Davacı taraf TBK.'nın 19.md.uyarınca genel muvazaaya dayalı olarak tasarrufun iptali talebinde bulunmuş ise de davalılar arasında düzenlenen bonolar ve sonrasında yapılan icra takibinin muvazaalı olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir....
TBK.'nun 19. maddesi gereğince açılan davalarda, daha geniş düzenlemeler içeren 2004 sayılı İİK.'nun 277 vd. maddeleri hükümleri kıyasen uygulanmalıdır. Bu bakımdan TBK'nın 19. maddesine göre muvazaalı işlemin iptaline karar verildiğinde davacı kıyasen İİK'nın 283/1 maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan alacağını tahsil için o taşınmazın haciz ve satış isteme yetkisine sahip olur. TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaalı işlemin iptali davalarında İİK'nın 277 vd maddelerinde öngörüldüğü üzere kesinleşmiş bir icra takibi, aciz hali ve hak düşürücü süre koşulu aranmaz....
aleyhine 10/12/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı işlemin iptali ve kullanım bedeli istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/03/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaalı işlemin tespiti, miras payına karşılık gelen satış ve araç kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
1/4 hissesini diğer davalıya muvazaalı devrettiğini, amacın alacaklılara zarar vermek olduğunu ve yapılan işlemin iptale tabi olduğunu beyanla yapılan tasarrufun iptali ile ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince, davanın BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olarak nitelemesi ve buna göre aciz belgesi aramaması yerinde olmakla birlikte , daha sonra İİK’nın 278-279 ve 280 koşullarının kararda tartışılmış olması çelişkili ve hatalı olmakla birlikte, davacı alacaklının BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açtığı muvazaalı işlemin iptali davasında, işlemin tarafları olan borçlu, üçüncü kişi, dördüncü kişi ve devir silsilesi içinde kalan tüm kişiler arasındaki işlemin muvazaalı olduğunu ispatlaması gerektiği, bu davalarda İİK’nın 283/2. maddesinde bedele dönüşme hükmünün kıyasen uygulanmasının mümkün olmaması nedeni ile karar sonuç olarak usul ve yasaya uygun bulunduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Muvazaa nedenine dayalı, davalı borçlunun maaşını aldığı dava dışı kamu kurumu tarafından yapılan maaş haczi sırasına itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakanları ... 'nin 37 ada 46 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış göstererek devrettiğini, mirasbırakanın asıl amacının bağış olduğunu, satış tarihinde davalının henüz 19 yaşında olup taşınmazı alacak maddi gücünün bulunmadığını, işlemin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının 3/8 payının iptali ile adına tescilini olmadığı taktirde tenkise hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18.10.2022 (Ara karar) NUMARASI : 2022/29 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19.Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına karşı davalı T7 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Bu farklılıklara karşın özellikle belirtilmesi gereken husus hem iptal davasında hükümsüzlüğü istenilen tasarrufi işlemde hem de muvazaa davasında geçersizliği istenilen muvazaalı işlemde borçlu ya da hak sahibi ile üçüncü kişi arasındaki işlem hedeflenmekte olup, alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki işlem konu edilmemektedir.-- muvazaalı işlemin iptali işlemi için iptal davası açılıp açılamayacağı tartışmalı olmakla birlikte uygulamada Yargıtay, alacaklının takibine maruz kalan borçlunun borcu ödememek için muvazaalı olarak mal varlığını elinden çıkardığını iddia ederek üçüncü kişiye karşı TBK.nun 19 'ncu maddesi hükmüne dayalı olarak dava açılabileceğini, muvazaalı işlemin ispatı halinde mahkemece İİK.nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak tapunun iptali ile borçlunun adına tesciline gerek olmadan davacı alacaklının alacağını alabilmesine imkan sağlayacak şekilde davaya konu taşınmazın haciz veya satışını isteyebilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapmaktadır.Hem...