bilgilerini kullandığı, davanın esasen saklı nüfus iddiasına dayandığı ve idari nitelikte olduğu, nitekim Yargıtay 8....

                  UYAP Entegrasyonu