. - DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/07/2019 KARAR TARİHİ : 18/02/2020 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2020 Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı tarafın hisse devrine ilişkin olmak üzere 01/02/2018 tarihli protokolü aralarında imzaladıklarını, protokolün konusunun hisse devreden sıfatı ile müvekkilinin ...'ın hissedarı olduğu ... Lojistik San ve Tic. Ltd....
projelerin uygulama alanında bulunan bir yerin ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle devrinin gerçek iradeyi yansıtmadığını, davalı üzerinde kayıtlı İstanbul ili, Beyoğlu İlçesi Hacıhüsrev Mahallesi 2765 Ada 4 Parsel numaralı taşınmazda 14837 / 550561 hisse pay / payda oranın taşınmaz tapu kaydının muvazaa nedeni ile iptaline “taşınmazın kaydının mirasçılar adına tespit ve tescili 'ne, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis'ine, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulması ile yargılama giderleri ile avukat tahsis etmeleri halinde vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliğince düzenlenen 30/12/2013 tarihli 22830 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ve akabinde 30/12/2013 tarihli ... ve ... imzalarıyla alınan Genel Kurul kararı bir arada değerlendirildiğinde hisse devrinin gerçekleştiği, bu durumun haczin baki kalması şartıyla hisse devrinin tesciline engel teşkil etmeyeceği, yasa gereği ve Yargıtay kararlarında davacının hisse devrinin tespitini isteyebileceği gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, ...’in hisselerini ...’a devrettiğinin tespitine, bu hususun ticaret sicilinde tescil ve ilanına, davalı ...’in şirket yetkilerinin geri alınması yönündeki 06/01/2014 tarihli genel kurul kararının geçerliliğine ve ...’ın şirket yetkilisi olarak seçildiğine ilişkin işlemin tespitine, bu hususta Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tescil ve ilanının sağlanmasına, konan tedbirlerin karar kesinleşene kadar devamına karar verilmiştir. Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
10.03.2008 tarihli açıklamada ise hisse devrinin gerçekleştiği kanaatin oluşturulduğu, dolayısıyla yapılan açıklamalrın yanıltıcı oldukları, bununla birlikte Sermaye Piyasası Kanunu’nun 45 ve devamı maddelerinde, sermaye piyasası mevzuatına aykırılığın yaptırımı olarak cezai sorumluluk öngörüldüğü, mevzuata aykırılık nedeniyle zarar görenlerin bir tazminat talebi olması durumunda bu talebin haksız fiil hükümleri çerçevesinde değerlendirilebileceği, bu açıdan bakıldığında hukuka aykırılık, kusur ve zarar unsurlarının gerçekleştiği ancak hukuka aykırı fiil ile zarar arasında illiyet bağının olmadığı, zira davacının hisse devri öngörülen şirkette genel müdür sıfatıyla görev yaptığı, hisse piyasaları konusunda bilgili bir kişi olduğu, hisse devrinin gerçekleşmesi halinde devraldığı hisseler bakımından davalı ...'...
ve bono teslimi ile ilgili belgelerin geçersiz olduğunun tespitini; şirket hisse devrinin geçerli olduğunun kabulü halinde ise dava dışı ......
Dava, hata ve hile iddiasına dayalı limited şirket hisse devir sözleşmesinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi istemlerine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 39/... maddesi uyarınca “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak ... yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.”...
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu şirket hisse devrinin davalı şirketin genel kurul kararı ile kabul edilerek pay defterine işlendiği, yine davalı şirketin tek ortağı olan ve hisselerini devreden davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifasının şirketin 17/06/2020 tarihli genel kurul kararıyla kabul edildiği, anonim şirketlerde hisse devrinin ve ortaklık yapısının tescil ve ilana tabi olmadığı, bu şirketlerde pay sahipliğinde 6102 sayılı TTK 499/1 ve 4 m.gereğince şirket pay defterine kaydın hak sahipliğini belirlediği, bu durumda ise davacının hisse devrinin tespiti ile pay defterine işlenmesi ve şirket yönetiminden istifasının tespitine ilişkin talepleri yönünden dava şartı yönündeki hukuki yararın mevcut olmadığı, diğer taraftan davacının şirket hisse devrinin ticaret siciline tesciline ve ilanına yönelik talebi yönünden ise ticaret sicil müdürlüğü tarafından davalı şirkete tescile davet yönünden çıkartılan tebligatın...
Dava; hisse devir protokolü uyarınca gerçekleşmeyen limited şirket hisse devri uyarınca verilen çekin bedelsizliği iddiasına dayalı olarak icra takibinden önce açılan menfi tespit davası niteliğindedir. Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde davacı taraf ile yaptıkları şirket ortaklığı sözleşmesindeki imza ve kaşenin şirketlerine ait olduğunu, çekleri borçlu oldukları şahıslara vermeleri nedeniyle geri alıp davacıya iade edemediklerini, iadesi konusunda gereken çalışmayı yaptıklarını beyan ettiği görülmektedir. Taraflar arasında adi yazılı limited şirket hisse devrine ilişkin sözleşmenin yapıldığı, dava konusu edilen çeklerin de davacı tarafça davalı şirkete peşinat olarak verildiği, hisse devrinin gerçekleşmediği hususları ihtilafsızdır. Uyuşmazlık; söz konusu çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığına ilişkindir. Yine davaya konu edilen çek bedellerinin ödenmediği hususunda da bir ihtilaf yoktur. Davalı tarafın cevap dilekçesindeki beyanları HMK 188....
a ait davalı şirket hisselerinin devrine onay verilmiş sayılmasına ve hisse devrinin şirket pay defterine kaydına dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; davalı şirketin 16/07/2019 tarih ve 2019/3 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitine ve TTK 494/3 maddesi gereğince davacı ... tarafından devralınan şirket hissedarı ... ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi (BK'nun 18)gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamanın hakimin doğrudan görevi olduğu, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçladığı...