WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in arsa sahibi olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin tarafı olarak sözleşmenin feshedilmesinde üçüncü kişilerden mal kaçırmak amacıyla hareket edildiği belirtilerek muvazaa iddiasında bulunulmuşsa da; muvazaa yapıldığına dair delil bulunmadığı, davacı iddiasını ispatlayamadığından birleşen davanın reddine dair karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan ...'...

    yılında vefat ettikten sonra evdeki hissesinin bedelini istediyse de davalının vermediğini, bağış işlemini tapuda satış gibi göstererek yapılan muvazaa nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçıların miras payları oranında adlarına tescilini, bu taşınmazın başka kimselere satışına veya bağışına engel olmak için dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir konulmasını, mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı vekili, bedelde muvazaa bulunmadığını ve tapudaki satış bedeli ve masraflarının depo edilmesi durumunda açılan davayı kabul ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle payın tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir....

      Ancak, önalım bedeli genel olarak tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Davacı tarafı olmadığı satış işlemi sırasında davalı tarafından bedelde muvazaa yapıldığı,gerçek satış bedelinden daha yüksek bir bedelin satış bedeli olarak gösterildiği ileri sürülebilir.Davacı,bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Bu nedenle davacı tarafça bedelde muvazaa iddiasında bulunulduğuna göre öncelikle bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamak üzere davacı tarafa imkan tanınmalı ve hasıl olacak sonuca göre önalım bedelinin tapudaki satış bedeli mi yoksa mahkemece belirlenecek değer mi olduğu tespit edilmeli ve ondan sonra davacı tarafa kesin olarak belirlenen önalım bedelinin ödenmesi için uygun mehil verilmelidir....

        Davalı vekili, cevap dilekçesinde satış bedelinin resmi senette gösterilen bedel olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, davacı önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Bilirkişi heyetinin 19.09.2014 ve 26.05.2015 tarihli raporlarında dava konusu hissenin değerinin 24.700,00 TL olduğu saptamıştır. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Davacı tanıklarının davalı ile pay satan arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır....

          KARAR Davacı, dava konusu taşınmazdaki hissesini davalı şirkete 19/12/2003 tarihli Noterde düzenlenen Gayri Menkul Satış Vaadi sözleşmesi ile satmayı vaadettiğini, aralarında imzalanan önceki tarihli harici sözleşme ile bedelin muvazaalı olduğunun sabit olduğunu ve bakiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek, gerek bu muvazaa gerekse taşınmazdaki iştirak halinde mülkiyetten kaynaklı devir imkansızlığı nedeni ile anılı Gayri Menkul Satış Vaadi sözleşmesi’nin geçersizliğinin tespiti ile tapudaki şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket, herhangi bir muvazaa ve bakiye borcun bulunmadığını, taşınmazın müşterek mülkiyete geçirilmesi ile imkansızlığın da bulunmayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....

            c-)Tarafların Beyanları ile İradeleri Arasında İsteyerek Meydana Getirdikleri Uyumsuzluğu Açıklayan Muvazaa Anlaşması: Muris muvazaasındaki muvazaa anlaşması, miras bırakan ile karşı taraf arasında görünüşte yapılan sözleşmenin niteliğini değiştiren sözleşmedir. Muvazaa sözleşmesi hiçbir şekil koşuluna bağlı değildir. Yazılı yapıldığı gibi çok kez de sözlü yapılabilmektedir. Uygulamada muvazaa anlaşmasının çok zaman gizli sözleşme ile bir arada, hatta onunla iç içe yapıldığı görülmektedir. Ancak gizli sözleşme ile birlikte yapılması muvazaa sözleşmesinin ayrı bir sözleşme olması niteliğini ortadan kaldırmaz. Gerek "taraf" gerekse "muris muvazaasında" muvazaa anlaşmasının varlığı muvazaanın oluşması için şarttır. Muvazaa anlaşmasını miras bırakan bizzat veya vekili aracılığı ile yapabilir. Miras bırakanın görünüşteki sözleşmeyi bizzat yapması, muvazaa anlaşmasını vekili aracılığı ile yapmasına engel teşkil etmez....

              Ne var ki, görünüşteki satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesinin vasfı (niteliği) muvazaalı sözleşme ile değiştirilmekte, ayrıca gizli bir bağış sözleşmesi düzenlenmektedir. Görünüşteki sözleşmenin vasfı (niteliği) tamamen değiştirildiğinden, muris muvazaası aynı zamanda "tam muvazaa" özelliği de taşımaktadır. Muris muvazaasında gizli sözleşme daima bağış sözleşmesi şeklinde yapılmaktadır. O hâlde muris muvazaasında öteki mirasçılardan gizlenen, malın temliki değil, temlik sözleşmesinin niteliğidir. Gizli sözleşme bulunmadığı takdirde muris muvazaasından söz etme olanağı yoktur. Bu noktada; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli sözleşme de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar resmî sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

              Davacı vekili, davacının paydaşı olduğu 119 ada 21 parsel sayılı taşınmazda dava dışı Zeynel Abidin Ova’nın 1/4 oranındaki payını 23.01.2017 tarihinde 120.000,00TL bedelle davalıya sattığını, satıştan haricen haberdar olunduğunu, önalım hakkını engellemek amacıyla satış bedelinin tapuda yüksek gösterildiğini ileri sürerek dava konusu payın gerçek satış bedeli üzerinden, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davacı yanın bedelde muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedel olduğunu, daha az vergi ödeme saikiyle satış bedeli düşük gösterilen taşınmazların satış değerlerinin emsal gösterilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.03.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 1889 parsel sayılı taşınmazda dava dışı paydaşlar tarafından toplam 103/480 payın davalıya satıldığını; ancak, akitte satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini belirterek, davalı adına kayıtlı paya ilişkin tapu kaydının iptali ile müvekkili davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu