GEREKÇE : Dava ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; iptali istenilen ödeme emrine konu borç döneminin 2011/10 – 2012- 9. aylar arasına ilişkin prim borcu olduğu, ödeme emrinin davacıya 10.09.2020 Tarihinde tebliğ edildiği ve davanın süresinde açıldığı, davacının hisselerini 15.07.2009 Tarihli hisse devir senedi ile dava dışı Ali Aslan'a devrettiği, hisse devrinin 30.07.2009 Tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "Dava ödeme emrinin iptali istemli davadır....
de sahibi olduğu hisselerinin tamamının davalılara devri mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun yürürlükte bulunduğu 2012 yılından önce gerçekleştiğini, anonim şirket hissesinin muris muvazaası nedeni ile devrinin iptaline ilişkin olarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 18.09.2017 tarih 2017/2861 E. 2017/4477 K. Sayılı ilamında belirtildiği gibi şirket hisse devirlerinin iptalinin istenildiği, izah olunan nedenlerle murisin davalı şirkette bulunan hisselerinin devirlerinin iptaline ve terekeye iadesine, bu durumun mümkün olmaması halinde tenkisine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, hisse devrinin iptaline ve tenkisine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davalı ... ... hisselerinin muris ...'...
Sanayi ve Ticaret İthalat İhracat A.Ş’nin 175 payının sahibi iken, yaşlı olduğu için, oğlu olan davalı ...’un de ısrarları ile hissedarı olduğu şirketteki işlerin yürütülmesi amacıyla 16/02/2001 tarihli vekaletname ile davalı ...’u vekil tayin ettiğini, davalının bu vekaletname ile 12/03/2001 tarihli hisse devir senediyle babasının şirketteki hissesini gizlice ve muvazaalı olarak yakın arkadaşı davalı ...’a devrettiğini, 06/04/2001 tarihli taahhütname ile de ...’tan devraldığı hisseyi sadece kendisine satabileceği yönünde taahhüt aldığını, murisin anonim şirketteki hisse devir yöntemini bilmediğinden, davalının noterden hisse devri işleminin iptali için dava açtığını ancak, hisse devrinin geçersiz olduğunu öğrenince davasından feragat ettiğini ve 04/05/2001 tarihli azilname ile davalıyı vekillikten azlettiğini, davalının vekillikten azledilmiş olmasına rağmen, bu kez şirketin 18/08/2002 tarih ve 3 sayılı kararı ile babasının hissesini vekaleten ...’a muvazaalı olarak devrettiğini, 18/...
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı ... Kaçar aleyhine açılan ...Aile Mahkemesi 2009/344 esas sayılı boşanma davasında lehine hükmedilecek mali hakların ve ...Aile Mahkemesi'nin ......
Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar "T3 Gölçük'teki intikal eden taşınmazlardaki hisselerinden vazgeçtiği, Seyfettin ve T12'da bu köydeki intikal eden taşınmazlardaki payından vazgeçtiği" yönünde beyanlarda bulunmuşlarsa da yerel bilirkişi ve tanık beyanların hisse devrine yönelik olup olmadığı ve tam olarak hisse devrinin bulunup bulunmadığı, hisse satışı yapılmışsa ne zaman yapıldığı anlaşılamamaktadır....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davalı borçlu ...’ün davalı ...’e yaptığı hisse devri bulunmadığından davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, diğer davalılar arasındaki dava konusu 27.8.2012 tarihli tasarrufun davalıların kardeş olması, dava konusu devrin bedelsiz yapılması, davalı borçlunun hisse devrine rağmen aynı şirkette görevine devam etmesi, bedel farkı nedeniyle muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu hisse devrinin TBK’nun 19 maddesi gereğince iptaline, davacıya dava konusu takip dosyasındaki alacağı ile sınırlı olarak hisseler üzerinde satış yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nun 520. maddesi uyarınca hisse devredecek ile devralan arasında noterden resmi şekilde hisse devri sözleşmesinin yapılması ve bundan sonra şirket ortaklarının hisse devrine muvafakat etmeleri halinde devir konusunda karar almalarının zorunlu bulunduğu ve şekil şartı olduğu, dava konusu hisse devrinin ise noterden hisse devri sözleşmesi yapılmadan 27.09.2010 tarihinde 31 nolu karar ile şirket ortaklarının sermaye paylarının yeniden oluşturulması şeklinde davacı hissesinin azaltıldığı, bu işlem limited şirketin hisse devri niteliğinde bulunduğundan geçerli bir hisse devrinin ortada bulunmadığı, karar defterinin ibraz edilmediği ve bu hisse devrinin gerçek bir hisse devri olup olmadığı tespit edilemediği gibi davacıya ait imza olup olmadığı da tespit edilemediğinden bu kararın yok hükmünde sayılması gerektiği, buna bağlı olarak yine aynı tarihte 32 nolu karar olarak önceki müdür ...'...
Dava, anonim şirket hisse devir bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dışı ... Sanayi ve Ticaret AŞ'nin kuruluş sözleşmesinin 6.maddesinde şirket hisse senetlerinin nama yazılı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun 490.maddesinde kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe nama yazılı payların herhangi bir sınırlandırmaya bağlı kalmaksızın devredilebileceği, hukuki işlemle devrin, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Davacının dava dışı şirketteki % 16,5 hissesini davalıya 30/03/2018 tarihli hisse devri kararı ile devrettiği ve devrin pay defterine işlendiği, taraflar arasında hisse devrinin yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık hisse devrinin ivazlı mı ivazsız mı yapıldığı noktasında toplanmaktadır....
Davalı vekili, şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde ortakların hisselerinin devrinin özel koşula bağlandığını ve hisselerin el değiştirmesi ile şirket dışında .... şahıslara geçmesinin engellenmesinin amaçlandığını, hisse devrinin ana sözleşmeye ve yasaya uygun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından bu sebeple hisse devrinin kabul edilmediğini, davacının şirkette ortaklık sıfatına haiz bulunmadığını, hisse devir işleminden sonraki tarihlerde yapılan genel kurula katılmadığını ve bu yöndeki iddiasını dile getirmediğini, bunun dışında nama yazılı hisse senetlerinin yerini tutmak üzere geçici ilmuhaber çıkarılmasına rağmen bu ilmuhaberler teslim alınmadığından yasada öngörülen ciro ve teslim koşulunun da oluşmadığını, dolayısıyla geçerli bir devirden bahsedilemeyeceğini, ayrıca hisseyi devreden ortak...'in hisseleri üzerinde hacizler bulunduğundan hisse devrinin uygulanabilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Maddesinde şirketin fiilen faaliyetinin sona ermesi, şirketin borçlarını ödememe durumuna gelmesi gibi sebeplerin ortaklıktan çıkma sebebi olarak düzenlendiği, davacının ise sadece hisse devrine dayalı olarak ortaklıktan çıkma talep edildiği, başka bir haklı nedene dayanılmadığı, limited şirket pay devrinde noter huzurunda hisse devri konusunda ortakların alacakları karar ile hisse devri sözleşmesinin bulunması, hisse devri ile ortakların alacakları karararın ticaret sicilinde ilanı ve pay devrinin pay defterinde işlenmesi gerektiği, davacının hisse devri sözleşmesi ile hisse devri konusunda ortaklar kurulu kararını sunduğu, kesin sürede pay defterinin sunulmadığı, hisse devri ile hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının ticaret sicilinde ilan edilmediği, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde davacının şirket ortağı olduğu, davacının hisse devri yolu ile hissesini devretmesinin dava yolu ile haklı sebeple çıkmaya neden olmadığı, davacının hisse devri dışında...