Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın Nüfus Hizmetleri Kanunu 36/1-a maddesi uyarınca bir düzeltme davası olmayıp, Türk Medeni Kanununda düzenlenen soybağının reddi davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Pendik 1. Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının reddi davası olmayıp, davacının, davalı ...' in çocuğu olduğunun tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur . Somut olayda, davacı, annesi ile davalı ...' in imam nikahlı birlikteliğinden dünyaya geldiğini, bu nedenle nüfustaki baba adının düzeltilmesi ile birlikte gerçek baba hanesinde nüfusa kayıt edilmesini istemiştir. Dava, baba adı ile nüfus kaydının birlikte değiştirilmesine yönelik olup, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Pendik 1. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Mahkemece davacının dosya içerisindeki nüfus kaydında vatandaşlıktan çıkarılma nedeni ile nüfus kaydının kapalı kayıt haline dönüştüğünü, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesine göre kaydın kapatılması halinde işlem yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin vatandaşlıktan çıkması sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Nüfus kayıt düzeltme davaları diğer bir kısım davalarda olduğu gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı hakim doğru sicili oluşturmak zorundadır....
Dava, nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulacağından çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti için açılan dava, soybağı davası değil, doğuran kadının tespitine ilişkindir. Bu nedenle davanın hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-a maddesine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davalarının da asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği dikkate alındığında, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
ın babası olduğu halde babasının nüfus kütüğünde kendisinin kaydının olmadığını belirterek babası ... ile nüfus bağının kurulması istemiyle Aile Mahkemesinde dava açmıştır. ... Aile Mahkemesi; "...Davacının nüfus kaydında baba adının ... yazıldığı, problemin kaynağının nüfusa kayıt edilirken sonradan düşülen vatandaşlık şerhi olduğu, bu haliyle davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise "...davanın TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağının kurulmasına ilişkin olduğundan davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu... " gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya kapsamından; davacının, ... ve ...'ın evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği, ......
Hukuk Dairesi'nin 16/01/2014 tarih ve 2013/16907 esas, 2014/512 karar sayılı kararında yazılı olduğu üzere analığın tespiti davası, nesep davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasıdır. Davacının diğer talepleri bu ana talebinin çözümü ile açıklığa kavuşacaktır, talepler arasındaki sıkı bağlılık ve usul ekonomisi ilkesi gereği tüm taleplerin aynı mahkemece değerlendirilip karara bağlanması zorunludur. Sonuç olarak 5490 sayılı nüfus hizmetleri kanununun 36.maddesindeki düzenlemeye göre eldeki dava nüfus kayıtlarının düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Açıklanan nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkemenin Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair hüküm kurmak gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi Açıklandığı Üzere; Adana 3....
Hukuk Dairesi'nin 16/01/2014 tarih ve 2013/16907 esas, 2014/512 karar sayılı kararında yazılı olduğu üzere analığın tespiti davası, nesep davası olmayıp nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasıdır. Davacının diğer talepleri bu ana talebinin çözümü ile açıklığa kavuşacaktır, talepler arasındaki sıkı bağlılık ve usul ekonomisi ilkesi gereği tüm taleplerin aynı mahkemece değerlendirilip karara bağlanması zorunludur. Sonuç olarak 5490 sayılı nüfus hizmetleri kanununun 36.maddesindeki düzenlemeye göre eldeki dava nüfus kayıtlarının düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Açıklanan nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkemenin Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair hüküm kurmak gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi Açıklandığı Üzere; Adana 3....
Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için hükme gerek bulunmadığından çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir. (18.HD'sinin 2013/15948E-2014/175K sayılı ilamı) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda istek, niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp, yanlış ve yanlıltıcı beyanla nüfus kütüğüne hatalı yazılan ana adının eş söyleyişle nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
in nüfus kaydındaki doğum tarihi ile pasaportundaki ve kendisine verilen nüfus cüzdanındaki doğum tarihlerinin farklı olması nedeniyle işlem yapmadıklarını, adı geçenin nüfus kütüğünde doğum tarihinin 18.07.1933 olmasına karşın, nüfus cüzdanındaki ve bu cüzdana göre almış olduğu pasaportundaki doğum tarihinin 08.07.1933 olduğunu, nüfus cüzdanındaki ve pasaportundaki 08.07.1933 doğumlu olarak kayıtlı kişi ile nüfus kaydında 18.07.1933 doğumlu olan şahsın (... ...'in) aynı kişi olduğunu tespit eden mahkeme kararı istediklerini, ileri sürerek 18.07.1933 doğumlu ... ... ile 08.07.1933 doğumlu olarak düzenlenen pasaport ve nüfus cüzdanındaki ... ...'...