Mükerrerlik durumunda ilk kadastro, taşınmazların kadastro tutanaklarının düzenlenme tarihine göre belirlenir. Nitekim Yargıtay 1 inci Hukuk Dairesi, E: 2008/2599, K: 2008/5477 sayılı kararında “Kadastro tespitine ilişkin tutanağın tanzim tarihine göre, tarihi daha önce olan kayıtların ilk kadastro olarak kabulü gerekir, tespiti daha sonra yapıldığı halde, kesinleşme tarihi önce olan taşınmazların kayıtlarının ilk kadastro olarak kabulü yerinde değildir.” ve E: 2007/8345, K: 2007/11436 sayılı kararında “……mükerrer kadastroda tespit tarihine değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur…” şeklinde hüküm kurarak mükerrer olarak kadastroya tabi tutulan taşınmazlardan kadastro veya tapulama tespit tarihi sonra olan kaydın iptal edilmesi gerektiğini belirtmiştir....
Ancak; hükme dayanak alınan rapor, taşınmaz üzerindeki mükerrerlik şerhinin kaldırılma imkanının ortadan kalktığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../03/2011 gün ve 2009/518 – 217 sayılı ilâmının kesinleştiği tarih olan .../04/2012 tarihi yerine dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması, taşınmaz tapu sicilinde... mahallesinde kayıtlı görünmekte ise de...mahallesinde bulunan parselle mükerrerlik oluşturduğundan, tapu sayfası kapatılmış olup taşınmazın,...mahallesindebulunduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, ayrıca tapuda tarla olarak kayıtlı taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilmesine rağmen değerinin emsal karşılaştırması yöntemi ile belirlenmemiş olması nedeniyle hükme yeterli değildir....
Ancak; hükme dayanak alınan rapor, taşınmaz üzerindeki mükerrerlik şerhinin kaldırılma imkanının ortadan kalktığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/03/2011 gün ve 2009/518 – 217 sayılı ilâmının kesinleştiği tarih olan 19/04/2012 tarihini yerinde dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması, taşınmaz tapu sicilinde ... mahallesinde kayıtlı görünmekte ise de ... mahallesinde bulunan parselle mükerrerlik oluşturduğundan, tapu sayfası kapatılmış olup taşınmazın, ... mahallesinde bulunduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, ayrıca tapuda tarla olarak kayıtlı taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilmesine rağmen değerinin emsal karşılaştırması yöntemi ile belirlenmemiş olması nedeniyle hükme yeterli değildir....
Ancak; hükme dayanak alınan rapor, taşınmaz üzerindeki mükerrerlik şerhinin -2- 2016/8454 - 2018/3637 kaldırılma imkanının ortadan kalktığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/03/2011 gün ve 2009/518 E. - 217 K. sayılı ilâmının kesinleştiği tarih olan 19/04/2012 tarihini yerinde dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınması, taşınmaz tapu sicilinde ... mahallesinde kayıtlı görünmekte ise de ...mahallesinde bulunan parselle mükerrerlik oluşturduğundan, tapu sayfası kapatılmış olup taşınmazın, ...mahallesinde bulunduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, ayrıca tapuda tarla olarak kayıtlı taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilmesine rağmen değerinin emsal karşılaştırması yöntemi ile belirlenmemiş olması nedeniyle hükme yeterli değildir....
şerhinin terkini ile mülkiyetin müvekkile aidiyetinin tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
iddiası ile hükümsüz sayılacağı kararının kaldırılmasına (davacının 4908 parsel nolu taşınmazı hakkındaki mükerrerlik şerhinin kaldırılması ile bu parselin müvekkile aidiyetinin tespitine) karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmuş ise de, bu iddianın açılacak kıymet takdirine itiraz davasında dikkate alınması gerektiğinden, davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin borcun ödenmesi, itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı andaki şartlara göre değerlendirilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı kararı) Buna göre, davacı vekili Uyap üzerinden Dairemize gönderdiği 17/08/2022 tarihli dilekçesinde, borcun haricen ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını bildirmiş ise de, açıkça şikayetten vazgeçilmediğinden, bu beyan dikkate alınmamıştır....
Ancak, konkordato projesi kapsamında davacı aynı sözleşme kapsamında ödeme alacağından eldeki davaya konu icra takibi ile konkordato kapsamında yapılan ödemelerin mükerrerlik teşkil etmemesi gerekir. Diğer yandan davacı her ne kadar daha fazla talepte bulunmuş ise de hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuyla alacak hesaplanmış, temerrüt tarihinin kat tarihi değil ihtarın tebliğ tarihi olduğu ve uygulanacak faizin fiilen uygulanan sözleşme faizine göre hesaplanması gerektiği göz önüne alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın doğru olduğu kanaatine varılmış ve bu sebeple davanın kısmen kabulüne, takibini konkordato kapsamında yapılan ödemelerle mükerrerlik teşkil etmemesine ve taraflarca bilinebilir olmakla likit olan alacak için icra inkar tazminatı şartları da oluşmakla icra inkar tazminatının da kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu halde gerek müşteri gerekse kefiller mükerrerlik iddiasında bulunamaz" hükmünün bulunduğunu, davalının davacılar hakkında sözleşmeye göre ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 3 adet takip yaptığını, davacıların bononun teminat senedi olduğunu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....
Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62'nci madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır. İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemiyen alacaklı, bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamaz." İ.İ.K.’nun 269/c maddesine göre; Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur. HMK.'...