E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Asıl dava nam-ı müstear ve muvazaa nedenli tasarrufun iptali, birleşen dava nam-ı müstear ve muvazaa nedenli tasarrufun iptali ve cebr-i icra yekisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerekse işleyişi açısından, genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear olarak nitelendirilmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Davacının bu davadaki amacı, alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olduğunu ileri sürdüğü işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Öte yandan medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarın da karar verilene kadar sürmesi gerekir. TBK’nın 19. maddesine göre dava açılabilmesi için davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değildir. Ancak davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması gereklidir. Dava, muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptal-tescil istemine ilişkindir. Davacının alacağı... 2. Aile Mahkemesi’nin 2014/574 esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan ve mal rejimi tasfiyesi sebebiyle davacıya ödenmesi gereken meblağdır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından, davanın TBK 19.maddesinde yer alan muvazaa hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmediğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Borçlunun mal varlığını azaltmak (mal kaçırmak) amacıyla yaptığı muvazaalı işlemlerden zarar gördüğünü ileri süren alacaklı dilerse özel hüküm niteliğindeki İİK 277 ve izleyen maddelerine göre iptal davası, dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK'nın 19'uncu maddesine göre muvazaa davası açabilir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2007/480 E. , 2007/595 K."İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescili istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 01.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, TBK 19. maddesi gereğince genel muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2021 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 02/06/2021 tarihli, 2021/431 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince; TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. 9. veya 40. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 8. - 9. veya 40....
Davacı, kök muris ...’in, mirasbırakan annesi ...’tan mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 430 ada 2, 431 ada 2, 504 ada 1 ve 2 ile 522 ada 6 ve 9 sayılı parselleri davalı oğlu ...’e, 430 ada 3, 431 ada 4, 504 ada 1 ve 522 ada 8 sayılı parselleri davalı oğlu ... ...’e, 430 ada 4, 504 ada 1 ve 522 ada 2 sayılı parselleri davalı oğlu ...’e, 522 ada 2 sayılı parseli de davalı kızı ... ..’e satış yoluyla devrettiğini, gerçek amacın bağış olduğunu, temlikin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muris ...’un dava dışı mirasçısı olduğu ve davacının miras payı oranında iptal ve tescil davası açamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır.'' Yargıtay . Hukuk Dairesi'nin ... ... K. sayılı ilamı; ''Dava, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkindir....
Bu nedenle, kaldırma kararında belirtildiği şekilde süresinde aciz vesikası sunulmadığından, davanın terditli açılması nedeniyle TBK 19 maddesine göre ele alınması gerekmektedir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....