Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında amaç kişinin gerçek doğum tarihinin yıl, ay ve gün olarak belirlenip düzeltilmesidir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 s. NHK' nun 15., 31. ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin (doğum tarihinin 10.10.1977 olarak düzeltilmesini) nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının teyzesi ....in, Romanya'dan evli olması nedeniyle eşi ile birlikte Türkiye'ye göçmen olarak geldiğini, vatandaşlığa geçişi sırasında ana-baba adı ile doğum tarihinin yanlış yazılmış olduğunu bildirerek (Romanya Cumhuriyeti resmi kayıtlarında olduğu gibi) ... olan baba adının ....., ..... olan anne adının ....., 1927 olan doğum tarihinin ise; ..... olarak düzeltilmesini istemiştir....
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemelere gelince; 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.”, aynı Yasanın 35.maddesi ise; “… (1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir…” şeklindedir. Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30. maddesi “Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur....
nın nüfusta iki ayrı ölüm tarihi göründüğünden gerçek ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
'nun aynı kişi olduğunu belirterek mükerrer kaydının iptali ile ölüm tarihinin nüfus kütüğüne işlenmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... İşletme Müdürlüğünün Mehmet Karateke mirasçıları aleyhine aynı mahkemenin 2005/314 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın yargılaması sırasında 06.12.2007 günlü ara kararı ile ....'nun ölüm kaydını işletmesi için davacı vekiline yetki ve süre verilmesine karşın, davacı tarafından mükerrer kaydın iptali ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi yönünde dava açıldığı görülmüştür. Davacıya verilen yetki ölüm kaydının nüfus kütüğüne işletilmesi için idari işlem yapılmasına yönelik olup söz konusu bu davanın açılması konusunda mahkemece verilmiş herhangi bir yetki bulunmamaktadır....
Davalı nüfus müdürlüğü temsilcisi duruşmada alınan beyanında; takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın, sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı T1 yargılama sırasındaki gerekçeler ve nüfus kaydında ikiz kardeşi olarak görünen Aynur ile aynı gün doğmadıklarından bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Davacı T2 yönünden ilk derece mahkemesince verilen red kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından verilen karar kesinleşmiştir. Dosya kapsamına celbedilen belgelerden davacı T1'ün 07/06/1994 tarihinde 22/04/1990 doğumlu olarak nüfusa kaydedildiği, davacının, kemik yaşının tespiti için düzenlenen rapor tarihinde kayden 28 yaşında olduğu, raporda davacının kemik yaşının 25- 40 yaş aralığı ile uyumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır....
Davacının hukuki yarının bulunduğu var sayılsa dahi 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun “kaydın kapatılması ve yeniden açılması” başlıklı 14. maddenin 1. fıkrasına göre; “Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir” hükmünü içermektedir. Dolayısıyla maddi hata nedeniyle nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilen kişinin vefat ettiği ve bu nedenle nüfus kaydının kapatılmış olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Yasa ve yerleşik yargı kararları gereği ölüm ile kayıt kapatıldıktan sonra mahkeme kararı ile söz konusu kayıtta değişiklik yapılamayacağı ilke olarak benimsenmiştir....
ın aynı kişi olduğu ileri sürülmüş, nüfus kayıtlarının düzeltilerek ...'nin davacının babası ...'in annesi olduğuna ve ...'nin ölüm tarihinin 1961 değil de 1927 olduğuna karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, Bursa İli Osmangazi İlçesi Çirişhane Köyü Cilt:20 Hane:272'de kayıtlı olan ... ve ... kızı Bosna 1902 doğumlu ... ile Sakarya İli Akyazı İlçesi ... Mahallesi Cilt:3 Hane:33'de kayıtlı ... ve ... kızı ... 1908 doğumlu ...'ın aynı kişi olduğu ileri sürülerek nüfus kayıtlarında ...'nin davacının babası ...'in annesi olup (...'nin) ölüm tarihinin 1927 olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüyle İzmir İli Buca İlçesi Valirahmibey Mahallesi Cilt:20 Hane:2464'de kayıtlı ... T.C. kimlik nolu ...'in annesinin 1902 ... doğumlu ... ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının nüfus kütüğünde 03.04.1963 olan doğum tarihinin 21.01.1968 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü yönünde karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ...'ün 21.01.1968 tarihinde doğmuş olmasına karşın, nüfus kütüğüne 03.04.1963 doğum tarihi ile tescil edildiğini ileri sürerek doğum tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'ün nüfusa kayıt edilmediği, bu güne dek kendisinden önce doğmuş nüfusa 03.04.1963 doğum tarihi ile 10.08.1966 da tescil edilen ölmesine karşın kaydı düşülmediğinden sağ gözüken aynı addaki kardeşi ...'...
Bu istek dikkate alındığında, doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne tescilinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davaya bakılıp nüfus kütüğündeki tescil tarihi ile düzeltilmesi istenilen yaşı dikkate alınıp bir kişinin doğmadan nüfusa kaydının yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmesi yerinde değil ise de sonuç itibariyle doğru olan ret kararının yukarıda açıklanan görev yönüne ilişkin gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Öldüğünün ve Ölüm Tarihinin Tespiti ve Tescili istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek ölüm tarihinin gün ve ay olarak tespiti gerekir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2018/320 Esas, 2019/6261 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı vekili tarafından Mersin 3....