ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2020 NUMARASI : 2018/215 ESAS - 2020/574 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalılardan T15 boşanmış olduklarını, kararda 300,00 TL iştirak nafakasının davalı T15 alınarak müvekkiline verilmesine karar verildiğini, davalının nafaka borcunu hiçbir zaman yerine getirmemesine daha fazla dayanamayan müvekkilinin İstanbul 32.İcra Müdürlüğünün 2018/36884 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, İcra takibinin kesinleşmesi üzerine borçlu davalı adına kayıtlı malvarlıklarının sorgulaması yapılmış; ancak Bilecik ilinde kayıtlı ve üzerinde birçok başka haciz bulunan değersiz bir taşınmaz dışında bir malvarlığına rastlanmamış olduğunu, daha sonrasında borçlu davalının...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, BK.nun 19. maddesi ve İİK. 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak davalılar arasında yapılan maaş haczi işlemine yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka vekili, davalı borçlu T11’a 30/10/2013 tarihli kredi sözleşmesine istinaden tüketici kredisi verildiğini, borçlunun taksitlerini ödememesi sebebiyle ihtarname gönderildiği, akabinde icra takibi yapıldığı, maaş haczi yazısı üzerine 1.sırada Mersin 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/858 sayılı icra takibinin bulunduğu, bu takibin muvazaalı yapıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine 3 aylık süre beklerken ihtarnameden 1 ay önce davalılar arasındaki icra takibinin yapıldığı, bu takibin ve bono'nun muvazaalı olduğu iddiasıyla, davalı T11 maaşına konulan hacizden T9'ye 1. Sırada yer alan Mersin 1. İcra Müdürlüğünün 2014/858 sayılı icra dosyasının sırasının iptali ile davacı bankaya Mersin 8....
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Dava koşulları yönünden somut olay incelendiğinde; davalı borçlunun mal beyanında belirttiği adresinde 30.01.2012 tarihinde haciz yapılmış ve oturanın olmadığı tesbit edilmiş, araç ve dava konusu taşınmazdan başka taşınmaz kayadına rastlanmamıştır....
Somut olayda muvazaalı olduğu belirtilen icra takibinin dayanağı 70.000TL bedelli bono olarak gösterilmiş, davada bu muvazaalı takibin iptali talep edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile düzelterek esas hakkında karar verilmek üzere Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.02.2017 tarihli ve 2015/1203 E., 2017/83 K. sayılı kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda 02.07.2020 tarihli direnme kararı miktar itibariyle kesin niteliktedir. 9. Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı, miktar itibariyle kesin olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyiz talebinin HMK’nın 366. maddesi yollaması ile 346/1. maddesi uyarınca reddine dair ek karar yerindedir. 10. Bu nedenle temyiz isteminin miktar itibariyle reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 13.07.2020 tarihli ve 2020/768 E., 2020/766 K. sayılı ek kararı onanmalıdır. III....
Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur. Belirtildiği üzere, davacının bu tür davalardaki amacı, elde edemediği alacağını tahsil edebilmek için hukuksal işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir. Sayılan bu koşullardan “alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması” koşulunun irdelenmesi, somut olayın çözümünde önem taşımaktadır. Görüldüğü üzere, iptal davası hukuki niteliği itibariyle, dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir davadır....
İSTİHKAK DAVASITARAF TEŞKİLİTASARRUFUN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 96 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 97 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 282 ] 2004 S....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın kabulüne ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalılardan ...'ın müvekkili bankadan tüketici kredisi çektiğini ve hiç bir taksidini ödemediğini bu nedenle borçlu hakkında Aydın İcra Müdürlüğünün 2017/545 sayılı dosyasından icra takibine başlandığını, bir yandan da davalı borçlunun muvazaalı olarak eski öğrencisi davalı ...'in alacaklı olduğu 50.000,00 TL bedelli bir senet düzenleyerek hakkında Aydın İcra Dairesinin 2016/80686 sayılı dosyasıyla aleyhine icra takibine girişilmesini, borçlu ile birlikte hareket eden davalı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 49.Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ :25/12/2013 NUMARASI :2013/114-2013/318 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan M.Tıbbi Cihazlar San ve Tic. AŞ'den taşınmaz satın aldığını, davalı S.. O.. tarafından bu satış ile ilgili olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabul edildiğini, ancak bu davanın dayanağı takipteki 350.000,00 TL bedelli bononun ve bunağlı icra takibinin muvazaa nedeni ile iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı S. vekili, tasarrufun iptali davasında da ileri sürdüğünü ancak kabul edilmediğini davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı M., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
İcra Dairesinin 2019/4533 esas sayılı icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrinin 06/07/2019 tarihinde borçlu T6'ya yapıldığı, takibin kesinleştiği, takibe konu alacağın gerçek olduğu, davacı tarafın TBK 19....
Ayrıca İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında alacaklı tarafından yapılan ve kesinleşen bir icra takibinin bulunması, bu takip sırasında alacağını tahsil edememesi ve aciz belgesi alması ve dava açmak için 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmemesi davanın ön koşuludur. Somut olayda; davacı tarafından davalı ... hakkında icra takibi yapılmış ve kendisine ait taşınmazları alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla diğer davalı ...'ya sattığı ileri sürülerek yapılan satışın ve tapunun BK.nın 18. maddesi uyarınca iptali talep edilmiş, dosyaya aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Yargılama sırasında da davacı taraf davanın BK.nun 18. maddesine göre incelenip hükme bağlanmasını istemiştir....