WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin annesi ile babasının resmi nikahsız birlikteliğinden dünyaya geldiğini, müvekkilinin nüfus kayıtlarında anne adının ... olarak kayıtlı olduğunu, gerçek anne adının .... olduğunu, ..... ölü olduğunu, nüfus kayıtlarında ..... olarak görünen anne adının gerçek olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin nüfusta ..... olarak görünen anne adının ..... . olarak düzeltilerek .... annesi olduğunun tespiti ile aralarında soybağının kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendine göre nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Bu yer mahkemesinin yetkisi itiraza tabi olmayıp kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir....

    Bilindiği üzere, anne adının düzeltilmesi davasında gerçek annenin de tespiti talep edilmişse sağ ise gerçek anne, sağ değil ise gerçek annenin mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları sağlanmalıdır. Somut olayda olduğu gibi, anne adının düzeltilmesi davasının kayden anne olan kişi dışındakiler tarafından açılmış olması hâlinde ise nüfus kaydı düzeltilmesi istenen kayıt annesi de davada taraf olmalıdır. Zira anne adına dair nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığı iddiasına dayalı bu tür davalarda, gerek kayıt annesinin gerekse gerçek annenin verilecek karar ile miras haklarının etkileneceği tartışmasızdır. Öyle ise anne adının düzeltilmesi davasında kayden anne sağ ise kendisi, sağ değil ise mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmalarının sağlanması yasal zorunluluktur....

      DAVALILAR : Nüfus Müdürlüğü vd. DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi Babalığın Reddi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacıların halası olarak görünen in gerçek babasının olmasına rağmen, davacılar murisikızı olarak nüfusa tescil edildiği bildirilerek, in gerçek babası nüfusuna kaydı istenmiştir....

        Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, hastane doğumlu olup, resmi bildirim üzerine 01.12.1978 doğumlu olarak ... ismiyle 23.06.1981 tarihinde nüfusa tescil edildikten sonra adı geçenin bir kez de 20.07.1979 doğum tarihi ile 27.07.1981 tarihinde beyana dayalı olarak ... ismiyle nüfusa tescil edildiği iddia edildiğine göre, nüfusta sağ görünen ancak öldüğü belirtilen Saime Gündüz'ün nüfus kaydı getirtilerek ölü olması halinde tüm mirasçılarının, sağ ise kendisinin davaya dahil edilip, kanıtlar toplanıp dava ispat edildiği takdirde (bu davaların kamu düzeni ile de yakından ilgili olduğu mahkeme hakiminin taleple bağlı olmaksızın doğru kayıt oluşturması gerektiği de dikkate alınarak) nüfusta kayıtlı ... ile ...'in aynı kişi olduklarının tespitine ve ...'in kaydındaki işlem gören tüm bilgilerin ...'in kaydına işlenmesine karar verilmesi gerekirken mükerrer bir kaydın olduğu gözardı edilerek yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          davacı tanıkları, sağ iseler kadastro tespit bilirkişileri ile bir tapu işlerinden anlayan fen bilirkişi huzurunda keşif icra edilerek, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanıp sağlanmadığı, tapu maliki olarak yazılı şahıs ile davacının tapu maliki olduğunu iddia ettiği kişinin aynı kişi olup olmadığı tespit edilmeli, nüfus müdürlüğünden tapu maliki ile aynı ismi taşıyan başkaca bir kimsenin bildirilmesi halinde sağ ise bu kişinin aksi halde mirasçılarının duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiası bulunup bulunmadığı kendisinden sorulmalı ve tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

          in davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve dolayısı ile taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi, 2-Mahkemece nüfus kayıtları, tanık beyanları ve özellikle eski yazı nüfus kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporlara göre hüküm kurulmuş ve raporda eski kayıtlarda ... olarak geçen kişinin davacılar murisi ... ile aynı kişi olduğu bildirilmiş ise de, geri çevirme kararı üzerine dosyaya konulan nüfus kayıtlarına göre; ...'ın baba bir ana ayrı ... adındaki kardeşinin bekar olarak 03.05.1998 tarihinde öldüğü, davacıların murisi ...'nin ise ... ile evli olup beş çocuğunun olduğu ve 11.07.1964 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Aynı kişi olduğuna karar verilen bir kişinin bekar ve evli olarak iki ayrı tarihte ölmüş olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemece ...'...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydında sağ gözüken ...'ın ölü olduğunun tespitine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı ...’nin dosyaya getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinden kocasının isminin Şieb oğlu ... olduğu, bunun dayanak tapu kaydındaki ...’nin kocasının ... oğlu ... olduğuna dair beyan ile çeliştiği, yine nüfus kaydına göre davacının 1949 yılında evlendiği halbuki dayanak kayıttaki beyanın 1940 yılında alındığı, evli olmayan bir kişinin kocasından kendine hibe yollu intikalin gerçekleşmeyeceğinin gözetilmediği, 932 parselin tapulama tutanağına göre ... kızı ... ölü iken istem sahibinin halen sağ olduğu görüldüğünden anılan kararın mülkiyet nakline yol açabileceği kuşkusu yaratmaktadır. Kabule göre de; mahkemece nüfus müdürlüğünden kayıt maliki, “... kızı ...” araştırılmamış, zabıtaca yapılan araştırmada kayıt maliki ile davacının aynı kişi olmadığı bildirilmiş, tanık beyanları olayın aydınlatılmasında yetersiz kalmıştır....

                Cilt no:29, hane no:12, BSN:2'de kayıtlı Mustafa ve Emine Kızı, 01/07/1919 Yayladağı doğumlu VEHİBE YORULMAZ olduğunun tespitine karar verilmiş, VEHİBE YORULMAZ'ın medeni durumunun değiştirilmesine yönelik talep hakkında ise "ölü kişinin medeni durumuna ilişkin kaydın düzeltilmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiş, kararın 02/12/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece dava kesin hüküm nedeni ile usulden ret edilmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir." hükmü ile ölüm ile nüfus kaydının kapatılacağı belirtilmiştir....

                ın davacı ile Metin'in çocukları olmadığının tespiti ile nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde hayatında hiç doğum yapmadığı halde nüfus kayıtlarında ölü eşi ve kendinin çocuğu olarak görünen davalının annesi ve babası olmadıklarının tespitini istemiş, mahkemece davacının ...'ın annesi olmadığının tespitine, eşi ile ilgili istemin husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

                  UYAP Entegrasyonu