Mahkemece, davalılar arasında aynı köylü olmaları nedeniyle hemşehrilik ilişkisi olduğu, taşınmazların gerçek rayiç değerleriyle tapudaki devir fiyatları arasında fahiş fark bulunduğu, tapudaki haciz şerhi olduğu halde satın alındığı ve 20 adet taşınmaz aynı günlerde devredildiği hususları gözetildiğinde, davalılar arasındaki satış işlemlerinin muvazaaya dayalı olduğu ve İİK'nun 277.ve devamı maddeleri gereğince yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 5.690,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Muvazaaya dayalı iptal davasında icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınmasına gerek yoktur.Davacı idare, davalı borçlu hakkında 10.7.2009 tarihinde icra takibi yapmış ise de borçlunun itirazı üzerine takibin 1.8.2009 tarihinde durduğu borçlunun itirazının davacıya 16.9.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından ceza karının kesinleşmesi beklenildiğinden borçlu hakkında itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davası açılmadığı ve takibin 15.9.2010 tarihinde takipsizlikten işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır....
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İİK'nun 284. maddesine göre "İptal davası açma hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer" madde belirtilen beş yıllık süre hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir....
Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında da "... davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın tasarruf konusu üzerinde haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda, dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılmıştır....
Mahkemece, davacı vekilinin dava taşınmazlar hakkında açtıkları şufa davası sırasında, iptalini istedikleri satışların gerçekleştiğinden bahisle muvazaaya dayalı olarak tapunun iptalini istedikleri, ancak dava konusu parsellerden sadece birisi için şufa davası açtıkları ve bu davanın da red edilerek kesinleştiği, bu nedenle bedelde muvazaa iddiasının dinlenmesi için gerekli ön alım davasının olmadığı, ayrıca müşterek mülkiyette her pay satışı için yeni bir şufa hakkı doğup bu hakkın yeniden kullanma hakkı verdiğinden, davacının ileri sürdüğü sebebin yasal dayanağının olmadığı ve miras hukukundan kaynaklanan bağışta olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
Somut olayda Mahkeme hükmünde tasarrufun iptaline ilişkin gerekçe yazılmamıştır. Böyle bir karar, davanın tasarrufun iptalini hangi nedene dayalı olarak karara bağlandığı hususunu da içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırmaktadır. Mahkemece yapılacak iş yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davasının koşullarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı irdelenmesi,ortaya çıkacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar vermek iken yazılı olduğu gibi gerekçesiz olarak hüküm tesisi doğru değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
edilen dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının ... takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun ... hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nin 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK'nin 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nin 283/1'inci maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....