Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının taşınmazda yaptığını iddia ettiği sabit yatırımlar bedelinin intifa hakkının süresinden önce terkini nedeniyle bakiye süresine isabet eden miktarının tahsilini talep ettiği, taraflar arasında kurulan intifa hakkının başlangıç tarihinin 10.12.1997 olduğu, intifa hakkı süresinin Rekabet Kurulu Kararına göre (5) yıldan fazla olamayacağı, ancak intifa hakkının (5) yıl veya daha kısa süreli olarak tesis edilse dahi davaya konu sabit yatırımların yapılması gerektiği, sabit yatırımların intifa hakkı süresiyle bir ilgisi bulunmadığı, bu nedenle de sabit yatırımlar bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı lehine intifa hakkı tesis edilmiş olan taşınmazda sabit yatırım bedeli olarak yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TERKİN, ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, intifa hakkının terkini, karşı dava intifa hakkına dayalı alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yatırım AŞ hakkında, kayyımlık kararının kaldırıldığı dönemde şirkete ait taşınmazın davacıya devredildiği, ancak kayyımlık kararının kaldırıldığı dönemde yapılan bu devir işleminin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle 6758 sayılı Kanun'un 20. maddesinin atıfta bulunduğu 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 134. maddesi uyarınca söz konusu devir işleminin geçersiz sayılmasına ilişkin dava konusu Fon Kurulu kararının alındığı, anılan Fon Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, mülkiyet hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile teminat kapsamına alınarak keyfi müdahalelerden korunmak istendiği, üçüncü kişilerin yani devlet, idare, kamu kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet hakkına haksız olarak el koymaktan, bu hakkın kullanılmasını engellemekten kaçınmak zorunda olduğu, Anayasa'da mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğinin öngörüldüğü, davalı TMSF'nin dava konusu taşınmazların satış işleminin...
inşaatın yapılacağı ve 25 yılın sonunda Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na devredileceğinin kararlaştırıldığı, Derneğe inşaat hakkı ile 25 yıllık intifa hakkının tanındığı ve Dernek tarafından üyelerinden tahsil edilen aidatlarla inşası tamamlanan otogarda davacıya işyeri tahsis edildiği, anılan Dernekçe iştirakçilerine işyeri ve tahsis belgesi, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca çalışma izin belgesi verildiği, kendilerine tahsis edilen bağımsız bölümlerde iştirakçi ve tahsis sahiplerinin tahsis ve işletmecilik hakkına ait olarak bu yeri kiralamak ve devretmek şeklinde malik gibi tasarrufta bulundukları, davacının da … tarih ve … yevmiye nolu noter devir sözleşmesi uyarınca, vergisi ihtilaflı yerin tahsis, işletmecilik ve intifa hakkını başka bir iştirakçi ve tahsis sahibinden bedeli karşılığında devraldığının anlaşıldığı, Emlak Vergisi Kanununun yukarıda anılan 3. maddesi hükmü uyarınca emlak vergisi mükellefiyeti bakımından sadece maliklerin muhatap tutulmadıkları, malikin sahip olduğu...
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davaya cevabında, müvekkilinin iradesi dışındaki sebeplerden dolayı istasyonda akaryakıt satışının yapılamadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise istasyonunun bulunduğu yerdeki yolun güzergahının değiştirilmesinin mücbir sebep olduğunu, bu nedenle akaryakıt satılamadığını ileri sürerek taşınmaz üzerinde davacı-karşı davalı lehine tanınan ve tapuya şerh edilen intifa hakkının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davaya konu taşınmazın 24.2.2009 tarihinde mülkiyetinin el değiştirdiği, üzerindeki intifa hakkının kaldırıldığının anlaşıldığı, asıl davanın konusuz kaldığı, karşı dava yönünden ise yargılamanın devamı sırasında intifa şerhinin kaldırıldığı bu nedenle talebin reddine karar verilmesinin gerektiği kabul edilerek asıl dava yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile hüküm tesisine yer olmadığına, birleştirilen dava yönünden ise talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı ......
Ayrıca söz konusu protokole göre müvekkili lehine intifa hakkı tesis edilmesi gerekirken dava konusu taşınmaz üzerine TEİAŞ lehine intifa hakkı şerhinin yapılmasının usulsüz ve hukuka aykırı bulunduğunu, yasal intifa hakkı sahibinin müvekkilleri olduğunu, bu sebeple eski 6889 (yeni 28- 29- 30) parsel sayılı taşınmaz üzerinde mevcut TEİAŞ adına tescilli intifa hakkının terkini ile müvekkili adına tescilini karşı dava ve talep etmiştir. İhbar edilen T8 vekili cevap dilekçesi ile TEK'in mülgası sonrası oluşan TEİAŞ, T8, EÜAŞ ve TETAŞ kurumları arasında taşınmazların paylaşımları hususunda yapılan protokollere göre davaya konu taşınmazın intifa hakkının müvekkiline ait olduğu, ancak kullanımının BEDAŞ'a bırakıldığı, davacının usulsüz olarak tapuya kendi adına intifa şerhini işlettiğini, bunun usulsüz ve hukuka aykırı olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur....
Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. TMK'nın 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile kurulur. İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK m.796) Mahkemece, dava konusu şerhin terkin edilmesi nedeni ile dava konusuz kaldığından hüküm tesisine yer olmadığına ve bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, asıl dava ve birleştirilen davada yargılama giderinin her iki davanın davalısı S.S. ... Köprüsü ... San....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazdaki davacının intifa hakkının ketmedil-diği gerekçesiyle, intifa hakkının tapuya şerh verilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, ölünceye kadar bakma akdinin feshi ile tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza intifa şerhi konulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2010 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 194 ada 31 parsel sayılı taşınmaza 05.07.2001 tarihinde davalı lehine 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurumunun 2002/2-2003/3 sayılı tebliğleri uyarınca Rekabet Kanunundan kaynaklanan rekabet etmeme yükümlülüğü uyarınca bu sürenin 5 yılı aşamayacağını ileri sürerek bu süreyi aşan intifa hakkının tapu kaydından terkinini istemiştir....
-KARAR- Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin akaryakıt bayiliğini yaptığı taşınmazda müvekkili lehine 15.01.2020 tarihine kadar süreli intifa hakkı tescil edildiğini intifa bedelinin ödenip, taşınmazlar kalıcı yatırımlar yapıldığını, ancak Rekabet Kurumunun 12.03.2009 tarihli duyurusu çerçevesinde intifa hakkının 18.09.2010 tarihinde sona ermesi ile ödenen meblağların davalı açısından sözleşmenin geçersiz kılındığı süre olan 18.09.2010 tarihi sonrası dönem için sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını belirterek intifa hakkı ve teknik yatırımlar için ödenen bedelin 12.03.2009 tarihi itibariyle güncellenmiş değeri olan 1.248.314,00 TL'nin 12.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....