Somut olayda davacı vekili davalıların arasındaki takibin kendi alacaklarını semeresiz bırakmak amacıyla başlatıldığını, takibin muvazaalı olduğunu iddia etmiş, davalılar ise aralarında borç alacak ilişkisi bulunduğunu beyanla takibin buna dayandığını ve muvazaalı olmadığını iddia etmişlerdir. Davacı banka ile davalı borçlu T3 arasındaki alacağa dayanak kredi sözleşmesinin tarihi 10/03/2014 tarihidir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakan annesi ...’un kayden maliki olduğu 5355 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümünü davalı oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin bedelsiz, muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş; aşamada isteğini miras payına hasretmiştir. Davalı, temlikin mirasbırakana yurtdışından para göndermesi sebebi ile yapıldığını, işlemin mirasbırakana vekaleten davacı tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının temlike konu işlemi vekil sıfatı ile yaptığını, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürmesinin hakın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ......
Davacı da tapuda trampa şeklinde yapılan temlikin aslında muvazaalı olduğunu, gerçekte satış yapıldığını iddia etmiştir. Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Ne var ki bu konuda dinlenen davacı tanığı ... muvazaalı olduğu ileri sürülen temlik işleminin tarafı olup, bu tanığın beyanına itibar edilerek tapuda trampa olarak gerçekleşen temlikin satış olduğu kabul edilemez. Trampaya konu diğer payın satıştan kısa bir süre sonra davalının eşine satılmış olması da tek başına bu davaya konu işlerin muvazaalı olduğunu göstermez. Trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkının tesbiti için keşif dahi yapılmadan işlemin tarafı olana kişinin beyanına itibar edilerek davacının muvazaa iddiasını kanıtladığı kabul edilemeyeceğinden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyor, belirttiğim nedenlerle hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum. 09/04/2013...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ün aleyhine açılan boşanma, nafaka, tazminat davası sonucu hükmedilmesi muhtemel alacakların tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla aile konutu olarak kullanılan taşınmazı 29.7.2008 tarihinde kardeşi davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptali ile tapunun eski hale getirmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen muvazaalı işlemin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalılar ...Gıda San. ve Tic. AŞ ve ... Gıda Tic. AŞ yönünden kara verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili, davalı Pazarcı Gıda San. ve Tic. AŞ hakkında yaptığı takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazları davalılar ..., ..., ... ve... Gıda Tarım Ür. San. Tic....
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaa nedenine dayalı bu tür davalarda iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaa iddiasına dayalı bu davalarda ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağın varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer delillerle ispatlamalıdır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir....
Maddesi ve İİK 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan maaş haczi işlemine yönelik tasarrufun iptali isteminden ibarettir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Tasarrufun iptali davalarında dava değerini takip konusu alacak ile iptali istenilen tasarrufun değerinden hangisi az ise o değer oluştur. (Yargıtay 17. H.D. 2018/4238 E. 2020/3419 K. Yargıtay 17. H.D. 2018/206 E. 2019/11679 K.Yargıtay 17.H.D.2019/6557 E.2020/5518 K.) Somut olayda; davacı tarafından Adıyaman 1. Asliye Hukuk mahkemesinin 2013/256 Esas 2015/350 Karar sayılı ilamı uyarınca Adıyaman 1....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından beri davalı şirkete danışmanlık ve vekillik hizmeti verdiğini, bu ticari ilişki çerçevesinde taraflar arasında 20.9.2006 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme öncesi verdiği hizmetlerden dolayı herhangi bir ücret almadığını, sözleşme hükümlerine göre davalının maden ocağından elde ettiği cironun aylık % 20'sine tekabül eden primin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, ancak davalının yeni bir şirket kurarak çalışmaya başladığını, bu işlemin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin prim alacağını bertaraf etmek için böyle bir yola girildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, davalı ile imzalanan sözleşmeye riayet edilmemesi nedeniyle tahsil edemediği alacağın takibe konu edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 06/01/2016 gününde verilen dilekçe ile muvazaalı işlemin iptali istenmesi üzerine yerel mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine dair verilen ilk karara karşı davacı tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, bölge adliye mahkemesince; mahkemenin red kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairemizin 17/12/2020 gün, 2020/376 Esas ve 2020/4459 karar sayılı ilamı ile Bam kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün bozulması üzerine, yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile davaya konu Suluova İcra Müdürlüğünün 2015/1237 Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin iptaline dair verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle...