Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Bu yasal nedenle iptal davası, davacıya alacağını veya açtığı davada tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu işlem veya tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi tarafların sıfatının da (tacir) olmasının da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus BK.nın 19.maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, genel mahkemelere ait olduğu da açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı yargılamanın yenilenmesi talebnin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/202 Esas 2011/292 Karar sayılı dosyası ile açılan BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, kabul kararının Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 2012/10681 Esas 2012/16883 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onandığını, ancak belirtilen kararda esas alınan katkı payı alacağı davasında davalının davasının red edildiğini bu nedenle muvazaalı işlemin iptali davasının dayanaksız kaldığından yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Davalı haksız açılan davanın reddi gerkteğini savunmuştur....
in dünürünün kardeşi olması nedeniyle borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek durumda bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.Somut olayda; davalı borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaalı tasarrufun Borçlar Kanunu 18 veya İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali istenmiştir....
e satış suretiyle devir ve temlik ettiğini, tapuda satış biçiminde görünen bu işlemin hibe olduğunu, davalının, miras bırakandan almış olduğu payı daha sonra 06.02.2003 tarihinde arkadaşı olan ...'a devrettiğini, ...'un ise aynı payı 29.01.2004 tarihinde davalı ...'e tekrar devrettiğini, dava konusu taşınmazda 04.08.2008 tarihinde kat irtifakı kurularak 64/689 arsa paylı 1 kat 8 nolu meskenin davalı ... adına tescil edildiğini, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, gerçek bir satışı yansıtmadığını ileri sürerek dava konusu ... ... 4494 da 3 sayılı taşınmazda 1 kat 8 nolu meskenin tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda: Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davacı; eldeki davada davalıların muvazaalı alacak yaratarak davalı ...'in diğer davalı hakkında icra takibi yapıp başka bir haciz yapmadan maaş haczi yaptığını, kendi hacizlerinin önüne geçtiğini ileri sürüp muvazaalı takibin iptalini ve maaş haczi ile tahsil edilen miktarın davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesini istemiştir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı, muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zaman geçmesiyle görünüşteki işlemin geçerli hâle gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğundan muvazaa iddialarında zamanaşımı da söz konusu olmayacaktır. Eldeki davada da, davacıyı alacağından yoksun bırakmak için yapıldığı iddia edilen muvazaalı satış işleminin iptali ve hiç yapılmamış sayılmasının tespiti istenmektedir. Bu davada davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmüştür. Davacının, amacı tapunun iptali olmayıp, alacağına kavuşmaktır. 19. Bu durumda mahkemece, davanın BK’nın 18. maddesinde dayalı iptal davası olduğu ve davanın niteliği gereği hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. 20....
-K A R A R- Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde 1. sıraya alınan davalının alacağının muvazaalı olduğunu, ödeme emrinin ... ... tarafından dairede tebellüğ edildiğini, itiraz sürelerinden feragat edilerek icra takibinin açıldığı gün kesinleşmesinin sağlandığını, satışı yapılan taşınmazın haczini borçlu ....'nın bizzat talep ettiğini, böylece borçlunun malvarlığına davalı yanca ilk sırada haciz konulduğunu ve alacaklıların alacaklarını tahsil imkanının fiilen engellendiğini, gerçekte böyle bir alacak ilişkisinin mevcut olmadığını ileri sürerek, davalının alacaklı olmadığının tespitine ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle murisin maliki olduğu 82 ve 705 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya temlik ettiği belirlenmek suretiyle bu taşınmazlar yönünden iptal kararı verilmesi doğru olduğu gibi menkul mal niteliğindeki 35 Z 6617 plaka sayılı traktör bakımından yapılan işlemde 1/4/1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri bulunmasa da; muvazaalı işlemin bağlayıcı bir hukuki sonuç doğurmayacağı,6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde düzenleme altına alındığından yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir. Muvazaalı işlemin iptali için salt bedel farkı yeterli olmayıp işlemin iki tarafınında fikir birliği içinde olması gerekir. Somut olayda salt davalı borçlunun mal kaçırma amacı ile hareket etmesi yeterli olmayıp, davalılar Levent ve Cengiz'inde borçlunun bu amaçla hareket ettiğini bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya içeriğinden davalı borçlu ve üçüncü kişilerin birbirlerini tanıdıkları veya yakınlıklarının olduğu da iddia ve ispat edilememiştir. Bu halde mahkemece, üçüncü kişilerin kötüniyeti ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan boşandığını ve boşanma ilamında mali haklara hükmedildiğini, davalı eşin mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı diğer davalı ...’ye sattığını belirterek, muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir....