DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, ölüm tarihinin tespiti ile T4 isimli kişinin annesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı, T4 isimli Türk Vatandaşı anneden doğduğunu, bu kişinin 2019 yılında Halep'te vefat ettiğini, Türkiye kayıtlarında sağ gözüktüğünü, ölü olduğunun tespiti ile annesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı davacı vekili istinafa taşımıştır....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan 352 ada 42 sayılı parsel kadastro tespiti ile ölü ... mirasçıları adına, 35 sayılı parsel ise ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, "..."in soyadının "..." olduğunu ileri sürmektedir. Mahkemece ... ...'un nüfus kaydı getirtilmeksizin tanık anlatımlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında mülkiyet değişikliğine neden olmamak için kayıt maliki ile ismi düzeltilen kişinin aynı kişi olduğu konusunda tam bir kanaatin oluşması zorunludur. Mahkemece taşınmazın tapu kayıtları, dayanakları ve nüfus kayıtları getirtilerek incelenmiş ise de nüfus kayıtları getirtilmeksizin uyuşmazlığın giderilmesi mümkün değildir....
Davacı, kendisinden önce doğup nüfusa kayıt edilen ve ölen ancak nüfusta sağ görünen abisinin nüfus cüzdanının kendisine verildiğini, gerçekte 1981 yılında doğmuş olmasına rağmen kayıtlarda 01/07/1966 tarihi olarak işlendiğini, doğum tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanununun 15 maddesi ile doğumun bildirimi, 31. maddesi ile ölümün bildirimi, 33. maddesi ile ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ gözükenlerin nüfus kütüğüne geçirilmesi düzenlenmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeni ile bir kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindendir....
Keziban'ın ölü olup olmadığı tespit edilerek ölü olduğunun anlaşılması halinde mirasçılık belgesinin, sağ ise nüfus kayıt örneğinin temin edilerek dosyaya eklenmesi, 3-Dava konusu; 112 ada 75 ve 76 parsellerin satış suretiyle ortaklığının giderilmesine dair karar verilen Gölpazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/109 Esas, 2004/66 Karar sayılı ilamının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmişse satışın akibeti araştırılarak mahkemesinden temin edilecek belgelerin dosyaya eklenmesi, 4-Dava konusu 112 ada 77 parsel sayılı taşınmaz UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemindeki tapu bilgilerinde pasif olarak görüldüğünden bu taşınmaza ait güncel tapu kaydı ilgili merciiden getirtildikten sonra dosyaya eklenmesi, Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 24.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
in anneleri olduğunu iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalılar ... ve davalı Hazine vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2017 tarihli kararı ile kadın şairlerden olan ...hanım'ın hem ...'ın hemde ...'in anneleri olduğu, ölü kişilerin kayıtlarında düzeltme yapılamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, ... ile ...'in nüfus kayıtlarında anneleri olarak görünen ... ve ... 'in, ...olduğunun tespitine, nüfus kaydında düzeltme işlemi ölü kişilerle ilgili olduğundan bu yöndeki düzeltme işleminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... idaresi tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur....
Somut olayda; çeşitli sebeplerle Suriye 'ye giden ve 29.08.1979 tarihinde Suriye'de evlenen ve daha sonra Türkiye'ye döndükten sonra vefat eden müteveffa Gülsüme Çiftsüren'in Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında çocukları olarak görünen davacıların Türkiye nüfus kayıtlarında da görünmesi amaçlanmaktadır. O halde davacıların talebi; müteveffa ile Suriye nüfusunda çocukları olarak kayıtlı görünen davacıların, aynı kişi olduğunun ve anne-çocuk ilişkisinin tespiti, buna bağlı olarak da müteveffanın çocukları olarak tescilidir. Bir başka deyişle; müteveffa Gülsüme'nin davacıların annesi olduğunun tespiti istemidir. Bu sebeple, dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi ve tespit istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince hüküm tesis edilmiştir....
Bu yasa hükmü dikkate alınarak Nüfus Müdürlüğünün yasal hasım olarak davaya katılımının sağlanıp Nüfus İdaresi Temsilcisinin huzuru ile yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiğinin dikkate alınmaması, 2-Nüfus kayıtları iptal edilecek olan Mehmet ve Eşe'nin nüfusa tesciline dair belgelerin getirtilerek denetlenmemiş olması, 3-Dava, Mahmut kızı çocukları olarak tescil edilmiş olan Mehmet ve Eşe'nin mevcut anne üzerindeki kaydının iptali istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece davada taraf olmayan ve dosya içerisinde nüfus kaydı bulunmaması nedeni ile ölü ya da sağ olduğu anlaşılamayan (ölü olması halinde mirasçıları dahil edilmeden) Yusuf ve Hürü kızı 'ın davaya katılımı sağlanmadan anne olarak nüfus kütüğüne tesciline karar verilmesi, -2- 4-Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece nüfus müdürlüğünden yapılan araştırma sonucunda dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişilerin de mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bu kişi veya kişiler, ölü iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak mülkiyet aktarımına yol açmayacak şekilde bir karar verilmelidir....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Hal böyle olunca; mevcut duruma göre şahsın artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “talep konusu taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen ... ile davacılarn kök murisi ....’in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde düzeltme kararı verilmesi doğru değildir. İlgili idarenin temyiz itirazları yerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, kendisinden önce doğup ölen ve nüfus kaydı davacı tarafından kullanılmakta olan kardeşi ...'ın nüfus kaydının iptali ile onun kaydına 01.06.1965 tarihinde öldüğünün yazılması, kayıtta ölü olarak görünen ... ve davacı olduğunun tespiti ile 09.02.1961 doğumlu olarak nüfusa işlenmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....