Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti'nin 17.5.1996 yılında kurulduğundan kuruluşunun muvazaalı olmadığı, dava konusu ......... plakalı araç yönünden ise borçlu H.San ve Tic.AŞ yönünden dava konusu takibin iptal edildiği, araç satışının muvazaalı olmadığı tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığı, davalılar arasında muvazaaya konu iptal edilebilir herhangi bir tasarruf işlemi bulunmadığından kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı tasarrufun iptali ve muvazaalı işleme dayalı olarak başlatılan icra takibinin iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüyle, davalı ...'in ... İcra Müdürlüğü'nün 2016/46990 Esas sayılı takip dosyasında tasarrufun iptali ile davacıya ... İcra Müdürlüğü'nün 2016/59319 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer'ilerinin ulaştığı miktarla sınırlı olmak üzere cebr-i icra yetkisi tanınmasına dair verilen 06/02/2018 günlü kararın istinaf incelemesinde; davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine dair verilen 21/05/2019 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Davacı vekili, ... Döviz A.Ş'nin ortağı olan davalılardan ...'...
nun 277 vd. ile 6183 Sayılı Yasa'da öngörülen tasarrufun iptali davalarının şartlarının oluşmadığını, iptale tabi olabilecek tasarruf bulunmadığını, Sivyat A.Ş'nin muvazaalı kurulmadığını, diğer davalıların Sivyat şirketindeki hisselerini 30.7.2004 tarihli hisse devir sözleşmesi ile Erege Metal A.Ş. ne devrettiklerini, bu şirketin ortaklarının müvekkilinin müstearı olmadıklarını, tasarrufun iptali davası için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın tasarrufun iptali isteminden kaynaklanmasına göre, (muvazaalı taşınmaz satışından) dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın muvazaalı işlem nedeniyle tasarrufun iptali isteminden kaynaklanmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali davalarında genel yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dava konusu muvazaalı işlemin dayanağı kıymetli evrak olsa da dava konusu tasarrufun hukuki mahiyetine bakılmaksızın görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre de tasarrufun iptali davasında işleme alınacak hususun, borçlu ya da hak sahibi üçüncü kişi arasındaki işlem olduğu, borçlu ya da hak sahibi ile 3. Kişi arasındaki işlemin, müvekkili şirketi alacak hakkından mahrum etmek amacıyla yapılan muvazaalı işlem olduğundan bu işlemin iptal edilmesi amacıyla açtıkları davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek kararın kaldırılması talep edilmiştir. Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi (Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi) kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Davalı (karşı davacı alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, üçüncü kişinin mahcuzların müşterilerine ait olduğunu iddia ettiğini, mülkiyet, rehin, vb. bir ayni hakka dayanmadığını, öte yandan iş yerinin borcun doğumundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı olarak devredildiğini, borçlunun davacı üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirterek istihkak davasının reddini savunmuş, karşı dava olarak açtıkları tasarrufun iptali davasının kabulüne, iş yeri devri ile ilgili ... tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir. Davalı (borçlu), istihkak davasını kabul ettiğini, haciz adresindeki iş yerini üçüncü kişiye devrettiğini, ancak tasarrufun iptali davasını kabul etmediğini savunmuştur....
un herhangi bir borcu kalmadığına dair yazılarına binaen tasarrufun iptaline ilişkin davanın konusuz kaldığı kanaatine varılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nun 333/1. maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda, mahkemece; tasarrufun iptali kuşullarının dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği kısaca davanın haklılık durumu gereği gibi tartışılmadan karar verilmiştir. O halde, mahkemece tarafların haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama giderinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında 6183 SK uyarınca vergi borcu nedeniyle yürütülen takipte borca yeterli malvarlığına rastlanılamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını diğer davalı kardeşi 3.kişiye raicinin çok altında bir bedelle satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece dava konusu taşınmazın borcun doğum tarihinden sonra borçlu tarafından kardeşine raicinin çok altında satıldığı, satışın muvazaalı olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı (alacaklı) vekili, aleyhlerine açılmış olan istihkak davasının reddini ve tazminata karar verilmesini savunmuş, karşı dava olarak; davacı 3. kişi ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işyeri devri bulunduğunu, bu nedenle, İİK'nın 97/17. maddesi gereğince, devir işleminin (tasarrufun) iptaline karar verilmesini talep etmiştir....