ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2020/180 ESAS, 2021/364 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK. 19. Maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Samsun 4....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın sıra cetveline itiraz olarak isimlendirildiği ancak yargılama aşamalarında tarafların açıklamaları ve toplanan delillere göre davanın tasarrufun iptali davası niteliğinde bulunduğu, asıl dava ve birleşen davada davacıların aynı taşınmaz satışlarına yönelik muvazaa iddiasıyla sıra cetveline itiraz ettikleri, tasarrufun iptali isteminin sıra cetveline itiraz davasında tartışılamayacağı, ayrıca asıl davada davacı ..........nin tasarrufun iptali davası açmış bulunduğu göz önüne alındığında asıl davanın ve birleşen davanın reddi gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı vekili, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ... vekili temyiz etmiştir. .../... S.2 Asıl ve birleşen dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Somut olayda, asıl ve birleşen davada davalı ...'...
Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur. Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması, borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi uyarınca Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan ...’ın müvekkiline olan borcun tahsili için yaptıkları icra takibi sırasında borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazı eşi olan diğer davalıya sattığını daha sonrada muvazaalı olarak boşandıklarını öne sürerek yapılan devir işleminin iptalini talep etmiştir. Davalılar, satış işleminde muvazaa bulunmadığını, boşanma nedeniyle dava konusu taşınmazın davalı ...’ye bırakıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılardan ... İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin müvekkili idareye olan vergi borcu nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, ancak borçlu şirketin kendisine ait taşınmazı amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla şirketin kurucusu ve ortağı Mehmet Güzel’in eşi olan diğer davalı ...’e sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar, satış işleminde muvazaa bulunmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından, vekalet ücretine ilişkin olarak düzelterek onama istemiyle temyiz edilmiştir....
Davalılar, satış işleminde muvazaa bulunmadığını, borcun tasarruftan sonra oluştuğunu ve iyi niyetli olduklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir Mahkemece davanın kabulü ile davalılar arasındaki satış işleminin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan delillere delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, ...'ın davacı ...'a çeklerin keşide tarihinden önce borçlandığının dinlenen şahit beyanları ile de doğrulanmasına, taşınmazın satışından sonrada davalı ...'ın taşınmazda oturduğunun belirlenmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Tasarrufun iptali davalarında tasarrufun alacak ve ferilerinin toplamı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği halde bu husus gözardı edilerek satış işleminin tümden iptaline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'nin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla ... San. ve Tic Ltd. Şti'nindeki 100.000,00 TL değerindeki %50 hissesini 9.5.2005 tarihinde ortağının kardeşi davalı ...'a, onun da aynı hisseleri aynı bedelle 11.5.2007 tarihinde borçlunun oğlu davalı ...'ye devrettiğini belirterek davalılar arasındaki hisse devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., devir işlemlerinde muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, dava koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu savunma yapmamıştır....