WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2014/1357 E sayılı dosyasına haciz konulduğunu, davalının takibine dayanak senedin her zaman düzenlenebileceğini, dosyada tebligatın iade geldiğini, borçlunun bizzat icra dairesine gelerek adres bildirdiğini, borçlunun alacaklı olduğu dosyanın takibi yapıldıktan 1 gün sonra davalının haciz işlemi yaptığını, davalının takibinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2014/1357 E sayılı dosyasından düzenlenen 25.03.2015 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf borçludan daire satın aldığını ancak borçlunun inşaata hiç başlamadığını, borçludan senet aldığını, bedeli ödenmeyince takip yaptıklarını alacağın gerçek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

    Birleşen davanın davacısı ... 2007/485 sayılı dava dosyasında davalılardan ...’den senede bağlı alacakları olduğunu, yaptığı icra takibinin kesinleştiğini; ancak alacağını elde edemediğini, davalı ... ile diğer davalı ... ... arasındaki 09.03.2004 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, 09.03.2004 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi şeklinde yapılan tasarrufun iptalini istemiştir. İleri sürülen bu iddia şekline göre dava, düzenlemesi İcra ve İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerinde yapılan tasarrufun iptali davasıdır. Gerçekten,bu tür bir dava alacaklı tarafından borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunanlar veya borçlu tarafından kendilerine mutat olmayan ödeme yapılan kimseler ya da bunların mirasçıları ile kötü niyetli üçüncü kişiler aleyhine açılabilir....

      Somut olayda, davacı bankanın kredi borçlarından dolayı davalı T5' den alacaklı olduğu, davalı borçlunun maaşında birinci sıra haciz olarak Batman İcra Müdürlüğü' nün 2018/67212 Esas sayılı dosyasının bulunduğu, icra takibinin 300.000 TL bedelli senede dayandığı, davalıların bu senetten dolayı asıl borç ilişkisini ispat edemedikleri, davalıların birbirlerini tanıdıkları ve arkadaş oldukları, davalı Eşref' in davalı borçlu T5' in durumunu bilebilecek durumda olduğu, yapılan icra takibinin davalılar arasında danışıklı işleme dayandığı, ilk derece mahkemesince de; " davalılar arasında yapılan nakit alışverişinin banka aracılığıyla yapılmadığı, davalıların arkadaş olmaları, davalı T3 davalı T5'in borçları olduğunu bilebilecek kişilerden olması, davalıların aralarındaki borç ilişkisini ispat edememesi, takibe konu senedin her zaman düzenlenebilinecek belgelerden olması nedeniyle dava konusu icra takibinin alacaklının alacağının tahsili olanağını ortadan kaldırmak amaçlı olarak muvazaalı yapıldığı...

      Varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur.Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17- 25,11/241 sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/1336 E. - 2021/5029 K. sayılı kararı). Somut olayda davadan önce davalı borçlu hakkında icra takibi başlatılmış olup takip eldeki tasarrufun iptali davasının açılmasından sonra kesinleştiğinden takibin kesinleşmesine ilişkin dava şartı yerine getirilmiştir. Bu halde diğer şartları da gerçekleşmiş ise işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

      Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının ön şartı borçlu davalı hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, davacı tarafından borçlunun aciz halini gösterir aciz belgesi ibraz edilmesi ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda alacaklı davacı tarafından borçlu davalı ... Org. Tur. İnş. Taah. San. İç ve Dış Tic. ...nin aleyhine Ankara 25.İcra müdürlüğünün 2004/2146 sayılı dosyaları ile takip yapılmış olduğu bu takibin Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/1082-1302 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

        nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali talebi yönünden bir değerlendirme yapılmış, bu maddeye göre tasarrufun iptali talebinde bulunabilmek için geçerli bir alacak ve bu alacağa dayanılarak başlatılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği, somut olayda, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/138 esas-2013/223 karar numaralı ilamı ile, davacı tarafından 2010/2076 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin zamanaşımı nedeniyle geri bırakıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği ve bu kesinleşmenin kendisine tebliğinden sonra davacının İİK.'nun 33/a maddesi uyarınca 7 gün içerisinde herhangi bir dava açmayarak bononun zamanaşımına uğradığının kesinleştiği, ayrıca söz konusu icra dosyasının incelenmesinde de dosyanın son olarak İİK.'...

          İcra Mahkemesinden aldıkları İİK'nun 120. maddesine göre, yetkiye dayanarak takip borçlusu kooperatif üzerine tescil için dava açtıklarını, ancak takip borçlusu anlaşma sonucu icra takibinin sona erdiğini, alacak tahsil olunduğundan davanında konusunun kalmadığı belirtilmiş, dava konusu uyuşmazlık bu nedenle ortadan kalktığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm davacı ... vekili ile ihbar olunan ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....

            İcra Müdürlüğünün 2015/2510 ve Osmaniye 2. İcra Müdürlüğünün 2015/1561 ve 2015/1565 sayılı dosyaları ile borçlu olduğunu ve borcunu ödemediğini, müvekkili bankadan mal kaçırmak amacıyla davalı-alacaklı ... ile muvazaalı bir şekilde anlaşarak Kadirli İcra Müdürlüğünün 2014/2768 sayılı dosyasından maaşına haciz koydurduğunu, gerek icra takibi gerekse takibe dayanak yapılan senedin muvazaalı şekilde düzenlendiğini, dosyada maaş haczi dışında başkaca bir işlem yapılmadığını, yapılan işlemlerin sırf alacaklı bankayı zarara uğratmak ve alacağın tahsilini engellemeye yönelik olduğunu belirterek Kadirli İcra Müdürlüğünün 2014/2768 sayılı icra takibinin ve icra takibinden borçlu ...'nin maaşı üzerine konulan haciz işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile gerek icra dosyası üzerinde gerekse borçlunun maaşı üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...; borçlanma işleminin gerçek olduğunu, bu nedenle ...'...

              nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla 4.1.2010, 8.2.2010 ve 30.3.2010 tanzim tarihli üç senet karşılığı toplam 400.000,00 TL bedelle muvazaalı olarak davalı ...'e borçlandığını, ...'in anılan senetlere istinaden davalı şirket hakkında ... 22.İcra Müdürlüğünün 2011/1244 sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalıların aynı vekille temsil edildiğini belirterek davalılar arasındaki muvazaalı borç senetleri ile bu senetlere istinaden yapılan icra takibinin muvazaalı olması nedeniyle BK'nun 18.maddesi gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı... Ltd. Şti. vekili, 3.6.2004 tarihinden beri davalı ...'in, 10.7.2006 tarihinden itibarende davalı şirketin vekilliğini yaptığını,dava konusu senetlerin 2.2.2011 tarihinde takibe konmasından sonra 3.2.2011 tarihinde davalı ...'...

                Asıl dosyada davalı- karşı davada davacı alacaklı vekili, asıl davanın reddi ile icra takibinin borçlu ile üçüncü kişi arasında muvazaalı bir borç ilişkisine dayalı olarak başlatıldığını, üçüncü kişinin söz konusu muvazaalı icra takibi kapsamında ihale suretiyle yapılan satışa dayanarak istihkak iddiasında bulunduğunu, mal kaçırmak maksatlı yapılan satışın İİK'nin 97/17 ve İİK'nin 277 vd. maddelerine göre iptale tabi olduğunu belirterek, satışın iptali istemli karşı dava açmıştır. Mahkemece, asıl davanın reddine; hacze konu malların cebr-i icradan ihale sonucunda alındığının beyan edildiği, bu işlemle ilgili iptal isteminin ihalenin feshi davasında veya genel mahkemede ileri sürülmesi gerektiği, bu konuda İcra Mahkemesinin görev ve yetkisinin olmadığı kanaati ile karşı davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekili tarafından sadece karşı dava açısından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu