'ın ... kayıtlı olduğu, doğum tarihinin 01.07.1910, ölüm tarihinin 18.03.1968 Baba adının;...olduğunun Nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır ... için .... sicil numarası ile ayrı bir sigorta sicil dosyasının oluşturulduğu ve sigorta sicil bilgilerinden ... doğum tarihinin 14.07.1910 olduğu, ... sigorta sicil numaralı ... ise, doğum tarihinin 01.07.1910 olup, mahkemece, bu husus üzerinde araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş, işyerinde bulunan işyeri kayıtlarının dosya içine celbi ile, fotoğraf incelemesi yaptırılmalı, işyerinde çalışan şef, ustabaşı gibi kişilerin belirlenerek çalışan kişinin davacı murisi olup olmadığı yönünde bilgilerine başvurulmalı ve ... adına gözüken çalışmaların davacı murisine ait olup olmadığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmelidir....
İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının nüfus kaydında doğum tarihinin 22/09/1970 olarak yazıldığını, gerçekte doğum tarihinin 1966 olup, ailesinin nüfusa çok geç yazdırdığını, yaşının düzeltilmesinde hukuki yarar olduğunu ileri sürerek nüfustaki 22/09/1970 olan doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere 22/09/1966 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce davacının hastaneye sevk edilerek kemik yaşının tespitinin talep edildiği, aile nüfus kaydı, doğum tutanağı ve eklerini ile okul kayıtlarının celbedilerek dosyamız arasına alındığı, Sarıkaya İlçe Nüfus Müdürlüğünün 02/02/2021 tarihli cevabı yazısının ekindeki doğum tutanağına göre davacının 22/09/1970 tarihinde nüfusa 22/09/1970 doğumlu olarak tescil edildiği, Sarıkaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün cevabı yazısına göre davacının okul kaydının olmadığı, 28/01/2021 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre ise davacının tam kemik yaşının...
tescil tarihinden sonra doğum tarihinin ileri bir tarih olarak düzeltilmesi mümkün bulunmadığından mahkememizce açılan davanın reddine karar verilmiştir....
tescil tarihinden sonra doğum tarihinin ileri bir tarih olarak düzeltilmesi mümkün bulunmadığından mahkememizce açılan davanın reddine karar verilmiştir....
, davacının nüfusta kayıtlı yaşının aldırılan rapor ile uyumlu olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle) karar verilmiş ise de; 1- Dava, nüfus kayıtlarında davacının doğum tarihinin düzeltilmesi istendiğinden kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır....
durumun karışıklıklara sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle doğum tarihinin 01/01/1986 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya kapsamından; Çivril Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28/11/2014 havale tarihli davanamesinde, mağdur Elveda'nın nüfus kayıtlarındaki yaşının gerçek yaşını yansıtmadığı, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 14/11/2014 tarihli raporunda E.. K..'ın beden ve ruhsal durum muayenesi ile radyografilerinin incelenmesi sonucu 19 - 21 yaşları arasında olduğunun belirtildiği, mağdur küçüğün nüfus kaydının yaş bakımından düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla E.. K..'ın 12/05/1999 olan doğum tarihinin 12/05/1994 olarak düzeltilmesi isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır. Eldeki davanın, 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında amaç kişinin gerçek doğum tarihinin yıl, ay ve gün olarak belirlenip düzeltilmesidir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 s. NHK' nun 15., 31. ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin (doğum tarihinin 10.10.1977 olarak düzeltilmesini) nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının teyzesi ....in, Romanya'dan evli olması nedeniyle eşi ile birlikte Türkiye'ye göçmen olarak geldiğini, vatandaşlığa geçişi sırasında ana-baba adı ile doğum tarihinin yanlış yazılmış olduğunu bildirerek (Romanya Cumhuriyeti resmi kayıtlarında olduğu gibi) ... olan baba adının ....., ..... olan anne adının ....., 1927 olan doğum tarihinin ise; ..... olarak düzeltilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının sigorta kayıtlarında yanlış olan adı ve doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, bozma ilamına uyularak yapılan yargılma sonucunda, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Somut olay incellendiğinde; davacının 5456.33.04 nolu işyerinden verilen 25.10.1982 işe başlama tarihli işe giriş bildirgesinde yer alan “1960” doğum tarihinin “1959”, “Ayşe ” olan adının nüfus kaydına uygun olarak "... ” şeklinde düzeltilmesini istediği anlaşılmaktadır. Dairemizin ......
Somut olay yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, davacının doğumundan itibaren nüfusa hiç kaydedilmediği, kendisinden önce ölen ablasının kimliğini kullandığı davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile ileri sürülerek ad-soyad ve doğum tarihinin düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, buna göre doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin Nüfus İdaresine verilmiş idari bir görev olup talebin idari nitelikte olduğu anlaşıldığından, her ne kadar ad ve soyad düzeltilmesine dair karar istinaf edilmemiş ise de, nüfus kayıtlarının oluşturulmasında resen inceleme yapıldığından, ad-soyad ve yaş düzeltilmesi yönünden yerel mahkemece yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek davanın kısmen kabulüyle ad-soyad düzeltilmesi talebinin kabulüne, yaş düzeltilmesi talebinin ise reddine karar verilmesi doğru değildir....