WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

önceki Mahkeme ilamı sunulmuşsa da sorunun çözülemediğini ve kabul görmediğini, işbu nedenle de eldeki davayı açtıklarını, müvekkilin esas doğum tarihi 1955 olmasına karşın 1957 olarak nüfus kütüğüne kayıtlı olması müvekkilin hak kaybına uğramasına sebebiyet verdiğini, yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerle de işbu davayı açmaktaki hukuki yararlarını açıklamış bulunduklarını, ikinci defa yaş tashihi talep etmelerinde ki dayanağı ise şöyle açıklamak gerektiğini; Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 36. maddesinin 1/b bendi “Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir” şeklinde iken, Yargıtay kararlarında yaş düzeltme davalarının ancak bir defa açılabileceğinin belirtildiğini ancak Anayasa Mahkemesi' nin 30.03.2012 tarihli 2011/34 E, 2012/48 K Say....

Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad ve soyadı değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "Haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hâkimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. Öte yandan, tanık beyanlarından ve kolluk araştırmasından da davacının çevresinde Ali Erol Kürdülü olarak tanındığı anlaşılmaktadır....

Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1.maddesi uyarınca "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamı ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" anlaşılır. "Kayıt düzeltilmesi", aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi" veya "değiştirilmesi"dir. Bu dava uygulamada "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak adlandırılmaktadır. 4721 sayılı TMK.nun evlat edinmenin sonuçlarını düzenleyen 314.maddesi; "Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer. Evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur. Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir....

Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....

    Maddesi gereğince, yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı doğrultusunda mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın 18. Hukuk Dairesince onandığı, Milletler Arası Ahvali Şahsiye Komisyonunca imzaya açılan, Türkiye açısından 21/05/1975 tarihinde onaylanan ve 16/02/1977 tarihinde yürürlüğe giren 13/09/1973 tarihli ve 15226 sayılı ad ve soyadlarının nüfus kütüklerine yazılış şekline ilişkin sözleşmenin (14 nolu sözleşme) 6.maddesinin " akit taraflar makamlarınca nüfus kütüğüne düşürülen 2 veya daha fazla kayıtta, aynı kimsenin, değişik ad ve soyadlarla gösterilmesi halinde her Akit Tarafın yetkili makamları, gerektiğinde farklılıkların giderilmesi için tedbirler alacaktır....

    Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bu tür davalarda tapuda herhangi bir nedenle yanlış yazılan nüfus bilgilerinin nüfus kaydına uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Dava konusu 262 parselde, kaydı düzeltilmesi istenen davacının murisi olduğu iddia edilen ... oğlu (ölü) ... ...’in nüfus kaydının bulunamadığı dosyadaki nüfus müdürlüğü cevabi yazısından ve ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1525 esas 2007/257 karar sayılı veraset ilamı içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının murisi nüfusa kayıtlı olmadığına göre tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Diğer bir deyişle bağlantı ve dayanak oluşturacak bir nüfus kaydı yoktur. Bu durumda, tapuda isim düzeltilmesi yolu ile sorunun çözülemeyeceği, nüfus kaydı olmadığına göre tespit hükmü de kurulamayacağı düşünülmeden davanın tümden reddi yerine yargılamaya devamla yukarıda yazılı şekilde tespit kararı verilmesi doğru değildir....

      Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nin 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılmış olan ad ve soyadı değişikliği davaları çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 382/II-a,2 fıkrasında “Ad ve soyadın değiştirilmesi”, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Aynı yasanın 383. maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacının 26.01.1989 olan doğum tarihinin 26.01.1990 olarak düzeltilmesi istenmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar; davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2021/21 ESAS, 2021/185 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı nüfus temsilcisi istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; nüfus kayıtlarında soyadının Balık olarak tescil edildiğini imam nikahlı olarak evli olması sebebiyle eşinin soyadını alamadığını, imam nikahlı eşinin vefat ettiğini, imam nikahlı eşinden müşterek çocuklarının olduğunu, müşterek çocuklarının babalarının Tekin olan soyadını taşıdıklarını, çocuklarıyla soyadının farklı olmasının çocuklarına ve kendisine sıkıntı yaşattığını ileri sürerek nüfus kayıtlarında Balık olan soyadının Tekin olarak düzeltilmesini talep etmiştir....

          hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, soyadı kanunun yürürlük tarihinde murise geriye dönük soyadı ekletebilecek hiçbir mirasçısının sağ olmadığını, aynı hanede 1 numarada kayıtlı eşi Ali'nin kendisinden önce 1914 tarihinde vefat ettiğini, aynı hanede ikinci sırada kayıtlı oğlu İsmail'in kendisinden önce 1915 tarihinde vefat ettiğini, aynı hanede beşinci sırada kayıtlı kızı Salise'nin kendisinden önce 1926 tarihinde vefat ettiğini, yine aynı hanede üçüncü sırada kayıtlı oğlu Mustafa'nın Ayşe'den sonra ancak 1931 tarihinde yani yine soyadı kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce vefat ettiğini, bahsi geçen kişilerin hepsinin nüfus kayıtlarında soyadsız kayıtlı olduklarını, Muris Ahmet ve Fatma kızı, Menemen 1858 doğum ve 1930 ölüm tarihli Ayşe'nin de nüfusta soyadı bulunmaksızın kayıtlı olması gerektiğini, "Ağar" soyadının kanuni hiçbir dayanağının olmadığını, bu soyadın nereden ve nasıl geldiğini, hangi mesnetle eklendiğinin bilinmediğini, 29/03/2021 tarihli dilekçe ile bu durumu nüfus...

          UYAP Entegrasyonu