WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacının, satış bedelinde muvazaa bulunduğu iddiasıyla davasını 370.000,00 TL önalım bedeli üzerinden açtığı, mahkemece önalım bedelinin resmi satış senedinde gösterilen 500.000,00 TL üzerinden hüküm altına alındığı anlaşıldığına göre, davacı taraf lehine 370.000,00 TL üzerinden; davalı taraf lehine ise muvazaalı olduğu iddia olunan 130.000,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Somut olayda; dava konusu 2717 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki pay davalı T4 tarafından 20.11.2018 tarihinde 150.000,00 TL bedelle satın alınmıştır. Davacı vekili önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacı, dava konusu satış işleminin tarafı olmadığı için muvazaa iddiasında bulunabilir. Ancak davacı, muvazaa iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif ve bilirkişi raporu tek başına yeterli değildir. Yargılamada alınan bilirkişi raporu da davacının iddiasını destekler nitelikte değildir. Davacı muvazaa iddiasını yan delillerle de kanıtlaması ve desteklemesi gerekir....

    sözleşmesinin yerel mahkeme tarafından hiç dikkate alınmadığını, davacı tarafın muvazaa iddiasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların müvekkili tarafından bedeli ödenerek muris Ömer Ayaz'dan satın alındığını, taraflar arasında böyle bir satış işlemi yapılmasının nedeninin de müvekkilinin babasının o dönemlerde Bafra'dan almış olduğu arazinin üzerine yapmış olduğu bina nedeniyle maddi anlamda sıkıntı yaşaması olduğunu, bu hususta taraflar aralarında satış sözleşmesinin yapıldığını , 01/02/1981 tarihli bu sözleşmenin de müvekkili tarafından dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazları satış yoluyla mülkiyetine geçirdiğinin sabit olup, davacı tarafın muvazaa iddiasının bu yönüyle kabul edilebilir nitelikte olmadığını, muris Ömer Ayaz'ın yalnızca kendi adına kayıtlı taşınmazların bir kısmının mülkiyet hakkının kendisine sağlamış olduğu yetkiye istinaden müvekkiline sattığını, muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında genel kanıya göre karar verilemeyeceğini...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava harici satış sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil; birleşen dava hile, muvazaa hukuksal sebeplerine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, terditli olarak alacak istemine ilişkin olup; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde "asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile, 1480 ada 4 parsel numaralı taşınmazın T5'ya yapılan satışının muvazaa nedeniyle iptaline; taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı T1 adına tapuya kayıt ve tesciline" dair verilen karara karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Bilindiği ve 01.04.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile düzenlendiği üzere "Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu, gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu" ileri sürerek dava açabilirler. Somut olaya gelince; muris çekişmeli bağımsız bölümü 11.03.2008 tarihinde temlik etmiş olup aynı gün davalı banka aracılığı ile annesine 85.000 lira para göndermiştir. Davalı tanık ifadesine göre de bu para aynı gün muris tarafından çekilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'den boşandığını ve boşanma sonucu mali haklara hükmedildiğini, bu alacakların tahsili için borçlu hakkında takip başlatıldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazların önce davalı ...'a onunda diğer davalılara muvazaalı olarak devrettiklerini belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile haciz ve satış istemi yetkisinin verilmesini talep etmiştir. Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Ne var ki, görünüşteki satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesinin vasfı (niteliği) muvazaalı sözleşme ile değiştirilmekte, ayrıca gizli bir bağış sözleşmesi düzenlenmektedir. Görünüşteki sözleşmenin vasfı (niteliği) tamamen değiştirildiğinden, muris muvazaası aynı zamanda "tam muvazaa" özelliği de taşımaktadır. Muris muvazaasında gizli sözleşme daima bağış sözleşmesi şeklinde yapılmaktadır. O hâlde muris muvazaasında öteki mirasçılardan gizlenen, malın temliki değil, temlik sözleşmesinin niteliğidir. Gizli sözleşme bulunmadığı takdirde muris muvazaasından söz etme olanağı yoktur. Bu noktada; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli sözleşme de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar resmî sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

        Noterliği'nin 21/05/2004 tarih 12910 yevmiye ile düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi doğrultusunda asıl davanın kabulüne, birleşen dosyada davacılar tarafından açılan sözleşmenin iptali davasının akıl sağlığı iddiasına dayanılmaması ve muvazaa iddiasının ispatlanamaması nedeniyle reddine..." şeklindeki gerekçelerle asıl dosyanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar avukatı tarafından verilen 07.09.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; "...1- Anne - kız arasında düzenlenmiş olan dava konusu satış vaadi sözleşmesinde bedelin nakit ödenmiş olması yazması dışında söz konusu satış bedelinin ödendiğine dair hiç bir delil veya emare bulunmamaktadır. Satış bedelinin, satış tarihinde veya yakın bir tarihte Feriha KAREDENİZ ARI tarafından bankadan çekildiği, altın-döviz bozulduğu ve sair işlem yapıldığına ilişkin delil bulunmamaktadır....

        Noterliğinin, 23.05.2000 tarih, 20538 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı; sözleşmede yazılı bedelin 20.000,00 TL. gerçek olmayıp 7.000,00 TL. bedelle Manavgat'taki dairenin davacıya devredildiği; Antalya ili, Muratpaşa ilçesindeki 383 m2 devredilen dava konusu taşınmaz değerinin, 2018 yılı itibari ile 600.000,00 TL.'den fazla olduğundan gerçek duruma uymayan satış vaadi sözleşmesinin muvazaa ve hile nedeni ile geçersizliği iddiaları incelendiğinde; taraflar arasındaki sözleşme ve hükümlerinin, TBK'nun "sözleşme hürriyeti ilkesine" uygunluğu; hile ve muvazaa iddiasının, davacı tarafça hukuka uygun ve geçerli herhangi bir delille ispatlanamadığı ve davacının kendi muvazaasına dayanamayacağı; bu nedenlerle Antalya ili, Muratpaşa İlçesi, Güzeloba Mahallesi, 5792 ada, 4 parselde 383 m² yüzölçümlü arsa için yapılan Antalya 1....

        Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olaya gelince; davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini talep etmiştir. Resmi senette hisse devrinin 70.000,00 TL olduğu belirtilmiş ve paranın davalı tarafından ödendiğine ilişkin banka dekontu dosyaya ibraz edilmiştir. Davacı tarafından satış bedelinin satış aktinde gösterilen miktardan farklı olduğu ispatlanamadığından dava, resmi satış sözleşmesindeki bedel, tapu harç ve masrafları depo edilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken, farklı gerekçelerle, davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu