ten %10 faizle 10.000,00 TL para alıp teminat olarak da dokuz dönüm tarla verdiğini, bu şekilde davaya konu satış vaadi sözleşmesinin borç paranın teminatını oluşturduğunu, satış vaadi sözleşmesinin para alacağının teminatı olarak yapılması nedeniyle geçerli olmadığını, zira önce notere gidilip sonra paranın verildiği hususlarının dosya kapsamıyla ve tanık beyanlarıyla sabit olup bu durumun da tarlanın teminat olarak verildiğinin kanıtı olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin görünürde satış işlemi olup asıl amacın teminat vermek olduğunu, gerçekte satış amacı bulunmadığını, satış vaadi sözleşmesinin gerçek iradeyi yansıtmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı tescil istenemeyeceğini, tanık Cebbar Kanru'nun davacının tefecilik yaptığını açıkça beyan ettiğini, fakat bu tanığın beyanının Mahkemece değerlendirme dışı bırakıldığını, maddi vakıanın gerçeğe uygun olarak tespiti üzerine ancak isabetli bir karar verilebileceğini belirterek; kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı ... adına kayıtlı 473 ada 7 parsel sayılı taşınmazın murisin bunama halinden faydalanılarak tehdit ve fiziki taciz sonucu serbest iradesi dışında alınan vekaletname ile diğer mirasçıların hisseleri de gaspedilerek ve muvazaalı olarak davalıya satış yoluyla temlik edildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, annesine sürekli bakıp her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, miras bırakanın gördüğü ilgiden memnun kaldığını, akıl sağlığının yerinde olduğunu, bilinci yerinde olarak arsayı kendisine sattığını bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar K.davalılar .... vekili tarafından, davalı aleyhine 28.10.1999 ve 7.2.2000 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali tescil, karşı dava ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptalinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil isteminin reddine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 8.6.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-karşı davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne dava değerinin duruşmalı işlerdeki belirlenen değerden düşük olmasından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise dayanılan satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olay incelendiğinde, davacılar önalım hakkına dayalı tescil talebinde bulunurken satış bedelinde muvazaa yapıldığını belirterek satış bedelinin 10.000,00TL olduğunu savunmuştur. Mahkemece, gerçek satış bedelinin belirlenmesi amacıyla keşif incelemesi yapılarak bilirkişi raporu alınmış, bu hususta tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenmiştir. Tanıkların bedelde muvazaaya ilişkin beyanları görgüye dayalı değildir. Ayrıca satıcı ... 20.12.2011 tarihli keşifteki beyanında hissesini 30.000,00 TL'ye sattığını, 10.11.2017 tarihli keşifte ise 15.000,00 TL'ye sattığını söyleyerek beyanları arasında çelişki oluşturduğu anlaşılmıştır....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Somut olayda; dava konusu 24193 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki pay davalı şirket tarafından 26.06.2020 tarihinde 400.000TL bedelle satın alınmıştır. Davacılar vekili önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacılar, dava konusu satış işleminin tarafı olmadığı için muvazaa iddiasında bulunabilir. Ancak davacı, muvazaa iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif ve bilirkişi raporu tek başına yeterli değildir. Yargılamada alınan bilirkişi raporu davacının iddiasını destekler nitelikte ise de, davacı muvazaa iddiasını yan delillerle de kanıtlaması ve desteklemesi gerekir....
KARAR Davacılar, murisleri Rabiş Çetin'nin, davalı ile aralarında düzenledikleri 8.6.1998 tarihli düzenleme şeklindeki ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile eşi Hüsnü Çetin'den kendisine intikal eden tüm taşınmazları davalıya devrettiğini, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazalı olarak yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, aynı taşınmazlarla ilgili olarak davalı tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/83 esas sayılı dosyası üzerinden açılmış olan tapu iptal ve tescil davasının reddedildiğini ileri sürerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise tasarrufun miras hisselerine göre tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, sözleşmenin muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Maddesi Gereğince Genel Muvazaa Nedeniyle KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şahısların murisi Kazım Özdemir arasında Yozgat 1. Noterliğinin 26.04.2012 tarih ve 4000 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre Yozgat İli Merkez İlçesi Eskipazar 2....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3.kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de, davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı vekili tarafından dava konusu taşınmaz için önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda davacılar bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacılar satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir....
Davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından mahkemece, davacıya akitte gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
e 54.300.00 TL bedelle 25.10.2013 tarihinde satılmış olup davacı HMK'nun 125/a maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkını kullanarak tapu iptali ve tescil istemini yeni malik ....'e yöneltmiştir. Uyuşmazlık önalım hakkı kullanıldıktan sonra taşınmazın 3 kişiye devri sonucu davanın 3. Kişiye yöneltilmesi nedeniyle önalım bedeli olarak hangi tarihte ki satış bedelinin depo ettirilmesi gerektiği açıkcası ikinci satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterilip gösterilmediği noktasında toplanmaktadır. Önalım davalarında bedel satıcı ile alıcı arasında yapılan satım sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedeli ile bu satım sebebiyle alıcı tarafından tapuda ödenen harc ve masraflar tutarından ibarettir. Ancak, dava ikame eden paydaş satım sözleşmesinde taraf olmadığı için bedelde muvazaa yapıldığı iddiasında bulunabilir. Bu iddianın ibraz ve ikame edilecek her türlü delille ispat edilmesi mümkündür....