WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'na göre, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların tenfızi ve tanınmasına ilişkin davalarda; tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin; ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi zorunludur. Bu belgelerde eksiklik varsa yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 60-63. maddelerinde yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartlarını, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından farklı olarak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir....

    E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfus kayıtlarında yer alan doğum yeri kaydının değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda ilk derece mahkemesince, " davanın davacının nüfus kayıtlarında Akhisar olan doğum yerinin Almanya-Frankfurt olarak düzeltilmesi istemli dava olduğu, dosyaya dava dilekçesi ekinde sunulan tercümesi yapılmış Federal Almanya ülkesi Hanau Nüfus Dairesi tarafından düzenlenen doğum belgesi tetkik edilmiş, mahkememizce yapılan araştırmada Hanau şehrinin Federal Almanya Cumhuriyeti'nin Hessen eyaletine bağlı bir şehir olduğu anlaşıldığı ve ayrıca davacının doğum yerinin değiştirilmesi talebininde ne gibi bir hukuki yararının bulunduğunu da dava dilekçesi kapsamında isbatlayamadığı değerlendirilmekle davanın reddine" şeklinde karar verilmiştir....

    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmeliğinin 22. maddesi uyarınca düzenlenen ve nüfus kütüğüyle ilgisi bulunmayan geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu işlem 5490 sayılı Kanun ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari niteliktedir. Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı Suriye vatandaşı olup, ülkede yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınmış ve İçişleri Bakanlığı Hatay Valiliği'nce şahsa geçici koruma kimlik belgesi verilmiştir....

    Bölge (Sulh Hukuk) Mahkemesinin 4 C 1702/09 numaralı dosyasından verilen 30.11.2009 tarihli kararının ve yargılama masraf tespit kararlarının kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararlarının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      Sivil Hukuk Dairesi'nin 7 O 342/10 numaralı dosyasından verilen 06/06/2012 tarihli kararının ve yargılama masraf tespit kararlarının kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararlarının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin mahkeme kararından hakem kararının mahiyetine göre (Türk Hakem Kararları gibi) karar ve ilam harcı alınır. Bu durumda yabancı hakem kararının tenfizini isteyen taraftan başvurma harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcı alınır. (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, cilt VI, 2001, sayfa 6210,6211) Somut olayda tenfizi istenen yabancı hakem kararının taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle yıllık %12 oranında basit faizle birlikte 42.192.12 USD’nin eldeki dosya davalısından alınıp, davacıya verilmesine ilişkin olduğu anlaşıldığından ve bu suretle davanın kabulü halinde nispi karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu karar ve ilam harcına karar verilmesi doğru değildir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/573 KARAR NO : 2021/1526 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ORDU 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/64 ESAS, 2022/100 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Ordu 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/64 esas, 2022/100 karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus (ad ve soyadı düzeltilmesi istemli) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin nüfus kayıtlarındaki Pak olan soy isminin Gaffke olarak değiştirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin babalığı tanıma senedi gereğince babası Hurşit Pak'ın nüfusuna kaydedildiğini, annesinin Agnes Alberta Gaffke olup tanıma senedinde de belirtildiği üzere müvekkilinin ismi ve soyisminin T1 olarak görüldüğünü, Almanya'da...

          Davalı vekili, tahkim yargılamasında müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, verilen kararın Türkiye’de alınan mahkeme kararları ile çeliştiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, Türk mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile çelişen ......2012 tarihli hakem kararı ile adil yargılanma hakkının ihlali suretiyle yapılan tahkim yargılaması sonucu verilen ......2013 tarihli yabancı hakem kararlarının kamu düzenine aykırılık sebebiyle tenfizine dair istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ......2012 ve ......2013 tarihli yabancı hakem kararlarının tenfizi istemine ilişkindir. Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi, tenfiz prosedürüne tabi olduğundan, hakem kararının New York Sözleşmesine göre, tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gelince; yabancı hakem kararlarının tenfizini engelleyen haller New York Sözleşmesinin (V). maddesinde düzenlenmiştir....

            Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya verilen süre içerisinde yabancı mahkeme ilamının aslı ile apostil şerhli onaylı tercümesinin sunulduğu, kararın kesinleştiğinin yine karar altındaki şerhten anlaşıldığı, Belçika ülkesi ile karşılıklılık esasının geçerli olduğu, kararın şeklen tanınmasını engelleyen bir durumun bulunmadığı, Belçika Limburg İlk Derece Mahkemesinin verdiği tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm kesinleştiğine göre hakimin hukuku usul hükümlerine göre bir eksiklik olmadığı belirlenerek esas bakımından tanıma hükmünün yerinde olduğu sonucuna varıldığı, yabancı mahkeme ilamında ortak çocuğun velayeti konusunda karar verilmemesinin yabancı mahkeme ilamın Türkiye'de tanınmasına engel teşkil etmediği, davalı tarafından Türkiye'de açılan boşanma davasının neticesinin beklenmemesinin de isabetli olduğu, davalının istinaf başvuru dilekçesinde tenfiz edilecek hükmün belirlenmediğini, tenfiz kararının hatalı olduğunu belirttiği...

                UYAP Entegrasyonu