WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.02.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İİK'nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayanılarak davalılar adına kayıtlı taşınmazın satışı suretiyle ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, alacaklının ancak elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesini talep edebileceği, dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu ve özel dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece, davacıların dayanılan tapu kaydına göre taşınmazda 58/240 hisseye sahip olup, taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğu, iştirak halinde mülkiyette paydaşların tek başına dava açma imkânlarının bulunmadığı, davaya devam edilebilmesi için Medeni Kanun'un 640. (581.) maddesi gereğince tüm paydaşların davaya muvafakatlerinin alınması veya katılmalarının sağlanması, yahut da terekeye mümessil tayin edilerek, mümessil huzuru ile davaya devam edilmesi gerekirken bu gereğin yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosyada bulunan ve davacıların dayanağını oluşturan 26.12.1957 tarih 105 nolu tapu kaydı ve tedavülleri ile, Burdur Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.1981 tarih 1980/208 esas, 1981/79 sayılı ilâmı ve bu İlâma göre oluşan kayıtlar incelendiğinde görüleceği üzere taşınmaz iştirak hâlinde değil müşterek mülkiyet hükümlerine tabidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Kullanım Şeklinin Belirlenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar, miras bırakandan intikal eden 53 ve 270 parsel sayılı taşınmazları, davalı kardeşlerin kullandığını, kendilerinin kullandığı bir bölümün olmadığını ileri sürerek, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 693/2 maddesi uyarınca taşınmazların, yer ve zaman bakımından kullanma biçiminin belirlenmesi isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 1....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; esas yönünden; mahkemece yapılan inceleme ve uygulama hükme yeterli olmadığını, yerel mahkeme, dosyada mevcut eser sözleşmesi, satış vaadi sözleşmesi ve kat irtifakına dair belgeleri dikkate alarak 15 nolu dairenin aidiyeti araştırılmadan, TMK nun 393/ son maddesini uygulanarak, müdahalenin menine karar verilmesi yapılan inceleme ve uygulamanın yetersiz olduğunu ortaya koymakta olduğunu, Uyuşmazlığın, kat irtifakı kurulan taşınmazda, TMK nun 693/ son maddesine göre çekişmenin çözümlenmesi yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, iştirak halinde mülkiyette, ortaklardan birinin dava açabileceğini, ancak devam edebilmesi için öteki ortakların olurunun almasının zorunlu olduğunu, bakılmakta olan davada bu hususun gerçekleştirilmediğini, taşınmazın kullanımının tümüyle engellendiğini, yasada paylı taşınmaza ilgisiz kişinin müdahale edemeyeceği kabul edilmiş, ayrıca tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediğini...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Kullanma Biçiminin Belirlenmesi K A R A R Her ne kadar, 1.Hukuk Dairesi Başkanlığı tarafından, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesinin Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğu gerekçesi ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de; dava, TMK’nin 693/2.maddesi uyarınca paylı mülkiyette taşınmazın kullanma biçiminin hakim tarafından belirlenmesi istemine ilişkin olup elatmanın önlenmesi, kal veya ecrimisil taleplerini içermediği anlaşılmaktadır. Bu şekilde uyuşmazlığın Dairemiz görev alanı ile ilgisi bulunmadığından, dosyanın Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 116 ada 80 parsel sayılı taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini, herkesin anlaşmaya göre ev ve seralarını yaptırdığını, ancak birkaç ay evvel davalının tasarrufuna bırakılan yer ile yetinmeyerek kendisinin kullandığı yere duvar çekerek elattığını, yapılan sözlü uyarıların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalının vaki müdahalesinin önlenmesine ve bu suretle oluşan zirai ve inşai muhdesatın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu yeri önceki paydaş satın aldığını, onun kullanım biçimine uygun olarak kullanmaya devam ettiğini, davacı yıllardır süregelen bu kullanımı kabul etmiyorsa ortaklığın giderilmesi davası açabileceğini, paylı mülkiyette az ya da çok hissesine karşılık bir yer kullanan paydaşın elatmanın önlenmesi davası açamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sübut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Müşterek mülkiyette paydaşların tek başına men ve kal davası TMK 688 ve 693 maddeleri uyrınca açabileceği, paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir. Paydaşlardan her biri taşınmazın korunması için gerekli işlemleri yapabilir. Bu nedenlerle davacı paydaşın men ve kal,ecrimisil davası açtığı mahkemece kabulüne karar verilmişsede ecrimisil yönünden verilen karar dosya içeriğine uygun değildir....

            Bu durumda, davacının dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında, dava konusu yerlere ilişkin sadece el atma ve ecrimisil talep ettiği, mahkemeden taşınmazın yararlanma ve kullanım şekline ilişkin bir talepte bulunmadığı, kaldi ki, davacı vekili dosya içerisinde bulunan 03.02.2010 tarihli beyan dilekçesinde de, taşınmazın kullanım şeklinin belirlenmesine ilişkin bir taleplerinin olmadığını da belirtmesi karşısında, mahkemece taşınmazın kullanım biçiminin belirlenmesine ilişkin hükmün doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK'un 438/7. maddesi (HMK mad. 370) uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme hükmünün 4. fıkrasındaki ''Taşınmazın kararın kesinleşmesinden sonraki 1. Periyotta ilk 4 yıl davacı tarafından sonraki 6 yıl davalı tarafından, 2....

              Davacının ecrimisilin reddine ilişkin temyiz talebinin reddi ile belirtilen nedenlerle elatmanın önlenmesi talebi yönünden temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, dava dilekçesinde; dava konusu kuyu suyuna ilişkin olarak davalıların idari men kararı aldırdıkları oysa davacıların davalıların kullanımında olan suya müdahalelerinin olmadığı, buna rağmen men kararının verilmesinin yanlış olduğu açıklanarak tecavüzün önlenmesi istenilmiş, aşamalardaki davacı vekili yazılı beyanlarında da aynı olgular vurgulanarak idari men kararının iptali ve sonrasında vaki muarazanın giderilmesi istenilmiştir. En son olarak yapılan yazılı açıklamada açıkça, idari dava niteliğinde men kararının iptali isteminde bulunulmadığı; talebin, bu idari karar nedeniyle oluşan muarazanın giderilmesine ilişkin olduğu belirtilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu