:Vakıflar Hukuku ve Mevzuatı, Ankara 2008, s. 49). 18. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi sonrasında 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile mazbut ya da mülhak vakıf kabul edilen zürri vakıfların malvarlığı üzerinde hak sahipliği bulunanların bu hakları belirli koşullara bağlı olarak korunmuştur. Gerek 2762 sayılı gerekse 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nda ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Yönetmelikte mazbut ve mülhak vakıfların gelirinden yararlanacak kişiler “intifa hakkı” sahibi olarak nitelendirilmiş ve bu kişilerin dava yoluyla bu hakkını kullanabileceği belirtilmiştir (Çınar, Ö.: “Mazbut ve Mülhak Vakıflarda Galle (Gelir) Üzerinde Vakıf Evlatlarının ve Diğer İlgililerin Hak Sahipliği ve İntifa Hakkı Hayrından Fazla Olan Mülhak Vakıfların Aile Vakfına Dönüştürülmesi”, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, C....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Galleye Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti istemine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3. maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı TMK’nın yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca genel müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek Vakıflar ile mülga 743 sayılı TMK’nın yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince T7nce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların T7 tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır. Vakıflarla ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı HMK’da iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzeni yönünden resen yapılmıştır. Bilindiği üzere 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliği'ne göre, mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır....
Dava, mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir. Galle fazlası evlada bırakılan bir vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacılar ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır. Somut olayda davacılar vakıf evlat listesinin 406. sırasında kayıtlı ... ......
Somut olayda ihtilaf, mülhak vakıf evladının, mütevelli tarafından yapılan tahsis işleminin iptalini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 16. maddesinin 3. ve 4. fıkrasına göre; “Mülhak vakfa ait hayrat taşınmazın tahsisinde Genel Müdürlük görüşü alınır. Tahsis edilen taşınmaz; ticari bir faaliyette kullanılamaz, tahsise aykırı kullanımın tespiti halinde Genel Müdürlüğün talebi üzerine taşınmaz, bulunduğu yerin mülki amirliğince tahliye edilir.”. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 11. maddesine göre; “Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetlenir. Vakıfların üst kuruluşlarınca denetimi özel kanun hükümlerine tabidir.”....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, tevliyete müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı taraf dava dilekçesinde davaya konu vakfın tevliyete ehli vakıf evladı olduğunun tespitini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim her iki tarafı dinlemedikçe veyahut sav ve savunmalarını bildirmeleri için yasal şekillere uygun davet etmedikçe kararını veremez. 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 76. maddesi uyarınca ise; tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda vakıf mütevellisi yasal hasımdır....
Taraflar arasındaki galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dava dilekçesinde, davacı ...'in İstanbul'da kurulu Mazbut Kaptan-ı ... Kaymak ... Paşa Vakfı'nın galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiştir. İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamı ve İstanbul 22....
Dava, ...... gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak ...... evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 5737 sayılı ...... Yasası’nın 3. maddesine göre mazbut ......, bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe (...) yönetilecek ve temsil edilecek ...... ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı ...... Kanunu gereğince ...... Genel Müdürlüğünce yönetilen ...... olarak tanımlanmıştır. ...... Kanunu ve ...... Yönetmeliğine göre, mazbut ve mülhak ......da vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle ...... gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, ......da evladiye davaları, ...... evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir....
Buna göre “mazbut vakıflar” bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı mülga Kanun gereğince Genel Müdürlükçe yönetilen vakıfları; “mülhak vakıflar” ise mülga 743 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi, vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıfları ifade etmektedir. 17. Yine “mukataalı vakıf” zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, “icareteynli vakıf” ise değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade etmektedir. 18. Mülhak vakıfların yönetim ve temsili, bu vakıfların Anayasa'ya aykırılık teşkil etmeyen vakfiye şartlarına göre Vakıflar Meclisi tarafından atanacak yöneticiler eliyle yapılmaktadır....
Bir kişinin galle alacağına hak kazanabilmesi için öncelikle galleye müstahak vakıf evladı olduğunun tespitini yaptırması gerekmektedir. kişinin vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilebilmesi için iki hususun varlığı gerekir. Bunlardan ilki davacının vakfın kurucusu ile olan soybağının kanıtlamasıdır. Ancak 1943 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile davacıların soybağlarını birkaç kuşağa kadar ispat etmeleri halinde soybağının ispatı şartının ifa edilmiş sayılacağını hükme bağlamıştır. Bunun dışında ikinci husus ise, vakfiye galle fazlası şartının bulunmasıdır. Neticeten kesinleşmiş mahkeme kararı ile vakıf evladı olduğunun tespiti için kan bağı ispat edilmeli ve vakfiyede galle fazlası şartı bulunmalıdır. Bu şartların varlığı halinde dava kabul edilir ve verilecek kararla davacının talep konusu vakfın vakıf evladı olduğu tespit edilmiş olur....