Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/393- 395- 401-449- 453 esas sayılı dosyalarından doğan alacaklarının önüne geçmek için muvazaalı olarak yapıldığını ve geçersiz olduğunu belirterek, muvazaa nedeniyle ... İlçesi ... kasabasında bulunan 1495- 1557- 1559 parsel sayılı taşınmazların satış sözleşmesinin iptali ile yeniden ilk sahibi olan davalılardan ... adına tescili isteminde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu taşınmazların muvazaalı olarak davalılardan ...’e devredildiğine ilişkin delil bulunmadığı gerekçesi ile davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazların bilirkişi tarafından belirlenen devir tarihindeki değerleri ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, davacı kurum tarafından ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahalli mahkemede açmış oldukları davalarının reddedildiğini, müvekkili davacı T1 oğluna tapudan dava konusu iki adet taşınmazını tapuda satış göstermek suretiyle çok düşük fiyata devrettiğini, aslında aralarında sözlü bakım nedeniyle bu devrin yapıldığını ve davalı oğlu T3 de bu devir işleminden sonra babası ile hiç ilgilenmediğini ve açılan bu davanın akabinde de bu devraldığı taşınmazları diğer davalı karısı T4'e satış sureti ile devir ettiğini, anılan bu satışların tamamı muvazaalı olup aralarında hiçbir şekilde para alış verişi olmadığını ve taşınmazlar çok düşük alım satım bedelleri ile devir edildiğini, bu alım satımlar ile ilgili olarak mahalli mahkemece tarafların ilgili bankalardan bu alım satımlar için para alıp almadıkları hiç araştırılmamış ve yine müvekkilinin 1933 doğumlu olması nedeniyle de bakılıp bakılmadığı ve taşınmazların devir tarihlerindeki satış değerlerinin de rayiçlerinin...
Somut olayda; Davacı vekili; paydaşı olduğu 2485 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalıya pay satışı nedeni ile toplam satış bedelinin 136.800,00 TL olduğunu ileri sürülerek muvazaa iddiası ile önalım hakkına dayanarak davalı adına kayıtlı olan payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir, mahkemece muvazaa iddiasının kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizce muvazaa iddiası ispatlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkının kullanılıp kullanılmayacağı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda resmi akitte belirtilen bedel ve masraflar toplamı 159.250,00 Tl depo ettirilerek bu bedel üzerinden davanın kabulüne; 15.230,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.304,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir....
Muvazaa davası ayni bir dava olup üçüncü kişi konumunda olan alacaklılar da bu davayı açarak görünürdeki işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunun tespitini isteyebilir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının borçlu adına düzeltilmesine karar verir. Alacaklı bu hâlde ilamı icra dairesine sunarak dava konusu taşınmazın borçlunun borcundan dolayı haczedilmesini isteyebilir. Bu hâlde ayrıca bir iptal davası açmasına gerek kalmaz. Tasarrufun iptali davasının kabulü hâlinde davacı davaya konu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini elde eder ve dava konusu taşınmaz ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine mahal olmadan o tasarrufun haciz ve satışını isteyebilir (İİK m.283/1). BK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile muvazaa nedeni ile hüküm ve sonuç doğurmayan işlemlerin iptali istenir....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olaya gelince; davacılar bedelde muvazaa iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle davalıya ait payın iptali ve adlarına tescilini talep etmiş, gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen 300.000,00TL değil 150.000.00TL olduğunu iddia etmişlerdir. Ne var ki, davacı tarafça satış bedelinin satış akdinde gösterilen bedelden farklı olduğu da ispatlanamamıştır. Öte yandan davacılar vekili 28.01.2019 tarihinde resmi senetteki satış bedeli olan 300.000.00TL üzerinden eksik karar ve ilam harcını da tamamlamıştır. Bu durumda resmi satış sözleşmesindeki bedel, tapu harç ve masrafları depo edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
sürerek, davalı adına kayıtlı payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir....
Davalı, dava konusu payı, gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Dosya kapsamına göre muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....
a tapuda satış suretiyle ve dava sırasında dahili davalılar ... ve ... tarafından tapudan satış suretiyle tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı bu satışların muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden muvazaa olup olmadığının araştırılması gerektiği bu defa yapılan incelemede anlaşılmıştır. Mahkemece muvazaa iddiası üzerinde durulmaksızın ve muvazaaya ilişkin delilleri toplanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.10.2012 tarihli, 2012/11030 Esas 2012/12077 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Davanın kabulüne dair verilen 21.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, akitte gösterilen satış bedeli ve tapu masraflarını ödeyerek dava konusu taşınmazı satın aldığını, davacının bedelde muvazaa iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....
Davacı vekili 04/06/2012 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen vakıaların hukuki niteliğinin sadece muvazaa olmadığını, aynı zamanda davanın dayandığı vakıaların hukuki nedeninin 7560 ada, 8 no’lu parselde kayıtlı arsa üzerine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, yapılan işlemler neticesinde ... Kollektif Şirketi’nin 15 daire ve 4 dükkanın sahibi olmadığını, resmi senede dayalı satış vaadi sözleşmesinin mutlak butlan sebebiyle iptaliyle taşınmazların ... Şirketi adına tescili talebini de içerdiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı davranılarak 09/12/2002 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle ... Şirketi’ne düşecek bağımsız bölümlerin ve bunlara isabet eden arsa hissesinin tamamının ... İnş. Ltd. Şti.’ne satışının muvazaalı olarak vaad olunduğunu, devrin muvazaa hukuksal nedeniyle batıl olduğunu, ......