Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Gerek temlik işleminin yapıldığı tarihte borçlu hakkında takibe başlanılmış olması ve gerekse temliklerin çok kısa zaman aralığı içinde ard arda gerçekleştirilmesi ve davacının temlik aldığı tarihte tapuda hacizlerin mevcut olması karşısında, işlemin muvazaalı olduğu ve cebri tescil davasının da davalısının kabulüyle sonuçlanmış olması karşısında işlemin davalının vergi alacağından mal kaçırmak amacı ile yapıldığının kabulü gerekmesine ve istihkak davasının davalısı alacaklı işlemin muvazaalı olduğunu savunma yoluyla dermeyan edebilmesine, nitekim davalı ... de işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürmüş olduğundan mahkemece tapu iptal ve tescil kararının tapuda mevcut haczi olan davalıyı bağlayamayacağı kabul edilerek sabit olmayan davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’in 2003 yılından beri evli olduklarını, Almanya da boşanma davalarının devam ettiğini, dava konusu taşınmazın birlikte edinmelerine rağmen davalı ... tarafından muvazaalı olarak davalı ...’ya devredildiğini belirterek, bu satışın iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini, olamadığı takdirde belirlenecek değerin 1/2 oranındaki miktarın davalılarından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ......
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerinin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı hâlde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Mülga Borçlar Kanunu’nun (BK’nın) 18. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak bir işlemin iptal edilmesini, hukuksal yararı bulunan her ilgili talep edebilir....
Muvazaalı işlem üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez ise de muvazaalı işlemin tarafı olanların bunu birbirlerine karşı ileri sürebilmeleri mümkündür. Muvazaalı işlemin tarafı olan davalı şirkete yönelik davanın husumetten reddedilmiş olması bu şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalınında hak alanını ilgilendirir. Davalı şirketin davacının alacaklarından diğer davalı ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken davanın Şirket açısından husumetten reddi hatalı olup davalı Üniversitenin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. 3-Davalı Akdeniz Üniversitesi Rektörülüğü harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi de hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl davada davacılar (birleştirilen davalarda davalılar), ortak mirasbırakanları ...’nün 407, 476 ve 591 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızlarına 1/3’er paylı olarak temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir....
Mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi davasında elde etmesi muhtemel alacak hakkının tahsil kabiliyetini güçlendirmek amacıyla eldeki davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ancak davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açmadığı, öte yandan davanın açılabileceği böyle bir davada aynî değil şahsî sonuç doğuran bir alacak hakkı elde edilebileceği ve üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e karşı ayni hak değil, alacak hakkı isteminde bulunabileceği gerekçesiyle, davacının eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dava, 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
Bozmadan sonra mahkemece, iddianın ileri sürüş biçimine göre davanın yasal dayanağının Borçlar Kanunu'nun 19.maddesi olduğu muvazaya dayalı tapu iptali tescil davası olduğu, son maliklerin davanın tarafı olmasının yeterli olduğu ve davalıların taşınmazı muvazaalı olarak satın aldıklarının ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddi yönünde direnme kararı verilmiştir. Dairemizce yeniden yapılan değerlendirme sonucu, davacının talebinin ileri sürülüşe göre BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu ve davanın esası yönünden davalı ...'ya yapılan satışın muvazalı olduğunun ispatlamadığının anlaşıldığıdığı ancak davalı ...'a yapılan hisse satışının borçlu konumundaki ...'...
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali davalarında genel yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dava konusu muvazaalı işlemin dayanağı kıymetli evrak olsa da dava konusu tasarrufun hukuki mahiyetine bakılmaksızın görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre de tasarrufun iptali davasında işleme alınacak hususun, borçlu ya da hak sahibi üçüncü kişi arasındaki işlem olduğu, borçlu ya da hak sahibi ile 3. Kişi arasındaki işlemin, müvekkili şirketi alacak hakkından mahrum etmek amacıyla yapılan muvazaalı işlem olduğundan bu işlemin iptal edilmesi amacıyla açtıkları davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek kararın kaldırılması talep edilmiştir. Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi (Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi) kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesi nezdinde açılan 2012/11 esas sayılı katılma payı alacağına ilişkin davada hükmedilecek katılma alacağına ilişkin bedelin kabul edilmesi halinde bedel için elden çıkarılan taşınmaza yönelik, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu ancak katılma bedeline ilişkin açılan davada henüz bedele hükmedilmediği, yani katkı payı alacağına ilişkin davası derdest ve devam etmekte olduğu, bu nedenle bu aşamada doğmuş bir borcun mevcut olmadığı, dava tarihi itibariyle doğmuş bir alacak mevcut olmadığından davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ../... 2015/19449 -2- 2018/5336 Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları ...’ün adına kayıtlı 196 ada 233 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün ½ payını ve 621 ada 8 parsel sayılı taşınmazını satış sureti ile davalı oğluna temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, 5 nolu bağımsız bölümün ½ payının öncesinde kendisine ait olduğunu, mirasbırakan babasının sıkıntı nedeni ile satmak istemesi üzerine 3500 ... markı borcunu ödemesi sonucu bu taşınmazın devredildiğini, anne ve babasının bakımı için bakıcı dahil her türlü masraflarını karşıladığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan işlemin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....