Özetle; nüfus kayıtlarında T1 kayıtlarının mevcut olmadığı, davacının babası ile ilgili muris arasındaki bağın nüfus kayıtlarından tespit edilemediği ancak aynı hane kayıtlarında Hüseyin ismine Hüseyin ve Hatice oğlu 15/04/1929 doğumlu Ahmet, Hüseyin ve Hatice kızı 01/04/1931 doğumlu Emine Doğan, Hüseyin ve Hatice oğlu 15/03/1935 doğumlu İsmail Kavlakoğlu'ya ait kayıtlarda rastlanıldığı, davacının babasının nüfus kayıtlarında Hüseyin ve Hatice oğlu olduğunun belirtilmesine rağmen anne ve baba ile irtibatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı; babası T3'nun babasının; T1 (İsmail ve Kezban oğlu 1901 doğumlu) olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemektedir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Nüfus kaydının iptaline ilişkin bu tür davalarda kaydının iptali istenen çocuğun dünyaya gelip gelmediği, doğduktan sonra bir müddet yaşayarak ölüp ölmediği, başka herhangi bir kimseye gayri resmi evlatlık olarak verilip verilmediği, kaybolup kaybolmadığı konularını en iyi bilebilecek durumda olan o çocuğu resmi kayıtlara göre doğurduğu kabul edilen ve resmen annesi olarak gözüken kadındır. Mahkemece bu konularda diyeceklerinin sorulması için nüfus kayıtlarında sağ görünen ...'ün annesi Cemile'nin getirtilip dinlenerek oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyanı ile oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden; ... 15/10/1964 doğumlu olduğu, gerçek anne ve baba oldukları iddia edilen ...'ın 15/12/1957 tarihinde evlendikleri, dolayısıyla davacının doğum tarihinde adı geçenlerin evli bulundukları anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların talebi, bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme üzerine, davalı adına davayı takip eden avukatın vekaletnamesi dosyaya konmuş ise de, vekaletnamenin tapu maliki ... oğlu ...'a ait olmayıp, Mükremin oğlu ...'a ait olduğu görülmüştür. Nüfus Müdürlüğünden yapılan araştırma sonucu, taşınmazın bulunduğu ... ... oğlu ...'ın nüfus kaydı gönderilmiş ve sağ olduğu bildirilmiş ise de, ilamın adı geçene (davalıya) tebliği sağlanamamıştır....
nin iddia edildiği gibi ... olduğunun kabulü halinde ise murisin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi tanzim edildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Hükmü,asli müdahil vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK'nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır....
ın tüm mirasçılarını da gösterir aile nüfus kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek, adı geçen şahısların sağ olup olmadıkları tesbit edilmeli, sağ iseler kendilerine tebligat yapılarak, şayet ölü iseler mirasçılarının tamamının davada taraf olarak gösterilip gösterilmediği belirlenmeli, taraf olarak gösterilmemiş iseler kendilerine dava dilekçesi ekli usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmalıdır, Aynı zamanda dava, kesinleşen orman kadastrosu kapsamında tapu iptali ve tescil davası olduğundan, davalılar tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazın tapu kayıtlarının oluşumuna esas teşkil eden kadastro tutanak kayıtları ve belgeler ilgili yerlerden getirtildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin mahkemece ... şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
ın tüm mirasçılarını da gösterir aile nüfus kayıt tablolarının ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek, adı geçen şahısların sağ olup olmadıkları tesbit edilmeli, sağ iseler kendilerine tebligat yapılarak, şayet ölü iseler, mirasçılarının tamamının davada taraf olarak gösterilip gösterilmediği belirlenmeli, taraf olarak gösterilmemiş iseler kendilerine dava dilekçesi ekli usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmalı, Aynı zamanda dava, kesinleşen orman kadastrosu kapsamında tapu iptali tescil davası olduğundan, davalılar tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılıp açılmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının oluşumuna esas teşkil eden kadastro tutanak kayıtları ve belgeler ilgili yerlerden getirtildikten ve taraf teşkili de sağlandıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin mahkemece ... şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusunun, müvekkili ile babaannesi arasındaki soybağının tesis edilmesi meselesi olduğunu, davamız nüfustan sicile yazılma veya düzgün olmayan kişinin nüfus kaydının tespiti gibi işlemlerden ibaret olmadığını, sadece kişinin tespiti ile alakalı olan hususların nüfus T3 yetkisinde olduğunun tartışmasız olduğunu fakat müvekkilinin babaannesinin, nüfus kayıtlarında gözükmemekle birlikte müvekkille de bağı kurulamadığı için bu incelemelerin birlikte yapılmasının gerekli olduğunu, tanıkların dinlenmesinin, babaannenin nerede yaşadığı, öldüğü gibi hususların araştırılarak soybağının kurulması hususunun asliye hukuk mahkemesinin görevinde olduğunun açık olduğunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesine göre nüfus kayıtlarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği ve tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hüküm altına alındığını, mahkemece bunlar araştırılmadan...